Saldırgan Rusya yüzünden sığınmacı sayısı artıyor

ads ads ads ads
04/02/2016

ads

Ozan Ceyhun Ozan Ceyhun


22 milyon nüfuslu Suriye’de neredeyse halkın yarısı ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Diktatör Esad ülkesini boşaltmayı başardı. Kendi halkını katleden, zindanlara atan ve bombalayan bir diktatör olarak Suriye’de iktidarını sürdürdüğü her gün insanlık adına kara bir gün olarak tarihe geçmekte. 22 milyonluk Suriye’nin nüfusunun neredeyse yarısı Suriye’yi terk etmek zorunda kaldı. BM ve AB kayıtsız kalmaya devam ettiği takdirde kalanların da büyük bir çoğunluğu da ülkeyi terk edeceğe benziyor.

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura bir kaç gündür Cenevre’de Suriye’de savaşan taraflarla görüşmekte. Ancak bu görüşmeler sürerken Rus uçakları Suriye’de yaşamakta olan Türkmenleri bombalamakta.

Suriye’de yüzyıllardır yaşamakta olan Türkmenler topraklarını teröristelere karşı kahramanca savundular.

PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı terör örgütü PYD’nin askeri gücü YPG’nin Suriye’nin kuzeyini ele geçirme planları doğrultusunda saldırdığı Türkmenler diğer yandan hem terör örgütü DAEŞ’e hem de Suriye ordusuna yani Suriye devlet terörüne karşı savaşmak ve topraklarını savunmak zorunda kaldılar.

Suriye’de her türlü terörizme karşı tek başlarına savaş veren Türkmenler son olarak Rus uçaklarının yoğun bombardımanı altında yaşadıkları topraklardan adım adım geri çekilmek zorunda kaldılar. Rus uçaklarının desteğinde Suriye Ordusu son haftalarda çok sayıda sivili katletti. Türkmen köy ve kasabaları yakılıp yıkılarak onların tüm yaşam alanları tahrip edilmekte.

Sadece son bir hafta içinde 100.000 civarında Türkmen sığınmacı olarak Türkiye’ye geldi. Rus savaş uçakları destekli Suriye Ordusu’nun saldırıları devam ettiği takdirde 3 milyona yakın yeni sığınmacının Suriye çevresindeki ülkelere sığınma ihtimali çok yüksek.

AB ülkeleri daha şimdiden sığınmacılar konusunda “yeter” derken Rusya sivilleri bombalayarak sürekli çok sayıda insanın yerinden yurdundan olmasına ve sığınmacı olarak Avrupa’ya doğru yola çıkmasına neden olmakta.

AB dönem başkanı Hollanda “Türkiye’ye gelen sığınmacıların yüzde 10’unu kabul edelim, gerisini geri yollayalım” tarzı hem AB kriterleri ile çelişen hem de Almanya gibi bir çok ülkede olan “Sığınma Hakkı” gibi yasal haklardan haberi yokmuş gibisinden “cahilce” ve AB adına utanç verici öneriler yapmak yerine altı aylık başkanlık dönemini Suriye’nin bir an önce Diktatör Esad’tan ve Rusya’nın zulmünden kurtulması için yollar arayarak değerlendirmeliydi.

Hollanda’lıların saçma önerilerine paralel olarak da Almanya’da günümüzde yüzde 13 oranında oy gücüne sahip olan AfD (Almanya için alternatif) partisinin başkanı Frauke Petry adında “insanlıktan nasibini almamış ve Almanya tarihinden ders çıkarmaktan aciz” bir “politikacı müsvettesi” Almanya’ya kaçak giriş yapmayı deneyen “sığınmacıları vurmayı” önerecek kadar “alçalabilmekte”. Böyle “insanlık adına utanç verici” bir öneride bulunan bir partinin Almanya’da yüzde 13’lere ulaşması sadece Almanya demokrasisi için değil aynı zamanda tüm AB için bir “alarm” olmalı.

BM, Cenevre görüşmelerinde hata üstüne hata yapmaya devam ederse ve AB, Ukrayna’da Rusya’ya karşı sahip çıktığı insanlara Suriye’de sahip çıkmazsa bu Petry gibilerinin sayısı da artacaktır.

Cenevre görüşmelerine kanlı bir terör örgütü olan PYD’yi dahil etmek için çırpınmak yerine Rus uçaklarının en azından görüşmeler sürerken sivilleri bombalaması durdurulmalıydı.

Suriyeli muhalifler haklı olarak bu duruma karşı tepkililer. Rus uçakları bir yandan sivilleri bombalamayı sürdürürken diğer yandan abluka altında yaşamak zorunda kalan yüzbinlerce insana tıbbi malzeme ve yiyecek ulaştırmak isteyenleri de engellemekteler. Cenevre görüşmelerinin başarılı olabilmesi BM’nin Suriyeli muhaliflerin haklı taleplerini ciddiye almasına bağlı. Rusya karşısında “pısırık” ve İran destekli Suriye diktatörü Esad’ı her şey pahasına devirmeye niyetli olmayan bir BM Suriye’de akan kanın durmasını sağlayamaz!

AB, BM’nin beceriksizliğine ve Rusya’nın İran ile işbirliği halinde diktatör Esad’ın halkını ezmesine karşı kayıtsız kaldığı sürece sığınmacıların hedefi olmaya devam edecek.

Diktatör Esad’a karşı kayıtsız kalan AB ve AB üyesi ülkeler bugün başa çıkamadıkları sığınmacılar ile acaba yarın sayıları daha da arttığında ne yapacaklar? Alman Petry gibi “politikacı müsvetteleri” ve onların “sığınmacıları vuralım” talepleri arttığında çok geç olabilir!

Ve gün gelir AB’nin bugün sorumluluk taşıyan politikacıları yarın torunlarına hesap vermek zorunda kalabilirler.

Suriye’nin kanlı diktatörü Esad’ın iktidarda kaldığı her gün AB’de demokrasi adına kaybedilmiş bir gün olmaya aday!

Bugün diktatör Esad’a ve Rusya’ya karşı kayıtsız kalanlar yarın neo naziler ve ırkçılar meclis sandalyelerinde oturduğunda hiç yakınmasınlar!

 

04/02/2016 15:34
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ozan Ceyhun
MANŞETLER

HK Ozan Ceyhun

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.