Mehmet Moreket yazdı: Herkesin Dilinde Bu Formül

ads ads ads ads
11/01/2018

ads
Mehmet Moreket yazdı: Herkesin Dilinde Bu Formül

Meclis kilitlendi ya, her kafadan bir formül çıkıyor.

İlk kez önceki gün bir grup avukat arkadaşla sohbet ederken ortaya atıldı. Orada biraz tartıştık...

Formül şu; daha doğrusu UBP’nin deneyebileceği şu...

Madem ki CTP, HP ve TDP UBP ile ortaklık kurmayı reddediyorlar, o zaman “Hüseyin Özgürgün dışta kalır, hesap sorma da dahil muhalefetin şartları kabul edilir ve bir koalisyon olur”...

Dün başka başka yerlerde de bu görüşün dile getirildiğini duydum.

Hatta, UBP içinde erken bir kurultayla Başkanlığa oynayan isimlerin, çeşitli kulislerde bu formülü “Türkiye’nin isteği” diye yaydıkları duyumunu da aldık. 

Hele de Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun, “İnşallah, koalisyona girmeyiz gibi açıklamalar bir kenara bırakılır” sözlerinden sonra...

CTP ve HP Genel Başkanları aylardır tek bir şey söylüyorlar; “UBP’yle olmaz”...

Nitekim seçimden sonra her iki parti de yetkili organlarından aynı kararı çıkarttı...

Her neyse, onlar böyle bir formülü kabul eder, etmez, o ayrı mesele...

Ama bu hesapları yapan UBP’liler hesap sorulacak olanın sadece Özgürgün olduğunu mu düşünüyorlar..?

Yani mesele, sadece Özgürgün’ün kaynağını açıklayamadığı paraların soruşturması mıdır..?

Peki ya sayıları iki yılda 2 bini geçen, haksız vatandaşlıklar..?

Diğer yasaları zorlayarak yapılan işler..?

Mesela Karpaz’ın imara açılması olayı..? Bunun için yeniden yapılan derecelendirme..?

Kendi adamları ağırlıkta olmak üzere dağıttıkları kırsal kesim arazileri..?

Sonra seçim öncesi vaadedilen yeni bir vatandaşlık yasası ya da müşavirliğin kaldırılması gibi yasalar, Özgürgün’süz de olsa, UBP ile mümkün müdür..?

UBP’liler, 20 ay boyunca yapılan onca usulsüzlük, peşkeş ve daha nice olayları sadece Özgürgün üzerine yıkıp, kendilerini temize çıkaracaklarını mı sanıyorlar...

Sırf hükümet kurulsun diye, pisliğin üstünü örtmek demek, sadece durumu idare etmek olacaktır.

Bu noktada size bir anektod...

2013 seçimlerinin ertesi. CTP birinci parti çıkmış. Yine hükümet kurma tartışmaları var...

O dönemde henüz parti başkanlığa dönmemiş olan Mehmet Ali Talat’ın bir açıklaması var.

UBP ile koalisyon kurulursa hesap sorulamayacağını ileri sürenlere “UBP’nin yarısı DP’dedir, onlardan nasıl hesap sorulacak?” diye soruyor ve “Kaldı ki yolsuzlukları araştıracak en önemli kurum Başbakanlık Denetleme Kurulu’dur ve tümüyle Başbakan tarafından atanır. Araştıramayacağı bir şey bulunmayan bu kurulun uygun elemanlardan seçilmesi halinde başarılı olacağına inanıyorum” diyor.

Sonuçta Özkan Yorgancıoğlu’nun yönetimindeki CTP, Talat’ın “Eroğlu’nun etkisinde” dediği DP ile koalisyon kuruyor...

Hatırlayın, ne Başbakanlık Denetleme Kurulu eliyle ne yargı eliyle herhangi bir hesap falan sorulmuyor. Bir KTHY konusu bile Meclis’te soruşturulamıyor, öylece kalıyor...

Sadece durum, vaziyet idare ediliyor...

O hükümet de daha önceki ortaklıkları gibi 2 yıl içinde çöküp gidiyor. Geriye sadece kaybedilmiş yıllar kalıyor. CTP, arkasından gidiyor ve UBP ile koalisyon kuruyor.

Yanlış anlaşılmasın. Bugüne kadar kurulmuş en geniş tabanlı hükümetti. Keşke başarılı olabilselerdi. Keşke UBP’nin gözü dışarıda olmasaydı... Belki de şu son 2 yılda yaşadığımız rezilliklerin hiç birini yaşamazdık, seçimler de zamanında yapılırdı.

Ben görüşüm bir kez daha tekrar edeyim, bence ya şimdi sorulur bu hesap, ya hiçbir zaman...

Ve bence hesap sorma konusu, hükümette olmaktan da daha önemlidir...

Bu arada hesap soran tek hükümet olarak da, geçici Sibel Siber hükmetini hatırlıyorum. Haksızca verilen vatandaşlıkları ve arsaları iptal etmişti mesela...

Herkes sözünün arkasında durur, hesap sormayı birinci öncelik yaparsa, içinde kimin olduğunun da fazla bir önemi yok, seçim halkoylaması yasasını değiştirme görevi de olan bir seçim hükümeti neden kurulmasın..?

11/01/2018 12:22
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mehmet Moreket
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.