Şimendifer hattı durdurulurken…

ads ads ads ads
23/11/2014

ads

Ahmet Okan Ahmet Okan


(“Öyle bir geçer zaman ki…”)

Hayat, insanların birbirlerine sahip çıkmasından geçerdi sanki.

Hatta “sanki”si fazla.

Bir doğum, bir evlilik haberi gazetelerde yer alır, doğum ve evlilikler kutlanırdı.

Şimdiki gibi magazin haberi olsun diye değil.

Gerçekten sevinç ve heyecan duyulurdu.

Mutluluklar ve hüzünler birlikte yaşanırdı.

Aşağıdaki örnekler gibi.



“Doğum

Memnuniyetle haber aldığımıza göre Sinde Başöğretmeni Bay Kemal Yücel’in geçen gün bir erkek çocuğu dünyaya gelmiş ve Hakkı diye isimlendirilmiştir. Ana ve babayı tebrik eder yavruya uzun ömürler dileriz. “

Yukarıdaki gazete ilanı 7 Temmuz 1952 tarihli Bozkurt gazetesinde yayınlandı. O tarihte doğan Hakkı(cık), bugünün düşünce adamı ve şairlerinden Hakkı Yücel’dir.



Aynı gazetenin 28 Temmuz 1952 tarihli sayısında tanınmış Lefkoşalı bir ailenin düğünü tebrik ediliyor:

“Dün öyleden sonra Lefkoşa’da genç tüccarlarımızdan Bay Ferruh ile Bayan Ayten Mehmet Boyacı Salih evlenmişlerdir. Genç çiftleri tebrik ederiz.”



1950’li yıllar toplum içindeki dayanışma ruhunun yüksek olduğu yıllardı.

İkinci dünya savaşı bitmiş, bütün ülkeler kendi yolunu yeniden çizmeye başlarken, Kıbrıslı Türklerin de bu çerçevede arayışları sürüyordu.

Ama ne yapabilirlerdi ki?

Sömürge idaresinin altında Türk Bayrakları ağırdan sandıklardan çıkıyor, milli günler de kutlanmaya başlanıyordu.

O dönemler bunları yapabilmek “ilericilik”ten sayılıyordu.

“Münevver” olan insanlar, yeni fikirlerle tanışmalı, yobazlığı bir tarafa bırakmalıydı.

Daha sonraki nesiller tarafından bu “münevver” tutum, bugünün değerleri üzerinden suçlanacaktı.



Kendi yolunu bulmak, kendi ayakları üzerinde durmak insanların birbirleri ile kenetlenmesinden geçerdi.

Bu çerçevede her yerde müsamereler, konserler düzenlenir, toplam gelir saptanan amaçlar için harcanırdı.



Küçük Aysel henüz çok genç.

Bütün Kıbrıs onu dinlemek için can atmakta.

Zaten çok küçük yaşta mikrofon önüne geçtiği için ona Küçük Aysel denmiş.

Henüz o yaşta toplumsal dayanışmaya katkı sağlayanlar arasında küçük Aysel de var.



2 Kasım 1951 tarihli Bozkurt gazetesinden bir ilan:

KÜÇÜK AYSEL

KONSERİ’ne

Şeref vermek için sayın halkımız

BELİĞPAŞA SİNEMAHANESİNE

Davet olunur.

Hasılat tamamen Fakir Lise ve Viktorya talebeleri yararınadır.

Biletler ATATÜRK MEYDANI civarında MACİT ECZANESİ’nden temin edilebilir.



Biletler birinci ve ikinci mevki diye ikiye ayrılırdı.

Birinci mevki biraz daha pahalı.



Eczacı Macit vefatına kadar o meydanda mesleğini sürdürmüştü.



Aynı sayılı gazetede bir okulun cumhuriyet bayramını kutlamasından övgü ile bahsedilir.

Haber şöyle:

MENNOYA’DA CUMHURİYET BAYRAMI

Cumhuriyet Bayramı gecesi Mennoya köylüleri okul binasında toplamışlar ve bir tören tertip etmişlerdir. Törene başlamadan evvel öğretmen D. Yılmaz Cumhuriyetin manasını belirten veciz bir konuşma yapmıştır. Sonra öğrenciler milli şiirler okumuşlar ve köylüler tarafından alkışlanmışlardır. Okul binası çiçek ve bayraklarla süslenmişti. Köylüler bu güzel okul binası ile iftihar etmektedirler.

BOZKURT: Mennoya Türk halkının bu güzel hareketlerini tebrik eder bütün milli günlerini böyle okul binasında kutlamasını özler.



O dönemler bir köyde okul binasının olması olağanüstü bir gelişmeydi.

Memleket için de, köylü için de iftihar kaynağıydı.



Gazetenin yazarları arasında tarihçi ve araştırmacı yazar Ahmet Gazioğlu da vardı.

