Sıcak yaz ve Maronitler!
02/08/2017
Eşref Çetinel
Çok sıcak yıllardan geçip geldik böylesi sıcak bir yaza. Yolların sıcaktan erimiş asvaltı potinlerin altına yapışırdı! Yumurtayı Mağusa limanının rıhtımına kırsanız kavrulurdu! Daha Ağustos ayı gelmeden böceklerin bitmez tükenmez çırtlak sesleri gelirdi! Neyse ki İngiliz ve Aziz bey kökünü kuruttulardı da o sıcaklarda bir de ısırıklarıyle o melun sivrisineklerle dertlenmezdik!
FAKAT: Nedense Kıbrıs siyasi sorunu böylesine sıcaklarda azardı! Hâlâ öyle! Barış Harekâtı tam da Temmuz ayının ortasına denk düştüydü! Mücahitler sıcaktan yanıp kavrulduydu. Taşların toprakların üzerinde yatardı insanlar…
“Bu yıl da çok sıcak” diyecektim. Ne var ki müzakereler iki yıldır devam ediyordu, mevsimlere meydan okuyordu! Hele Crant Montana gibi safiyede görüşmelere doyum olmuyordu! !
Şimdilerde sonlandı ama spekülasyonu devam ediyor hatta yeniden başlayacak deniyor, başlaması için önerilerin bini bir paraya gidiyor!
Hâlâ karşılıklı adımların atılabileceğinden, uzlaşılabilineceğinden, Garantiler konusunda yumuşama olabileceğindern söz ediliyor. Ve kimse kimseyi anlamak istemeden (ben de) kendi fikrinin peşinde koşuyor! Sanırsınız çözüm Leyla, Türk halkı Mecnun! Diyelim ve şu “Maronirtlere” de bakalım.
MARONİTLER: Başarısızlıkla sonuçlanan konferans sonrasında her halde bizim cephe “A planı tutmadı bari B planına geçelim, Rum’a uzlaşmazlığının haddini sorup cevabını verelim” demiş olmalılar; bula başlaya yıkılıp virane durumuna düşmüş Maronitlerin köylerini işaretleyerek, “buyurun gelin, köyleriniz sizi bekliyor” davetiyesi çıkardılar!
ARAMIZA dönmelerine karşı değiliz de bu işler böyle mi yapılır? Hiç mi öncesi çalışmalar olmaz! En azından damdan düşer gibi değil! siyasi arenada hiçbir politik araştırması da mı yapılmazdı? Kaldı ki eğer Crant Montana bozgunu olmasa büyük olasılıkla Maronitler Kuzey’e dönerdi ama bu kez şartları olurdu! “Hem Güney’e bağlı olmak hem de kanton haline gelmek!” Şimdi dönerlerse Kuzey’e vaz mı geçecekler o isteklerinden?
Nüfusları kaçtır bilmiyoruz ama bunlar ayni zamanda Katolik! Ortodokslardan çektiklerimiz yetmedi, şimdi aramıza Katolik olanlarını da mı alacağız ki “Başpiskoposlar” yanı sıra “Papalar da karışsın siyasi soruna!
Kısaca aceleciliğe getirilmiş rizikolu bir girişim.
İÇİNDEN ÇIKILMAZ SEÇİM SİSTEMİ!
Yasa yapmasını bilmediğimizin ispatı hazırlayıp yasalaştırdıklarımızın kısa süre sonra işlevsiz kaldıkları için bu kez “değişikliğe” uğramalarıdır bir, muhalefet ne zaman götürse Yüksek İdare Mahkemesinden dönmeleridir iki! Vesselam 1974’den beridir yasa yapıp değiştiriyor, yasalarla oynamaya doyamıyoruz!
YENİ İSPATI: Şu yeni “Seçim Sistemi!” Nasıl bir anlayış, hangi toplumsal öngörü ve araştırma sonucunda yaptıkları meçhul olan öyle bir sistem ki Yüksek Seçim Kurulu bile afallamış karşısında!
Geçen gün Havadis gazetesinde Duygu Alan konuyu yeniden deşti. 18 Nisan 2016 tarihinden beridir Meclis’i meşgul ediyor ama hâlâ bir sonuca ulaşılamadı, üstelik sürekli bilmem kaç sayılı “Seçim ve Halk Oylaması” başlıklı üst üste eklenen veya değiştirilen yasaların da içinde boğuldu çünkü “yeni sistem” sadece toplumsal çapımızı aşmıyor, “teknik” yönüyle de zorluyor!
