Şimdi olanlar peşrev! (Asıl güreş kapsamlı müzakerelerle başlayacak!)
30/05/2015
Eşref Çetinel
Ne diyordu Erdoğan? “Şu anda Akıncı ile Anastasiadis arasında olay bir peşrev olabilir…” Zaten öyledir! Taraflar doğrudan müzakerelere başlamaktansa Güven Yaratıcı Önlemlerle havayı yumuşatıp sonra esasa geçmeyi yeğliyorlar. Nitekim bazı sınır kapılarının açılması, mobil telefonlarla elektrik akımlarının birleştirilmesi, radyo ve TV yayınlarının çakışmasının ortadan kaldırılması gibi Kuzey ve Güney’in iş birliği yapacağı konularda anlaşmaya varıldı deniyor…
VE GERİYE ŞU DÜŞÜNCE KALIYOR: Bu GYÖ’ler müzakere sürecinde tartışılacak olan esas konulara nasıl ve hangi oranda katkı sağlayacaktır? Mesela:
Yunanistan ve GKRY’nin istekleri doğrultusunda Türkiye Kıbrıs’taki garantörlük hakkından vaz mı geçecektir?
Toprak konusunun ancak kapsamlı çözümün sonunda görüşüleceği ve Maraş sorununun da o zaman ele alınacağının bilinmesine karşılık GYÖ’ler yüzü suyu hürmetine Maraş hemen iade mi edilecek?
Mesela TC de GYÖ’lere katılarak Rum gemilerine limanlarını açarken Ankara Anlaşmasına uygunluğunca Güney Rum Yönetimi’ni tanıyacak mı?
Türkiye Güney’in isteklerine olumlu cevap vererek askerlerini ve bir kısım TC’li nüfusu adadan çekecek adımlar mı atacak?
Kuzey’deki mülklerine dönmek isteyen bazı Rumların dönmelerine ve mülklerine sahip çıkmalarına cevaz mı verilecek?
KALDI Kİ: GYÖ’ler kapsamına girmeyen asıl sorun, tutun ki her iki tarafın ayakları arasına atılmış, üzerine basıldı mıydı patlayacak mayın gibi ortalarda duran şu “hidrokarbon yatakları ve TC üzerinden sevk edilmesi dayatmaları sorunudur!” Kapsamlı müzakereleri olduğu gibi “başarılı yahut başarısız kılacak bu sorun nasıl çözülecektir?” Şayet tartışma konusu olmaya devam ederse “çözüm sürecini” hangi oranda olumsuz etkileyecektir?
KISACA: Peşrev kolaydır! Taraflar birbirleri etrafında dönerlerken isterlerse masal da anlatırlar şarkı da söylerler! Asıl sorun el enseyi çekerken başlar! Nitekim Anastasiadis ile Eroğlu öylesi bir dalaşa girdiklerinde Anastasiadis o kadar sinirlendiydi ki dosyalarını atarak masayı terk ettiydi! Türkiye sismik gemisini Doğu Akdeniz’e gönderdiğinde ise görüşmeleri bitirdiydi! Kİ NELER YOKTUR O GÖRÜŞMELER SÜRECİNDE! Asıl aşılması gereken sorunlar oradadır işte!.
Mesela: “Devlet ve yönetimin şekli!”
Mesela: Vatandaşlık hakları, belki üç özgürlükler ve Türk Rum Kıbrıs kimlikli insanların tüm adada kullanacakları siyasi hakları…
Mesela: Güvenlik soruna bağlı polis ve asker teşkilatı!
Mesela: Toprak ayarlamaları ve düzenlemeleri!
Mesela: Mülkiyet rejimi, ayarlanan topraklar dışında kalan bölgelerin durumları.
Mesela: Tüm bunların madde madde görüşülmesi sırasında anlaşmaya varılması ile varılamaması sorunu. “Her konuda anlaşma sağlanmadan hiçbir konuda anlaşma sağlanmış olamaz!”
NEYSE: Derin bir soluk alın, kendinizi koltuğunuza gömün ve bazı başrol oyuncuklarının değiştiği “müzakerecileri” izlemeye başlayın. Zaten ayına kalmaz hani adam olacak çocuk kakasından bellidir derler ya, ne olup ne olmayacağı anlaşılır!
**********
Güven Yaratıcı Önlemlere baktık: (Belki “azıcık ucundan” bize de nasip kısmet düşer!)
Tabii felaket tellalı değilim! Ne de “savaş içeri barış dışarı” diyecek kadar feleğimi şaşırdım!” Hatta öteden beridir Rum halkına “o kendilerine özgü gayret ve becerileri ile yüreklerinde kökleştirdikleri için hiç değişmeyen, yıpranmayan milliyetçi duygularına sardıkları tüm Kıbrıs’a egemen olmak sevdası ile inatlarına beğenmesem de sempati duyarım! Ancak GYÖ’ler söz konusu olduğunda şuna inanırım:
1. Yeni kapıların açılması bundan önce açılanlarla somut ispatlarını çaktıkları gerçeklerde Kıbrıs Türk halkının ekonomisine tırnak kadar katkı sağlamayacaklardır aksine yine Rum ekonomisine hizmet edeceklerdir biline!..
2. Elektrik şebekelerinin birleştirilmelerinin her iki tarafın ekonomilerine katkı sağlayacağına inanmam şu nedenlerden dolayı: Yukarıda yazdığımca Rum tarafı devlet oluşunun avantajlarını kullanıp elektrikten sağlayacağı avantajları kâr hanesine geçirirken, Türk tarafı bugün de yarattığı krizlerle gözlerimizi oyan Kıb-Tek’in elinde biline ki ol alem gidecektir!
3. Mobil telefonlar nasıl birleşecek sorusuna cevap veremem. Fakat bu siyasi koşullarda ekonomik yarar düşünülüyorsa biline ki o “yararlı akışın trafiği” Güney’den Kuzey’e değil, Kuzey’den Güney’e giden “tek yol” olur!
4. Radyo ve TV yayınları çakışıyormuş dolayısıyla bu konuda da tedbir alınacakmış. Biline ki kaldırılır ama çözüm olmadan yine de çakışır!
5. “Cinsiyet eşitliği” konusunda komite kurulacakmış! Anlamadım! Kadınlar daha bir öne çıkartılacak, kayırılacaklar... “Türk Rum kadınları oluşumu” Güney’de bir işe yarasa, Kuzey’de ne yazacak!
VESSELAM: İki halk arasında ne İngiliz döneminde ne 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bile görülmeyen zaten o yıllardan beridir iki halkın birbirlerinden uzak ve ayrı bölgelerde yaşadıkları gerçeklerde bu tip GYÖ’ler Güney’in devlet, Kuzey’in hâlâ tanınmamış ve ambargolar altında olması nedeniyle “bir yarar getirecekse eğer olsa olsa “devlet”ten yana getirir! Yani Güney’den! Mantık ve olaylar bunu söylüyor!
Buna karşın Rum’un mandepsisine basmadan vaziyetleri idare edersek belki “azıcık ucundan” bize de nasip kısmet düşer.
**********
Kısaca takıldığım: (Hadi AB’yi de görelim. GYÖ’lere ambargoları kaldırarak katılsın!)
TC’nin ilerleme başlıklarını veto etme görevini üslenmiş Rum’u yamacına alıp dıştan ahkâm kesen AB, neredeyse Kıbrıs’ın garantörü olmaya hazırım diyecek, GYÖ’leri alkışlayacak fakat Kuzey’deki Türk halkını mahfeden ve kendi eseri olan Ambargoları” kaldırmayacak! Aslında AB’ye rest çekmenin tam zamanıdır. Ya ambargolar kaldırılır yahut müzakereleri askıya alırız!”
Ne var ki gün yirmi dört saat “çözüm isteriz” derken kendimizi öyle bir bağladık ki bu blöfü bile yapamayacak duruma geldik!
Oysa Anastasiadis Türkiye sismik gemisini Doğu Akdeniz’den çekmeden masadan kaçtığı müzakerelere dönmediydi! (Laf aramızda Annan Planı’ndan beridir ben bu dış politikamızdan hep korktum!)
- Pazar Sohbetimdir.(Bu Devleti Kaybetmeyelim!)
- Lider olmak kolay değildir!
- Bıkıp Usandık Bu Müzakerelerden!
- Sorunu çözmek BM’lerin işi değil!
- Kendini zorlayan iki devletlilik..
- Pazar Sohbetimdir: (Kıyaslamayla Geçen Hayatlarımız!)
- Hepsi de birbirinin kopyasıdır!
- Güneyin Ekmeğine Sürülen Yağlar Ballar!
- Sn. Akıncı’dan beklediğimiz
- Bundan sonrası (iki ayrı komşu devlet)
- TÜM YAZILARI için tıklayınız