Nihayet!

Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in 18 Ekim 2015 Pazar Günü gerçekleştirdiği Türkiye Ziyareti sadece Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler açısından değil aynı zamanda Türkiye ve AB İlişkisi açısından da çok verimli bir ziyaret oldu. Angela Merkel sadece Almanya’nın şansölyesi olarak değil aynı zamanda 15 Ekim 2015 Perşembe Günü biraraya gelen tüm AB liderleri adına da İstanbul’daydı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok sıcak iki görüşme yaptı. Bu iki sıcak görüşme aslında hem Almanya ve Türkiye hem de AB ve Türkiye arasında yeni ve yapıcı bir diyaloğun da başlangıcı anlamına gelmekte. Sadece mülteciler sorununun çözümü değil ayni zamanda Türkiye’nin AB üyeliği açısından da her iki taraf için bir şans anlamına gelmekte bu ziyaret sonrası birlikte atılması planlanan adımlar.

Bu ziyaret sayesinde AB kamuoyu da bir gerçeği öğrenmiş oldu. Suriyeli mülteci sorunu sadece bir ülkeye para vermekle çözülebilinecek bir sorun değil. Bu ziyaret öncesi AB bu sorunun çözümüne katkı sağlaması için Türkiye’ye 1 milyar euroyu destek olarak vaad etmekteydi. Oysa Türkiye hiç bir yabancı kaynak desteği almaksızın Suriyeli mülteciler için bugüne kadar 7 milyar euro harcamış durumda.

AB elbette Türkiye’yi mülteciler ile ilgili çabalarına yönelik olarak mali açıdan doğru desteklemeli. Bu 3 milyar euro ya da daha fazla olabilir. Ancak bilinmesi gereken gerçek AB Türkiye’ye 10 milyar da verse Suriye’de diktatör Esad var oldukça ve Rus savaş uçakları Suriyenin demokratik muhalefetini ve Özgür Suriye Ordusu’nu bombalayarak Esad’ı destekledikçe mülteciler Suriye’yi terk edip Türkiye üzerinden AB ülkelerine ulaşmaya çalışacaklar.

Sadece Esad ve Rusya daha fazla mültecinin oluşmasına neden olmamakta. Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyini ele geçirmeye çalışan PKK terör örgütü ve onun Suriye’deki uzantısı PYD ile mücadele edilmez ve de ABD’nin aynı Afganistan’da yaptığı hatayı tekrarlayarak Rusya’ya karşı Taliban’ı desteklediği gibi şimdi de PYD’ye yardım etmesi nedeniyle de insanlar Suriye’yi terk ediyorlar. PYD ve YPG Suriye’de çok sayıda köyde evleri bombalayarak insanları yaşam alanlarını terk etmeye zorlamakta. Suriye’nin kuzeyinde Türkmenlere saldırarak bölgeden kaçmalarını ve buralarda PYD’nin hakim olmasını amaçlayan bu terör örgütü de sürekli yeni mültecilerin yollara koyulmasına neden olmakta.

İşte bu açıdan da Almanya Şansölyesi’nin Türkiye Ziyareti önemliydi. Avrupa kamuoyunun artık olan bitenden haberdar olması ve kandırılmaması gerekiyor.

Örneğin Avrupa Parlamentosu’nda bir süredir birileri “Kobane’nin yeniden inşası” adı altında PYD ve PKK’ya “maddi yardım” sağlamaya çalışmaktalar. “Kobane’nin yeniden inşasına yönelik” mali yardım konusu çok dikkatle incelendiği takdirde bu projenin terör grupları tarafından nasıl istismar edildiğini görmek mümkün olacaktır.

Aynı şekilde “mayın temizleme” adı altında sürekli AB ihalelerini kazanan bazı şirketlerin PKK ve PYD terör örgütleri ile yakın bağlarının da artık açık konuşulmasında yarar var.

AB’nin ve AP’nin gözünü açması ve bu kurumların terör örgütleri tarafından istismar edilmesine izin verilmemesi gerekiyor.

Merkel’in Türkiye ziyaretinden olumlu sonuçlar bekleyen AB üyesi ülkeler ve AB Komisyonu Türkiye konusunda “objektif” olmak ve “Türkiye ile sorunlu çevrelerin” oyunlarına gelmemek zorunda, eğer mülteciler alanında yapıcı bir işbirliğini amaçlıyorsa.

Alman Şansölyesi’nin İstanbul’da yaptığı görüşmelerden sonra AB Komisyonu’nun bu yılki Türkiye İlerleme Raporu ilk test olacak. AB Komisyonu bu raporun hali hazırdaki taslağını kamuoyuna sunarsa Türkiye ile işbirliği konusunda Almanya Şansölyesi Merkel’in tüm çabalarını sabote etmiş olacaktır.

İstanbul’da bazı fasılların açılması, vize uygulamasının hedeflendiği gibi 2016’da sona ermesi ve aday ülke Türkiye’nin AB üyeliği de konuşuldu! Angela Merkel özellikle “Türkiye’ye verilen sözlerin tutulması gerektiğini” dile getirdi.

Türkiye kamuoyu şimdi beklemekte ve atılacak adımları izleyecek.

Eğer AB bir kez daha Türkiye’yi karalamaya ya da oylamaya devam ederse mülteciler sorunu konusunda kaybeden olacaktır.

Türkiye sürekli verdiği sözleri tutmayan ve Türkiye’den bekleyen ama vermeyen bir AB için AB sınırlarında pek fazla bir şey yapamaz. Ne Türk askeri ne de Türk polisi sınır geçmek isteyecek olan binlerce, onbinlerce ya da yüzbinlerce mülteciyi bu şekilde durduramaz. Türk askerinin ve polisinin Suriyeli mültecilere şiddet uygulayarak onları AB’den uzak tutmasına en başta Türkiye kamuoyu çok sert karşı çıkar. Hele bir de söz konusu olan Türkiye’ye verdiği sözleri tutmayan AB ise!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Şansölyesi Angela Merkel ile ayrı, ayrı yaptıkları görüşmelerde Türkiye’nin AB karşısındaki duruşunu, haklı beklentilerini ve belirlenen hedeflerin gerçekleşmesi konusundaki kararlılıklarını net bir şekilde söylediler.

Angela Merkel’de bu konuda Türkiye’yi iyi anladığını dile getirdi.

Şimdi Çalışma Grupları oluşturulacak ve konuşulan konuların ve belirlenen hedeflerin ve de gerçekleşmesi gereken uygulamaların gerekli hazırlıkları yapılacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından basına açıklama yapan Angela Merkel “Türkiye ve AB arasında daha sıkı ve yoğun bir iş birliği içerisine girilmesi gerektiği konusunda mutabakata varıldı.” diyerek bu ziyaretin sadece Türkiye Almanya arasında işbirliği değil aynı zamanda Türkiye ve AB arasında sıkı ve yoğun bir işbirliği anlamına geldiğini özellikle belirtti.

Evet şimdi bakalım AB Komisyonu bu yılki Türkiye İlerleme Raporu konusunda nasıl bir adım atacak? Hatırlatalım son raporları Türkiye almayı bile kabul etmedi. Çöp kutusundalar. İnşallah bu sefer AB artık Türkiye konusunda marjinallerin etkisinde kalmadan objektif analizler sunar. Bunu da aslında Türkiye için değil kendisi için yapmasında yarar var. Sınırda yüzbinlerce Suriyeli her an AB ülkelerine akın, akın gelmeye hazırlar!