NİTEKİM eski seçim sisteminde seçmen kendi ilçesindeki adayları oylardı, şimdi oluşturulan bir “çarşaf liste” içine konmuş 6 ilçeden katılan tüm siyasi parti adaylarını oylaması gerekecek! !
Yani ben Mağusa’da ikamet ederken sadece kendi ilçemin “adayına” değil, Güzelyurt yahut şimdilerde 6. İlçe olarak ayrı bir seçim bölgesi haline gelen Lefke’den her hangi bir adayı da oylayabileceğim! (Tabi bu da sürekli değişiyor arayış sürüyor!)
İŞİN KISASI: Bu yeni sistemi hangi “düşünce” oluşturdu bilemem! Entel gevezelerinin işi olmalı ve büyük bir ihtimalle memleketi seçim kaosuna sokmak için yaptılar bu yasayı! Düşüncesi de aynen şuna benziyor: “Sathı müdafaa yoktur, haddı müdafaa vardır.” “Vatan bir bütündür bölünmez!” Nerede bölünmez ama?
“Seçim ve Halk Oylaması Yasasına göre sadece milletvekilliği seçimlerinde!”
Yoksa memleket çoktan 6 ilçe’ye, dolayısıyle Kaymakamlıklara, 28 Belediyeye, yüzlerce Muhtarlığa, bir o kadar Muhtar azalıklarına… Ayrılmış!
Hem öyle bir ayrılmış ki “Belediyelerin birleştirilmesi zorunludur” dedikleri halde beceremiyorlar, kaldı ki “seçmeni” tüm KKTC sathında istediği adaya oy verebileceği “seçim bilinci ve sisteme uygun kıvama getirsinler!”
YA TEKNİK YÖNDEN? Yüksek Seçim Kurulu bile bu işin içinden nasıl çıkacağız diyor!”
Bir defa devlet matbaası o çarşaf kadar oy pusulalarını basabilecek makinelere sahip değil! Bassa bile Paravanların değişmesi gerekir, 2 bin paravan yapılsa bile bir günde oy verme süresi yetmez! “Seçmen “tercih” yapabilecek ama hatalar da kat artacak sonuçlar şaibe altına girecek!..
SORALIM: Neden böylesi “çarşafa dolanacak” bir “çarşaf liste” ile seçim yapılmak isteniyor?” Sonuçta her ilçenin seçmeni yine kendi bölgesinden tanıdığının, çıkarına, kafasına, yakınlığına, partisine uygun adayı oylayacak değil mi? Öte yandan yani Mağusa’daki aday kendini seçtirmek için ilçe ilçe gezip nutuk atması, kulis yapması mı gerekecek?
SAHİ? Nedir amaç? Bu şekilde kaliteli, kendini düşünmeden vatanı milleti düşünen, kimsenin emrinde olmayan falan… Milletvekili mi seçtirmek! Yahu öylesi dürüst insanların gül gibi adlarını karaya yazacak ne işi olur ki siyasetle seçimle?
KISACA TAKILDIĞIM. (BU YASA DA DOKTORLAR İÇİN!)
Aylardır memleketi kamu doktorlarına 2. İş yasağı ile meşgul eder ve mahkeme kararı ile 1 Ağustos’tan sonra hiçbir doktorun özel kliniklerde çalışamayacağı “yasak” olarak karara bağlanırken… O da ne? Bakanlık alel acele, “Döner Sermaye Yasası çıkana kadar 2. İş serbest, çalışsınlar canım” demez mi? Ve tam bu sırada beş doktor daha istifa etmez mi? İşte yasalarımız, işte uygulanmaları, işte KKTC!
- Pazar Sohbetimdir.(Bu Devleti Kaybetmeyelim!)
- Lider olmak kolay değildir!
- Bıkıp Usandık Bu Müzakerelerden!
- Sorunu çözmek BM’lerin işi değil!
- Kendini zorlayan iki devletlilik..
- Pazar Sohbetimdir: (Kıyaslamayla Geçen Hayatlarımız!)
- Hepsi de birbirinin kopyasıdır!
- Güneyin Ekmeğine Sürülen Yağlar Ballar!
- Sn. Akıncı’dan beklediğimiz
- Bundan sonrası (iki ayrı komşu devlet)
- TÜM YAZILARI için tıklayınız