1929 yılı Eylül’ünün 1. gününde eski adı  Sinde, şimdilerde İnönü olan köyde doğdu.

Tutun ki beş altı yıl sonra bir köy çocuğu olarak artık anlatacak hatıraları vardı 88 yılık ömründe..                            Kim merak etmez,  kim öğrenmek istemez? Ki 1907’ler doğumlu rahmetlik pederim anlatırdı o yaşadığı çocukluk gençlik yıllarını. Türk halkının meşakkat içinde nasıl yaşamaya var olmaya çalıştığını…”

Doymak bilmez arsız çocuklar gibi defatle anlattırırdım.. Beynime nakşederdim o günlerin köylerini, kasabalarını, hayatlarını, fukaralığını, yokluklarla geçen ömürler acılarını…

Şimdilerde yetişmekte olan çocuklarımızla ne kadar konuşur, ne kadar anlatır, ne kadar aktarırız bilmiyorum ama çoğu bilmiyor geçmişi! Tarihini, atalarını, köyleri, kasabaları, örf adetleri…

NEYSE ki bazı insanlarımız anlatıyorlar.. Yazıyorlar, tekrarlıyorlar.. En güzeli “hatıralarını” kitaplaştırıyor, kalıcılaştırıyorlar.. KıbrısTürk halkına nesilden nesile  devredilecek “geçmiş yaşamlarını” mücadelelerini, güzelliklerin yahut meşakkatlerle savaşlarının hatıralarını bırakıyorlar, bırakabilecekleri en büyük miras değerinde…

İNSANLARIN her dönemde, anlatmak zorunda değiller ama hep anlatacakları  hayatları, o hayatlar etrafında bir ömür yörüngelenen yaşadıkları, hatıraları vardır.

İŞTE 1929 Sinde, şimdi adı İnönü olan köyde doğan Emir Ali Başar hocamız bu insanlardan biridir artık.. Zaten bir süre önce yayımladığı kitabının başlığı da “Anılarım”dır.

KİMDİR Emir Ali Başar? Bugünün öğretmenleri, elitleri ne kadar tanır ve bilirler bilmiyorum.. Ben Başar beyi Öğretmen Kolejinde öğretmenimiz olarak tanıdım. Bazı insanlar aydınlık yüzlü doğarlar. Gözerinizin içine bakarlarken dikkat ve rikkatle bakarlar, konuştular mı mütevazilikleriyle sarmalanmış o ağır efendiliğe ellersiniz..

Emir Ali Başar tutun ki işte öylesi bir “duayen eğitimcidir.”  Önce Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Matematik Fen bölümünden mezun oldu. Daha sonra ABD’de Pittsburgh Üniversitesinde Fizik’le ilgili yedi aylık, İngiltere’de Reading üniversitesinde bir yıl yine fenle ilgili kurslara katıldı. Baş müfettişlik yaptı, Ankara’da KKTC’nin Kültür ataşesi ve Öğrenci müfettişi olarak türlü çeşitli görevlerde bulundu… Kısaca Her dönemde kendini yeniledi, bilimsel donanımını artırdı…

YAYIMLADIĞI ‘anılarım” adlı kitabı  tıpkı Emir Ali Başar gibi  aydınlık ve huzurlu.. Kitabı oluşturan her biri bir iki sayfalık “köşe yazısı” esamesindeki “anlatımlarını” uzun süre Emekliler Cemiyetinin yayınladığı dergideki “yazılarından” derlemiş sonra kitaplaştırmış.   İnönü  köyündeki çocukluğundan yaşamının türlü çeşitli safhalarını emeklilik günlerine kadar kronolojik bir sıralamayla düzenlemiş.      Kitap bol fotoğraflı, her yazısı bir tarihi belge niteliğinde.. Hatta okurken kendinizi de bulabilirsiniz o anlatımlar içinde. Yahut babanızı, yakınlarınızı, pek çok tanıdıkları, adlarını işitip de tanımadıklarınızı…    Yaşamındaki türlü çeşitli  olaylarla insanları gerçekten de bir “anılar” tadında anlattı Başar bey. Zevkle okuyor  ve pek çok bilinmedik olay karşısında “ya öylemiydi” diyerek  tepki gösteriyorsunuz. Tabi olumlu yönden.

ZATEN benim de söylemek istediğim buydu. Özellikle üst kademelerde çalışmış, yurt dışında görev almış, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde adı sanı ile görevler yüklenmiş, gerisinde belgeli ispatlı  hatıralarını bırakmış insanlarımız anlatmalı, anlattıklarını kitaplaştırmalı, yeni kuşaklarımıza aktarmalıdırlar…

HOCAM Emir Ali Başar bu sürece katılan,  “Anılarım” adlı  kitabını da dahi ömründeki onca başarısına ulayan  isimlerden biri oldu. Kendisini tebrik eder, sağlık afiyet ve başarılar dilerim.. Tabi ekleyim: “Anılarım” kitabını okuyun. Bakın nasıl varacaksınız tadına ve neler öğreneceksiniz…