Siyaset ve toprağın kesiştiği nokta: Tesviye ile tasfiye

ads ads ads ads
24/05/2015

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


Siyasette tanık olduğumuz birçok gelişmenin doğada da yaşandığını ve yanıtının doğada var olduğunu düşünüyorum.

İç siyasette geldiğimiz noktayı doğadan bir tasvirle de anlatmak mümkün.

Doğada, su damlaları az eğimli bile olsa toprağı aşındırarak iz bırakır.

Daha sonraki damlalar bu izi derinleştirerek yol yapar.

Toprak üzerinde kalıplar oluşturur.

KKTC’deki siyaset ve devlet yönetimi yılların birikimi olan yanlış uygulamalarla oluşan kalıplar sonucunda bu duruma geldi.

Her tepki verdiğimizi sandığımızda aslında değiştirsek de farkında olmadan ayni siyasileri seçtik.

Doğada olduğu gibi umutla gelen yeni ve temiz yağmur damlalarıyla değişimi değil aslında aşınmayı daha da derinleştirdik.

Yeni yeni bunu fark ettik. Bunun için seçimlere katılım düştü. Yönetim tecrübesi olmayan bağımsız aday Özersay sandığa gidenler için umut oldu.

Doğada benzeri bir durumla karşılaşılıyor mu ve karşılaşınca genelde yapılan nedir diye düşündüm.

Gözümün önüne bizim İstanbul’daki evin bahçesindeki sebze bahçemiz geldi.

Her yıl kış çıkışında toprak üzerinde oluşan kalıpları ve yağmurun oluşturduğu eğimleri ortadan kaldırmak için ekilecek alanın tekrardan çapalanması ve tırmıkla tesviye edilmesi gerektiğini düşündüm.

Siyasette, doğadaki ‘’tesviyenin’’ eşdeğeri olan partilerin kendilerini kongrelerinde yenilemeleri değil midir?

Doğadaki toprağın tesviye ihtiyacı ile siyasetteki parti kongreleri ayni işlevi görmüyor mu?



Bu ‘’tesviyenin’’ geciktirildiği veya yeterli olmadığı zaman partilerin bölünmesi ve siyasetteki yapının tüm aktörleriyle ‘’tasfiyesi’’ yaşanır.

Nitekim iki sene sebze bahçesiyle yeterince ilgilenmediğim için bana her ilkbaharda yardımcı olan bahçıvanımız sebze bahçesindeki toprağı değiştirerek yüklü miktarda gübreli yeni toprak getirmek gerekli olduğunu söyledi.

Hoşuma gitmedi, gerekli mi diyecek oldum.

‘’Geçmiş yıllarda yaptığımız gibi tesviye ile bu mümkün değil, toprak beton gibi oldu, artık tasfiye gerekli’’ dedi.

Anladım ki doğada tesviyenin yeterli olmadığı yerde tasfiye mecburiyet oluyor. İyi niyetle bile olsa harcanan çabanın karşılığının olmayacağı er ya da geç anlaşılıyor.

Uzağa gitmeyelim. Türkiye’de bunun yakın geçmişte örnekleri vardır. Son otuz yılda sırasıyla iktidarı elinde tutan ANAP, DYP, RP ve DSP’nin bugün ne duruma düştüğü ortadadır.

Tesviye ile göz boyayarak tasfiyeyi ertelemek mümkün ama kaçış yok.

‘’Tesviye’’ yeterli olmazsa, ‘’tasfiye’’ doğanın kanunudur.

Bugün iç siyasette geldiğimiz nokta da bu değil mi?

Kendi çabamızla kurduğumuz ticari kurumlarımızın tasfiyesinden sonra elimizde kalmış olan siyasi kurumlarımızın tasfiyesini önlemek için UBP, CTP ve DP’li tüm partililerin inkâr sürecinden ve ısrardan çıkmakta gecikmemesi lazım.

Gün bana yar olmayan partim kimseye de yar olmasın deme zamanı değildir. Aksi takdirde siyasi kurumlarımızın da tasfiyesi yakındır.

 

24/05/2015 13:56
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Siyaset ve toprağın kesiştiği nokta: Tesviye ile tasfiye, cenk uzunoğlu
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.