UBP’nin seçim kitapçığını hatırlayanınız var mı?

Neredeyse tamamı, TC- KKTC hükümet protokolünde yer alan olaylarla ilgiliydi…

Suyun özelleştirilmesi…

Kabloyla elektrik…

Yeni hastaneler…

Ve daha birçoğu…

Bu hükümetin başarısı da, “birçoğu” dışında kalan bu üç noktaya bağlıdır.

Bu hükümet, Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesine karşı mı değil mi?

Suyun tek elden yönetimi sağlanacak mı?

Yeni hastanelerle ve sağlık sistemi ile ilgili UBP hükümetinin başlattığı çalışmalar ne olacak?

Özellikle enerji ve su…

Bu iki alanda atılacak adımlar son derece önemli.

Ben, özellikle elektrik konusuna hep daha farklı baktım…

“Kablo ile elektriği” hiç ama hiç tehlike olarak görmedim.

Kıb- Tek çalışanlarının ve etrafında oluşan yapının böyle bir korkusu var…

Daha global bir bakış açısı geliştiremedik…

Toplumsal bir bakış açısı geliştiremedik.

O alanda bir statüko oluşturuldu ve ilerleme de hep o yönde oldu.

CTP’li hükümetler sadece tartıştı ama adım atmadı…

UBP’li hükümetler “yapacağız” dedi ama adım atmadı.

Günün sonunda, su geldi ama yönetimi yok…

28 belediyede 20 farklı fiyat…

Elektrik ise gelmedi…

Halen daha tartışma devam ediyor.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, kararlılıkla ilk kez konuştu bu konuda…

Ne diyor Nami:

“Çeşitli alternatiflerin ön çalışmaları yapılmış. Bunu hükümetimiz döneminde de bilimsel anlamda fizibilite çalışmasına dönüştürmemiz gerekiyor. O noktada gereken siyasi irade konup bu projenin start düğmesine basmamız gerekiyor. Bu gerçekleştiğinde yenilenebilir enerji konusunda da çok daha büyük adımlar atmak daha rahat olacak. Rum tarafına enerji vermemiz de mümkün olacak. Bütün bu çalışmalar kapsamlı çözüm çalışmalarına da katkı sağlayacak. Birbiriyle iş birliği alanlarını geliştiren ekonomiler yaratmak istiyoruz. Bu sayede bölgemizde barışı, refahı, ekonomik gelişmeyi tesis etmek mümkün olacaktır.”

Peki hükümet programında var mı?

Yok…

Son tahlilde geleceğim nokta şu….

Bu hükümet icraat hükümeti olacaksa…

Ki iddia odur…

Hükümet programında yer alamayan alanlara da yönelecek…

Su gibi…

Yeni sağlık sistemi gibi…

Elektrik gibi…

Bak, Özdil bey güneye satmaya bile hazır…

E usandık…

Ne duymak istersiniz bir siyasetçinin ağzından…

Zaten yeteri kadar “cekli- caklı” bir hükümet programı var…

Bir de üzerine bakanların sürekli olarak, “akıl tarif eden” açıklamaları, gına getirdi.

Beni bakanların ne hayal ettiği ilgilendirmez.

Ne düşündüğü de…

Ben icraata bakarım…

İcraat görmek isterim…

O “cek- cak”lı cümlelerin yaşam bulmasını isterim.

Ne çektiysek…

“Hayallerini anlatan” ama bunu icraata dökmeyenlerden çektik.

E usandık…

Usandırdınız…

Kabullerden usandık…

Ne çok kabul var yahu…

Bir çoğu da “protokol” kabulü…

Eminim kimse memnun değil bu durumdan…

Ama geleneksel kabuller var…

Geleneksel ziyaretler…

Bari haber olmasa…

Bu kadar rahat, bu kadar umarsız…

Bu fotoğraf nerden biliyor musunuz?

Gözbebeğimiz Zeytinlik…

Herifin biri gelmiş…

Yeşil alana…

Bir kamyon artık boşaltmış…

İnşaat artığı…

Gitmiş gelmiş, bir daha boşaltmış…

Öyle pervasız…

Öyle rahat…

Öyle umarsız…

Bu memlekete dair sevginin örneğidir bu…

Seveni yok…

Ait hissedeni yok…

“Ganimetimdir” mantığı var ya…

Ülkenin hali de bundandır…

Zeytinlik…

Tarihi köyün göbeği…

Yeşil alan bir de…

Sennaroğlu aday değil…

Büyükkonuk Belediye Başkanı Ahmet Sennaroğlu, Haziran 2018 yerel seçimlerinde yeniden aday olmayacak. Sennaroğlu, CTP’den seçilmiş, babasının vekil olduğu CTP’den istifasının ardından, ayrılma kararı almıştı. Zaman zaman yaptığı dengesiz çıkışlar bir yana… Başarılı bir başkan olduğu söylenebilir. En azından, Büyükkonuk, bugün düne göre daha iyi bir noktada. Sennaroğlu aday olmayacağını açıkladı. Babası da dün akşam UBP İskele ilçe toplantısında bu kararı iletti. Neden? Merak ettim açıkçası. “Ailevi sebepler” dendi ama. Mutlaka siyasi bir sebebi de vardır. UBP, “tüm başkanlar yeniden aday olacak” diye karar aldı. Sennaroğlu peşi sıra havlu attı. Bu arada, Büyükkonuk’da UBP’nin adayı Metin Gökalp… En azından şu anda öne çıkan isim Metin Gökalp…