Son dönemlerde “biyografi” ve “hatıralarla” ilgili peş peşine kitaplar yayınlanıyor. Adeta Kıbrıs Türk halkını yeniden keşfeder gibi okuyorum bu kitapları.. Bazılarına çok aşina olduğumdan  sayfalarını çevirerek şöyle bir göz atıyorum..  Anlatımlara, hatıralara,  bilmediğim için şaştığım olaylara takılır,   bir kez daha bilmediklerimin, bildiklerimden çok daha fazla olduğuna hayret ederim!

MESELA rahmetlik “Burhan Nalbantoğlu” ile ilgili kitap da  bunlardan biri olduydu. Gazeteci bayanlarımızdan Özgül Gürkut ile Damla Soyalp’ın araştırıp kitaplaştırdığı “Nalbantoğlu” ile ilgili kitap doğrusu ya çoğu insanlarımızın bilmediği  “mücadele tarihimize”  de ışık tuttuydu. O mücadelenin önderliğini yapan Nalbantoğlu’nu da  bu kitapla bir daha  tanımak imkânı bulduktu…

_______________________________________________________________________________

HATIRLADIĞIMCA Samtay Vakfı da (Rahmetlik Suna Atun) Mağusa’da iz bırakmış insanlarımızın kısa hayat hikâyelerini Bülent Feyzioğlu ile birlikte kitaplaştırdılardı..

Rahmetlik Aslan Mengüç’ün de “Tremeşeli” kitabı TMT dönemlerinin destanını anlatır gibiydi.

Ahmet Sanver’in seri halinde yayınladığı sayısını bilmediğim kitapları ise başlı başına bir devrin tarihini o mücadele yıllarını kalıcılaştıran hatırlardır… Ahmet Tolgay’ın da son zamanlarda bu tip yayınlanan kitapları vardır..

Ve daha nice insanımız, köylerini kasabalarını, mücadelelerini, yaşadıkları dönemlerdeki olayları anlattılar ki tümünü yan yana getirip bir senteze vardığımda,  kendi duygularımla ifade edeyim, “geçmişimi yeniden öğrenmekteyim..” Hem de o geçmişi şöyle böyle bu “kalemşör” yazar arkadaşlarla ayni dönemlerde, yahut el an yaşadığım halde!

_______________________________________________________________________________

İZZET RIZA YALIN: Yukarıda anımsattığım    “biyografiler, hatıralar mücadele yıllarını anlatan kitaplara bir yenisi daha eklendi.  Bir süre önce Yalın Aktoprak tarafından imzalanıp “Yalın Ailesi adına” tarafıma  gönderildi.

Alabildiğine hacimli bir kitap. 500 sayfa falan ama küçük puntolarla basıldığı için tutun ki iki katı, bin sayfalık kitap esamesinde..

Doğrusu böylesi kitaplar öyle bir solukta falan okunamazlar.. Önce sayfalarını çeviririm ben.. Bilirim ki “biyografiler” bir devrin “tarihidir, ekonomisidir, halkların mücadeleleri, siyasi olaylar külliyesidir.. Sayfaları bu bilinçle çevirirken bir başlığa, bir konuya takılır, okur, bir başka arayışla ilgimi çekecek  yeni yeni konular ararım.. Genelde “anlatılan dönemleri” okurken,  bizim gibi ayni kuşak insanları benzer filmleri bir kez daha izlermişcesine bir hisse kapılır.

HELE bunu İzzet Rıza Yalın gibi bir “döneme”   damgasını vururken toplum katlarımızda sadece gazeteci olarak değil  bir mücahit, bir radyocu, Kıbrıs Türk halkının davasının Türkiye’de Londra’larda bir gönüllü elçisi… Olan İzzet Rıza Yalın’dan okursanız,  tadına doyamadığınız bir keyfe varırısınız… (Kitabı yayına hazırlayan Fevzi Yalın’dır..)

_______________________________________________________________________________

İZZET Rıza Yalın tutun ki Kıbrıs Türk toplum katlarında bir devrin önde gelen “önder” gazetecilerinden biriydi. 1994’de öldüğünde henüz çok gençti, 56 yaşında..

(Daracık Köşemde  kitabın içeriğini sizlere tanıtmaya çalışsam da başaramam. O kadar teferruatlı, detaylarına kadar anlatılan olaylarla dolu dolu bir kitap. Hepsi de bunları yaşayan, mücadelelerini veren İzzet Rıza Yalın’nın kaleminden çıkmış. Belgelerle birlikte… En iyisi diyorum ben,  kitabın arka kapağındaki hayat hikâyesini anlatayım çünkü o hayat serüveni zaten “Yalın’ın tüm gazeteciliği ile  mücadelelerinin   de ana başlıkları olacak kadar birbirini tamamlayan unsurlar.”

_______________________________________________________________________________

YALIN 1938’de Lefkoşaya bağlı Peristerona (Akaça) köyünde doğdu. 1954-1958’de daha lise yıllarında “Hürsöz” gazetesinde yazı işleri sorumluluğunu yüklendi. 1958’den sonra 1972’ye kadar  “Bozkurt gazetesinin yazı işleri sorumlusu oldu. (Ki ben o yıllarda Bozkurt gazetesindeki köşemde  yazıyordum.)

1963 Kanlı Noelinden sonra hem TMT bünyesinde çalıştı hem de Bayrak radyosunun kuruluşuna katıldı.

Bu dönemde Bayrak radyosu adeta İzzet Rıza Yalın’la özdeşleştiydi iyi hatırlarım.. Üstelik türlü çeşitli konuları içeren  yayınlar ve programlarıyla…

1985’de de zaten BRT’nin “Haber Amirliğine” atandı. “Tarafsız yayın ilkesini” gerçekleştirmek için can’ı gönülden çalıştı.  Ne var ki iyi bilirsiniz. Bu ülkede namus erbabı, çalışkan dürüst insanlara kimsenin ihtiyacı yoktur!  Eğer “Efendilerin, patronların, siyasilerin adamları olmaz, onların dümen suyunda gitmezseniz, “makbul” da değilsiniz! Rahmetlik Yalın da işte o    “büyüklerin” şerrine uğradığında yetkileri elinden alınarak   Haber Amirliğinden istifaya zorlandı.  Yaklaşık altı  yıl süren bir mahkeme süresinden sonra “haklılığı” tescil edildi ve yine Haber Amirliği görevine iade edildi.”

1994’de beyin kanamasından öldüğünde bu görevi sürdürmekteydi.

_______________________________________________________________________________

İZZET Rıza Yalın’la hiç mi karşılaşıp sohbet etmedik?. Mümkün mü?  Ayni yaşın ayni kuşağın insanlarıydık. Ve bir ayağımın sürekli Lefkoşa’da olduğu yıllarda etkinlik ve toplantılarda, bazan yemekli akşamlarda bir araya geldik mi diğer gazeteci refiklerimle olduğunca  Yalın’la da  kısa ama “samimiyetle riyasızlığın” en saf laflamalarında  konuşur, gülerdik. Doğrusu “sıcak” insandı. Öyle tanıdım ben..  İzzet Rıza yalın’a bu vesile ile Allah’tan rahmet dilerim. Ailesine de başsağlığı..

Kitaba gelince. Belki içeriğini anlatamadım. Sadece bir insanın hayatı değil, Kıbrıs tarihi.. Salık veririm, “okuyun..” Öğreneceğiniz anlayacağınız çok şeyler bulacaksınız o mücadele yıllarımızdan o yılların “gazetelerinden İzzet Rıza Yalın’dan…