Mesele olmayan meseleler

ads ads ads ads
24/03/2017

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amcıyla yapılan görüşmeler öyle görünüyor ki içine girdiği krizden çıkıyor.

Liderlerin sosyal içerikli bir yemekte bir araya gelmesi ile birlikte kriz ortadan kalkacak.

Enosis ile ilgili kararın Rum Meclisi’nden de geçerek yapılan hatanın düzeltilmesi sonrasında müzakereler yeniden başlayacak.

Yeniden başlayacak sürecin bir başka krizi daha kaldıracak ne zamanı ne de gücü kaldı.

Liderlerin önünde artık gerçek anlamda bir zaman kısıtlaması olacak.

Zamana oynanacak bir ortam olmayacak.

Gelinen aşamada Rum tarafı dört özgürlükler meselesini yeni bir kriz meselesi olarak hazırlıyor.

Halbuki bu konu kesinlikle mesele edilecek bir konu değil.

Dört özgürlükler konusu Türkiye ile AB arasında gümrük birliği kapsamında devam etmekte olan görüşmeler ve Ankara anlaşması çerçevesinde çözüme kavuşturulabilir.

Sermayenin serbest dolaşımı konusunda zaten bir sorun yok.

Malların serbest dolaşımı konusu da Gümrük Birliği’nin genişletilmesine dönük AB ve Türkiye arasında devam etmekte olan görüşmelerde çözülecek gibi duruyor.

Hizmetler konusu da öyle sorun olacak bir konu değil.

Avrupa'da hizmet sunumu adı altında çalışmaya başlayan birçok Türk vatandaşı var.

Bunun nedeni Avrupa Adalet Divanı’nın 2009 yılında aldığı Soysal kararı..

Bu karar uyarınca Almanya'nın Türk vatandaşlarına vize yolu ile ek kısıtlama getirmesi, Ankara Anlaşmasının katma protokolünün 41'inci maddesine aykırı bulunarak kısıtlamaların kaldırılması hükme bağlandı.

Ve bu hüküm uyarınca Avrupa Komisyonu 1970’li yıllarda Almanya, Hollanda ve Danimarka’nın Türkiye’ye dönük yaptıkları uygulamayı esas alarak, hizmet sunanlar için vizesiz girişin sağlanması ve kısıtlamaların kaldırılması yönünde karar çıkarttı.

Şimdi bu karar uyarınca söz konusu üç ülkede bir yıl hizmet sunan bir Türk vatandaşı bu ülkelerde oturma izni alabilirken, dört yılın sonunda da AB üyesi tüm ülkelerde serbest dolaşım hakkı kazanabiliyor.

Bu durumda hizmetlerin sunumu meselesi de ya Türkiye-Avrupa arasında ortaklık hukukunun gelişmesi ile, ya da AB hukukunun kendi içinde bulunacak bir formülle gümrük birliği kapsamına dahil edilmesi ile çözümlenebilir.

Geriye kalıyor serbest dolaşım ve mal mülk edinme konusu…

Bu konuda da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın söyledikleri var.

Kıbrıs üzerinde bu konuda Türk-Yunan dengesinin korunacağı bir formül bulunabilir.

Özel bir takım uygulamalar ile bu da sorun olmaktan çıkarılabilir.

Bunun AB içinde örnekleri var.

Sonuç itibarı ile, gelinen aşamada dilerim Rum tarafı mesele olmaya aday olmayan bu konuyu kaşımaktan ve bu meseleyi bir AB-Türkiye krizine dönüştürme çabasından vazgeçer.

Aksi takdirde yeniden başlayacak görüşmelerde bu ciddi bir krize dönüşür ve bu kez masa çöker.

Elbette bir diğer önemli konu da Türk tarafının siyasi eşitliği meselesidir.

Ve bu konu artık müzakere masasında gündemde olmaktan çıkmalıdır.

Gelinen aşamada yeniden başlayacak müzakerelerin başarısı bu konularda Rum Liderliğinin ortaya koyacağı tavra bağlı olacak.

Kısacası mesele olmaması gereken meseleler sürecin geleceğini belirleyecek.

Sürecin çöküp çökmeyeceğini…

Müzakerelerin ortaya bir çözüm çıkarıp çıkaramayacağını…

 

24/03/2017 09:25
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.