Samimiyet varsa, Kıbrıs sorunu çözülür
07/06/2017
Hüseyin Ekmekci
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dün ülkeye geldi.
Havaalanında çok net açıklamalar yaptı.
Yol yorgunluğu nedeniyle yüzüne yansıyan bir gerginlik vardı.
Adettir.
Kimden miras kaldıysa artık…
Liderin yüzüne bakılır ve “niyet okuma” ile müzakerelerin iyi ya da kötü geçip geçmediği konuşulur.
Bu da biraz öyle oldu…
Kolay bir yolculuk olmadı oysa…
Sabah kalk, 24 saat neredeyse havada kal…
Akşam yemek ye…
Sabah kalk, 24 saat daha yolculuk yap.
Sonra adaya gel.
Üstelik, kıymetlin, kızın bir çocuk dünyaya getirsin…
Sen ona dahi koşma, basının karşısına geç…
Ben bu yazıyı yazmaya başladığımda, sayın Akıncı muhtemelen torununu kucaklıyordur…
Kıbrıs sorunu kolay değil.
Adeta bir değirmen…
Neleri öğütmedi ki…
Az buz bir yorgunluk değil bu.
Bu yorgunluk içerisinde, Mustafa Akıncı son derece önemli şeyler söyledi.
Sayın Akıncı ağzından duyduk ki, “Cenevre son oyun…”
Eide’nin rolü
Şimdi, Eide’nin önünde ciddi bir ajanda var…
Bir kere, liderlerin Cenevre’deki çalışma programını hazırlayacak…
12 Ocak 2017 Cenevre bildirgesi ve 11 Şubat 2014 uzlaşı belgesi uyarınca bir program çıkacak ortaya…
Dahası…
Mont Pelerin’de, garantörlerin bir araya geldiği güvenlikle ilgili toplantıdan yola çıkarak, güvenlik ve garantilerle ilgili yol haritasını belirleyecek.
Eide, tarihi bir role sahip…
Tıpkı sayın Akıncı’nın dediği gibi, Eide de “son kez” Cenevre’de boy gösterecek.
Eide için de Kıbrıs sorununda atacağı son adım burada…
Liderlerden bağımsız olarak, Norveç’te yeni bir siyasi yaşama hazırlık yapan Eide, en azından “süreç kopmadan” başarılı bir BM bürokratı olarak kariyerine nokta koymak isteyecektir.
Burada görüşme olmayacak
Evet, Eide mekik diplomasisi yapacak…
Ama, gerçek şu ki, liderler, sosyal bir buluşma olmazsa, Kıbrıs sorunu gündemi ile bir araya gelmeyecek.
Sayın Akıncı da bunu net bir şekilde söyledi.
BM zemininde kalma noktasındaki ısrarını da yineledi Akıncı.
Hatta altını çizdiği en önemli noktalardan biri de, “önkoşul şartlarını kırarak adaya geldik” demesi oldu.
Bu konuda suçlamaktaydı Anastasiadis’i…
İç politika vurgusu
Sayın Akıncı’nın açıklamalarında bir şey daha dikkatimi çekti.
O da, “iç politika” vurgusu.
Kıbrıs sorununun iç politikaya malzeme yapılmamasını istedi.
Rum tarafında tam tersi var.
Resmen iç politikanın ana gündemi bu.
Neden?
Zira, başkanlık seçimleri var.
Bizde, arazi dağıtımları felan Kıbrıs sorunundan daha önemli şu anda ama.
Akıncı’nın mesajını doğru okumak gerekiyor.
Algım o ki, iktidar ve muhalefetten ortak bir tavır bekliyor Akıncı.
Sırf eleştirmek veya zemin kazanmak için Kıbrıs sorununun malzeme yapılmamasını istiyor.
Bence haksız da değil.
Zaman, Kıbrıs konusunu iç kavga malzemesi yaparak, resmin bütününden kaçma zamanı değil.
“Çözüm isteme” vurgusu
Mustafa Akıncı, defa defa çözüm istediğini vurguladı dün.
Ön şartsız ve samimi bir şekilde Cenevre’ye gidilmesini istedi.
“ne asker ne garanti” diye gidilemeyeceğinin altını çizdi.
Özellikle bir cümlesi daha vardı ki, son derece önemli.
“Ben güvenliğimi, siyasi eşitliğimi savunduğum gibi, Rumların hassasiyetlerine de saygı duyuyorum” dedi.
İşin özü de bu aslında.
Her iki tarafın da hassasiyetleri belli.
Geriye nedir kalan?
“Ortak bir devlette, iki siyasi eşit bir yapıda, bir Kıbrıslı Türk’ün de başkan olacağı bir sisteme Rumlar hazır mı değil mi?”
Soru budur.
Gerisi tabu değildir ve çözülür.
Samimiyet en önemli noktadır.
Cenevre bu açıdan da test olacaktır…
- Bize emanet çocuklar bir bir ölüyor, ağır yaralanıyor…
- Cihan bize emanetti kaldırımda yürürken öldü… Büşra ağır yaralı…
- Siyasetin zibidileri kendini çok önemsemesin, hesabını vereceksiniz
- Ülkeyi yönetenler her şeyi biliyor, susuyor…
- Siyasetteki çıkar ilişkileri nedeniyle çürük elmaların temizlenmesi mümkün değildir
- Polisin En Mahrem Soruşturmaları Dedikodu Yoluyla Yayılıyor
- Kamu kaynakları har vurulup harman savruluyor…
- Liyakati öldürenler sadakati ödüllendiriyor...
- Sayıştay Hesap Sormak İçin Ne Bekleniyor?
- Silkeledikçe Düşüyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız