Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay adaylığına destek veren çok sayıda gönüllüsüyle birlikte Güzelyurt sanayi bölgesi, Lefke çarşısı, Gaziveren, Bademliköy ve Yedidalga’yı ziyaret ederek vatandaşlarla buluştu. Özersay ziyaretleri sırasında yaptığı konuşmalarda “toplumun her kesiminden, genç-yaşlı, partili-partisiz, köyde yahut şehirde kalan binlerce destekçim olduğunu görüyorum. Destek verenlerin büyük bölümü sessiz şekilde, çok öne çıkmadan bana destek veriyorlar. Toplumun büyük bir bölümünden sessiz ve güçlü bir desteğin olduğunu görüyorum. Aslında bu destek izlemekte olduğum yeni siyaset anlayışınadır. Vatandaşlar artık güvenebilecekleri, işinin ehli olan, konusunun uzmanı olan yeni nesilden insanların bu görevlerde olmasını destekliyorlar. Bu değişim olacak, başaracağız” dedi.

Özersay, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı bu süreçte çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Kıbrıs Türkü’nün lehine olacak kararın alınacağına inandığını belirten Özersay, işinin ehli kişilerin göreve gelmesinin Kıbrıs Türkü’nün yararına olacağını ifade etti. Gittiği yerlerde bir vatandaşın kendisine “saçımızı kestirmek istediğimizde nasıl ki kasaba değil, berbere gidiyoruz o zaman bu seçimde de Cumhurbaşkanı seçerken hukuktan, diplomasiden ve müzakereden anlayan, bu alanlarda eğitimi ve tecrübesi olan isimleri seçmeliyiz” dediğini söyleyen Kudret Özersay “aslında son zamanlarda duyduğum en mantıklı yaklaşım bu. Artık bu görevlere bu görevin temelini oluşturan konulara hakim isimler gelmelidir, bu ülkeyi asıl ileriye taşıyacak olan şey bu tür yaklaşımlardır” dedi.

Kıbrıs konusundaki tecrübesinden de bahseden Özersay, 12 yıl boyunca yürüttüğü müzakerecilik görevinden bahsederek, “sadece müzakereler konusunda değil, müzakereler dışında ululsrarası alanda bu halkı temsil edecek olan Cumhurbaşkanının bu alanda deneyimli bir isim olmasının Kıbrıs Türkünün yararına olacağına dikkate çekti. Özersay, ülke yönetiminde bugüne kadar yaşanan en büyük sorunun partizanlık ve adam kayırmacılık olduğuna vurgu yaparak, verilen hizmetin hem adil olmadığını hem de vatandaşın develete güvenini sarsacak nitelikte olduğunu, bunun önüne geçebilecek cumhurbaşkanlarının belli bir partiye vefa borcu olmaması gerektiğinin altını çizdi. Özersay “eğer gerçekten bağımsız bir Cumhurbaşkanı istiyorsak, yani adı ‘bağımsız’ değil kendisi, özü bağımsız bir Cumhurbaşkanı istiyorsak, kimi seçeceğimiz bellidir. Ülke demokrasisi için gerekli ve hatta olmazsa olmaz olan siyasi partilerin bugünkü yöneticileri ve yıllardır kemikleşmiş olan partizanlık odaklı eski siyasetin bu ülkenin enerjisini sömürdüğü görmemek mümkün değil. Toplum olarak kendi kendimize olan güveni yerle bir eden, adeta ruhumuzu kurutan eski, eskimiş siyaset anlayışından tez zamanda uzaklaşmamız gerekiyor. Vatandaşın bu yönde bir iradesi olduğunu görüyorum. Bu iradenin 19 Nisan’da sandığa yansıyacağı konusunda şüphem yoktur” dedi.

Bugün gelinen noktaya dikkat çeken Özersay, bazı kesimler çözüm olduğunda sanki tüm sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacakmış gibi hareket ediyorlar. Bir kere olası bir çözümün yaşayabilir olması, müzakere masasında elde ettiğimiz hakların kağıt üzerinde kalmaması için kamu kurumlarına çeki düzen verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Özersay bu konuda Cumhurbaşkanının yetkilerini vatandaşlar arasında ayrım yapmaksızın etkili şekilde kullanması gerektiğini ve göreve gelmesi durumunda bunu hiç çekinmeden yapacağını vurguladı. Özersay, kapsamlı çözüm bulunacaksa devletin kurumları güçlü olduğu, hizmet üretebildiği ve işin ehli insanlar görevde olduğu takdirde masada alınan hakların gerçekten hayat bulabileceğini de anlattı.

Özersay sözlerini şu sözleri ile noktaladı; ‘’19 Nisan’da Devletin başını seçiyoruz. Cumhurbaşkanı siyasi partiyi değil, halkını savunmalıdır. O seçilsin bu seçilsin diye siyasi parti yöneticilerinin vereceği işarete ihtiyacınız yoktur. Siz tüm adaylara bakın. Bu görevi en iyi kim yapar, gerçek anlamda bağımsız kimdir ve bunları yapmaya enerjisi olan kimdir sorularını kendinize sorun. Kararı siz verin, en iyisi siz seçin’’.