Mevsim geçişlerinde kalbinizi koruyun!

ads ads ads ads
11/04/2017

ads
Mevsim geçişlerinde kalbinizi koruyun!

Mevsim geçişlerinde bedenimiz de değişime uyum sağlamaya çalışıyor. Ani değişen hava şartları birçok problemin açığa çıkmasına neden olabiliyor. Isı ve basınç değişiklikleri ile beraber üst solunum yolları enfeksiyonlarında artış olması ise kalp kriziri tetikleyebiliyor.

Hava şartları ve mevsimlerin insan sağlığı üzerindeki etkisi birçok çalışma ile gösterilmiş durumda. İnsanın fiziki ve ruhsal değişimiyle birlikte atmosferde yaşanan ısı ve basınç değişimi, polenlerdeki artış ve güneşin de etkisiyle kalp hastalıklarından alerjiye bağlı sorunlara, cilt hastalıklarından böbreklere kadar birçok organı etkileyen sağlık sorunlarına daha sık rastlanabiliyor. 

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülcan Abalı, bu dönemde özellikle kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda olan kişilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. 

Kalp krizi görülme sıklığının bu dönemlerde daha fazla görüldüğünü aktaran Abalı, bu sonucun ortaya çıkmasını sağlayan ilişkiyi şöyle açıkladı: 

“Bahar aylarında ısı ve basınç değişiklikleri ile beraber üst solunum yolları enfeksiyonlarında artış olması kalp krizi riskini tetikleyebiliyor. Ayrıca kalp hastaları kadar risk grubundaki kişiler de bundan etkilenebiliyor. Çünkü havaların ısınması ile beraber terleme gibi nedenlerle vücutta sıvı kaybı yaşanması ile kanda koyulaşma ve pıhtılaşma meydana gelebiliyor. Bu da kalp krizi ve felç risklerini artırıyor.”

SIVI TÜKETİMİNİZİ ARTIRIN

Artan sıcaklarla birlikte havadaki nem oranının arttığını, bunun sonucunda da su ve mineral kaybının meydana geldiğini söyleyen, Doç. Dr. Gülcan Abalı, idrar söktürücü ilaç kullanan hastaların bol miktarda su tüketmeleri gerektiğine işaret etti. Özellikle çok fazla terleyen ya da kilo sorunu yaşayan kalp hastalarının bu konuda çok daha dikkatli olması gerektiğini anlatan uzman, “Terlemeyle birlikte vücutta kaybolan sıvı, kan akışkanlığında azalmaya ve koyulaşmaya neden olur. Sıcak ortamda, kendini soğutmak amacıyla kan cilde hücum ederken kan basıncı düşebilir veya yükselebilir. Bu da kalbin aşırı çalışmasına, beklenmedik kalp krizlerine, ritim bozukluklarına, ani oluşan ve hastaneye yatmayı gerektirecek kalp yetersizliklerine yol açabilir” diye konuştu.

DOKTORUNUZUN ONAYLADIĞI UYGUN EGZERSİZLERİ YAPIN

Bahar aylarında havaların olumlu etkisi ile iyi hisseden bireylerin, kendilerinde daha fazla efor sarf etme imkanı bulduklarını söyleyen Doç. Dr. Gülcan Abalı, fiziksel özelliklere ve yaşa uygun olmak üzere haftada beş saat düzenli egzersizler yapılmasının yarar sağlayacağını söyledi. 

Kalp hastalarının bu durumda takiplerini sürdüren doktorlarına başvurarak, yapmayı planladıkları spor türünü ve bunların sürelerini danışmalarını ayrıca kullandıkları ilaçların dozlarını da yeniden kontrol ettirmelerini öneriliyor.

BÖBREKLERİNİZİ KORUYUN

Mevsim geçişlerinde sıcaklıkların ani olarak değişmesine öncelikle deri ve böbrekler tepki veriyor. Abalı’nın verdiği bilgiye göre derimiz, sıcaklık seviyesi arttığında terleyerek vücut ısısını dengede tutmaya çalışırken, böbrekler de bu sırada vücuttaki su oranını korumak için idrar üretimini yavaşlatıyor. Bunun sonucu olarak da vücuttaki kan koyulaşıyor ve pıhtılaşma eğilimi artıyor. 

Bu nedenle söz konusu dönemde sağlıklı ve düzenli beslenmenin yanı sıra, mevsime ve sıcaklıklara uygun, terlemeye neden olmayacak kıyafetler giymenin ve hareketli bir yaşamın önemine dikkat çeken Dr. Gülcan Abalı, bu konuyla ilgili önerilerini sıraladı: “Hipertansiyon ve böbrek hastaları bol su tüketmeli ve ilaçlarını doktorlarının önerdiği şekilde almaya özen göstermeli. Ayrıca idrar söktürücü etkisi olan alkollü ve kafeinli içeceklerden, gazlı ve aşırı şekerli sıvı gıdalardan da uzak durulmalı.”

KAN BASINCI YÜKSEKLİĞİNİ KONTROL ALTINA ALIN

Kalp hastalıkları açısından riski azaltmak için kan basıncı yüksekliğinin de kontrol altında tutulması gerektiğine işaret eden kardiyolog, “Özellikle tansiyon hastalarının ve risk grubunda yer alan kişilerin ayda bir kez, aynı gün içerisinde tansiyonlarını belirli aralıklarla birkaç kez ölçmesinde yarar var. Ölçülen değerin büyük tansiyon için 140 mmHg, küçük tansiyon için ise 90 mmHg ve altında olması gerekiyor. Bu değerleri aşan durumlarda ise mutlaka bir uzmana danışılmalı. Tansiyon ilacı kullanan hastaların da tedavilerine aksatmadan devam etmeleri gerekir” ifadesini kullandı. 

TUZ TÜKETİMİNDEN KAÇININ

Aşırı tuz tüketimi başta böbrekler ve kalp olmak üzere birçok organı ve dolayısıyla genel sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Fazla miktarlarda alınan tuz tansiyonun yükselmesine neden olurken bu durum damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için yemeklere tuz atmadan önce bir kez daha düşünmekte fayda var.

SİGARA KULLANMAYIN, ALKOL TÜKETİMİNİ SINIRLANDIRIN

Sigara kullanımı damarlarda tıkanmaya yol açarken aynı zamanda kanı koyulaştırarak pıhtılaşma eğilimini artırıyor. Bu nedenle sigara kullanan kalp hastalarının ve kalp hastalıkları açısından risk grubunda yer alan kişilerin en kısa sürede bırakmak için çözüm aramaları gerekiyor. Fazla alkol tüketiminin ise idrar söktürücü etkisi ile kanın koyulaşmasına ve pıhtılaşmaya sebep olduğunu, aynı zamanda kullanılan ilaçların etkilerini de değiştirebildiğini söyleyen Doç. Dr. Gülcan Abalı, alkol tüketiminin sınırlandırılması gerektiğini belirtiyor.

11/04/2017 12:06
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: kalp, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK SAĞLIK

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.