Neredeyiz?

ads ads ads ads
17/09/2017

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


Kıbrıs sorununda elli yıl yalnızca içeriği müzakere etmekle geçmedi.

Birbirinden farklı ihtilaf çözme yöntemleri de denendi.

***

Örneğin müzakerecileri ‘’değiştirme’’ denendi.

‘’O yapamadı sen yapar tarihe geçersin’’ diye iki tarafta da yeni görüşmeciler kalıplarının ötesinde onore edilip dışarıdan gaz verilerek dünya siyaset platformuna bile çıkarıldı.

Tutmadı ya da kim bilir belki de bilinçli olarak tutmayacağı bilinerek denendi ve tüketildi.

Kendi kendimizi kandırmanın bir alemi yok. Her iki toplum da Kıbrıs sorununun görüşmeciler ile ilgili olmadığını anlamış oldu. Akıncı’nın yaptığı en büyük ‘’hizmet’’ bu oldu.

Görüşmecileri değiştirmekle çözüm bulma arayışının boş bir umut olduğunu el birliğiyle her iki taraf da hem kendine hem de karşı tarafa göstermiş oldu.

Geçen süre içerisinde tabana yayılmış toplumsal refleksin, adanın her iki tarafında kendiliğinden organize olmuş en büyük siyasi hareket olduğu artık ispata muhtaç bir realite olmaktan çıktı.

Hangi müzakere yöntemi denenmiş olsa da sıra ‘’tilkinin kuyruğunun’’ ölçüsünü almaya geldiğinde, ‘’terziler’’ değişmiş olsa da kuyruk ölçüsünün değişmediği ortaya çıktı.

‘’Tilkinin kuyruğunun uzunluğu’’ değişmediği anlaşılınca da her seferinde işin kimyası hemen eski kalıplara dönüverdi.

Her seferinde bunun oluşturduğu kriz de şaşkınlıkla karşılandı ki bu şaşkınlığa şaşırmamak elde değil.

***

Bu günlerde denenmek istenen ‘’ilgilenmiyorum, gidiyorum’’ yöntemi de daha önce denendi. Bu sefer hafif yollu Rum’un üzerinde denenmek isteniyor.

Annan planına bizim evet dememiz büyük ölçüde ‘’ilgilenmiyorum gidiyorum’’ yönteminin bizim üzerimizde yarattığı çekim gücüyle oldu.

Bizim ‘’evet’’ ile Rum’un ‘’ohisi’’ ayni ana denk geldiği için bu da tutmadı. 

Görüşmelere ara vererek ‘’erteleme’’ de defalarca denendi.

Çözümsüzlüğün maliyetinin daha fazla olduğunu düşündürtmek için uygulandı. Bizden devletin, Rum’dan da malının gasp edilmiş olduğunu ve geri gelmeyeceğini düşündürtmek için yapıldı.

Taraflar tınmadı.

Görüldü ki, mangal her akşam iki tarafta da ‘’özgürce’’ yanabildiği sürece bir süre sonra çözüm olmuş ya da olmamış kimsenin umurunda değil.

Bu ‘’son şanstır’’ hatırlatmaları ile bu yönteme atıfta bulunup medet umanlar gerekçelerinde haklı olsalar da motivasyon yaratmak adına pek inandırıcı olamadılar.

İşin pratikte uygulanmasına bakarsan müzakere tekniği olarak ‘’ilgilenmiyorum, gidiyorum’’ yöntemi gücün tek bir noktada konsolide olması ile ancak başarıya ulaşabilir.

Böyle bir durumun Kıbrıs üzerinde oluşmasına müsade edilmedi.  

Bölgede gücün Türkiye etrafında konsolide olmasına karşı hamle üstüne hamle yapılmasının bir sebebi de bunun Kıbrıs’a da yansımasını önlemektir.

Bulunduğumuz bölgede belirsizlik hat safhadadır.

Konuya göre neredeyse haftalık ittifaklar kurulup bozulan bir Ortadoğu görüntüsü ortaya çıkmıştır. An geliyor İŞİD ile Hizbullah bile bir konuda mutabık kalıp birlikte hareket edebilmektedir.

Böyle bir ortamın hemen yanında olan adada ‘’ilgilenmiyorum gidiyorum’’ yöntemi ile bugüne kadar müzakere edilen çerçevede bir anlaşmaya ulaşmak pek mümkün değildir.

Ulaşılacak olan ‘’anlaşma’’ konuşulan çerçevenin dışında bambaşka bir dengeye oturmaya mahkûmdur.

İçinden geçtiğimiz süreç tüm bilinen seçeneklerin denendiği algısının altını çizme sürecidir.

***

Hani olmaz ya, bugün taraflar bir şaka yapıp " biz bütün konularda uzlaştık, anlaşıyoruz " deseler, abiler ve amcalar izin vermediği sürece bir imza olamaz. 
Bu konjonktürde de izin vermeyeceklerdir.

Çünkü Kıbrıs sorunu onlar açısından masada görünen iki tarafı ilgilendiren bir sorun olarak değil, bölgedeki başka menfaatlerin sağlanabilmesi için kritik bir araç olarak önemsenmekte ve bir tarafta arıza çıkarmadan bekletilmesi istenmektedir. 

Bulunduğumuz bölgede operasyon şu an askeri yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Kıbrıs ve diğer bazı yumuşak konular ise ameliyat sonunda hastayı dikip  yoğun bakıma alma safhasında kullanılacaktır. 

Sonra hep birlikte ayılma ve birbirimizi ayıltma safhası var. 

Anadolu’da ve Kıbrıs’ta biz Türklerin gözlerimizi açıp  "bana ne oldu neredeyim ben? "  deme safhası. Yol alıyoruz yaklaştık ama daha oraya gelmedik. Anlayacağınız her şey yolunda gitmektedir!

17/09/2017 09:47
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: cenk uzunoğlu
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.