Gazioğlu’nun yazdığı bir yazıya göre Mezunlar Kurumu adında bir kuruluş kurulmuş ve bu örgüt çeşitli faaliyetler yapmaktaydı.

Gazioğlu kurum faaliyetlerini ele aldığı yazısında şunları yazmış:

“Hazırlamakta oldukları konferanslar serisi ile cemaatimize münevverlerimizin bilgi, görgü ve aydınlatıcı fikirlerini dinlemek imkanlarını hazırlamış bulunuyorlar.”



Heyecan büyüktür.

Özellikle Türkiye ile temas kurmak olağanüstü gelişmelerdir.

Bu temaslar içinde olan Çetinkaya kulübü de var.

6 Kasım 1951 sayılı Bozkurt gazetesinde Çetinkaya Spor Kulübünün Türkiye’de üç maç oynadığı haberi veriliyor ve sözünü ettiğimiz tarihte adaya döndükleri belirtiliyor.

Daha o yıllarda takımlarımızın Türkiye takımları ile maç yapmaları topluma büyük moral gücü vermesi açısından önemli faaliyetlerdi.



Anti komünistlik:

Her yönü ile Türkiye’ye bakan toplum, haliyle orada olup bitenlerden etkileniyordu.

1950’li yıllar aynı zamanda komünist avının yapıldığı yıllardı da.

Türkiye’de bu konuda olup bitenler, gazeteler aracılığı ile Kıbrıslı Türklere de duyuruluyor ve zihinlerine anti-komünist propaganda aşılanıyordu.



7 Kasım 1951 tarihli Bozkurt gazetesi “Türkiye’de Gizli Bir Komünist Partisi Meydana Çıkarıldı” başlığı altında muhabirinin verdiği haberi ön sayfasında yayınlıyordu.

Bu habere göre, Mihri Belli Komünist Partisi kurmuş ve faaliyetleri dolayısıyla yakalanmıştı.



Bir tarafta “münevverler” yeni fikirlerin toplumu aydınlatması için çaba sarf ediyorlardı, diğer yandan komünist düşünce yeni fikirlerden sayılmıyordu!



Sene 1951.

Henüz tren hatları hayatta ve trenle yolculuk yapılmakta.

Ancak, bir haber sızıyor.

Acaba “şimendifer” hattı kalkacak mı?

Aynı tarihli aynı gazetenin konu ile ilgili haberi şöyleydi::

Şimendifer Hattı Duracak!

Resmi olmayan kaynaklardan bildirildiğine göre, sene sonunda şimendifer servisinin faaliyetine son verilecektir. Bu mesele ile ilgili bir heyet sömürgeler nazırına müracaat ederek şimendifer hattının devam ettirilmesi rica edilecektir.



Ve şimendifer hattı durur tabii…



Dayanışma örnekleri iki toplum arasında da mevcuttu.

KEO adlı Rum işletmesi Kıbrıslı Türk çocukları okutmak maksadı ile her yıl çeşitli kazalara kontenjanlar tanırdı.

Bir kültür hizmeti veren KEO, böylece Türk çocuklarının tahsilini meccane yaptırmış olurdu.

12 Ekim 1953 tarihli Bozkurt gazetesinde konu ile ilgili haber şöyle:

KEO’nun Kültür Hizmeti:

Türk çocuklarına tahsil meccaneliği bahşiş eden KEO şirketinin bu yıl meccanelik adedini 45’e çıkardığını memnuniyetle öğreniyoruz. KEO’nun Türk kültürüne verdiği önem ve Türk çocuklarına bahşettiği meccanelik takdire sezadır. Bu yıl Türk okullarında KEO şirketi tarafından okutturulacak Türk çocuklarının adedi şöyledir:

Lefkoşa 13 erkek, 4 kız

Mağusa 9 erkek, 1 kız

Larnaka 3 erkek, 1 kız

Leymosun 7 erkek

Baf 7 erkek



Eski gazetelerden Bozkurt’un 1950’li yıllarındaki sayılarını karıştırırken en ilginçlerinin reklamlar olduğunu belirtelim.

Adaya yeni giren Coca Cola, o dönemlerde üç buçuk kuruşa satılıyordu.

Philips marka bisikletlerin de rağbette olduğu anlaşılıyor.

Fezvi Akarsu’ya ait losyon reklamlarından bir örnekle yazımızı tamamlayalım.

AKARSU LOSYONLARI

Evinizin her zaman neşe ve İlkbahar havası içinde bulunmasını isterseniz

AKARSU LOSYONLARINI

Kullanınız…



Her yerde ilkbahar havanız bol olsun…



NOT: KKTC Meclis Başkanı Dr. Siber Siber’in girişimi ile gazetelerin dijital ortama arşivlenip Meclis sitesine konması son dönemlerin en iyi hizmetlerindendir. Bu hizmete emeği geçenleri kutlarken, eksiklerin de bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.



 

23/11/2014 10:04
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ahmet okan
MANŞETLER

HK Ahmet Okan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.