Siyasette ‘’örgütçü’’ ruhun tasfiyesi

ads ads ads ads
01/05/2016

ads

Cenk Uzunoğlu Cenk Uzunoğlu


Bir hükümet kurulur kurulmaz bir sonraki hükümetin ya da seçimin kulis çalışmalarının başladığı bir düzende kalıcı iş yapmak mümkün mü?

UBP ve DP daha önce defalarca iktidarda oldu. Yeni kabinedekilerin biri hariç tümü daha önce hatırı sayılır bir süre bakanlık da yaptı.

Bunun için ben beklemeden farkındalığı artırma adına gözlem ve endişemi farklı bir açıdan yazayım dedim.

***

Bakan olmanın verdiği gücü ele geçiren siyasetçilerimizin en çok sevdiği iş bir sonraki parti kongresi veya seçimlerle ilgili ‘’örgütçülüğe’’ dayalı kulis faaliyetlerine hemen başlamaktır.

Bir sonraki seçim durağının ne olduğudur önemli olan.

Devletin vermekle yükümlü olduğu hizmetle ilgili süreçleri geliştirme değil.

Yatırımların önünü açacak çerçeve dışından yaklaşımlar hiç değil.

Ya da Eğitim, Turizm, Tarım ve Sağlıkla ilgili dünyadaki müşteri odaklı uygulamaları anlayıp, ezber bozacak fikirlere kafa yormak.

Yok, o da değil.

Bizimkilerin yetkinliği geniş kitlelere değil ‘’kişiye özel’’ hizmet ve cezalandırma üzerine kuruludur.

‘’Örgütçü’’ yaklaşımın ruhunda da bu var.

Ahmet’e Mehmet’e Ayşe’ye iş, arsa, kredi.

Hangisi olduğu bilinmeden Ahmetlere, Mehmetlere Ayşelere iş olanağı sağlayacak ekonomik bir denklemi yaratmak, Türkiye’ye ekonomik yönden bağımlılığı azaltmak değil bizim siyasetteki hizmet anlayışımız.

Adaletin dikkate alınmadığı ya da en iyi ihtimalle şansa bırakıldığı nokta atışı ‘’hizmet’’ modelidir bizimki.

‘’Hizmet’’ götürürken yegâne kriter de ‘’hizmeti’’ alacak olan kişide kesintisiz biat etme potansiyelinin olup olmadığıdır.

***

Düşünürseniz bizim toplum içinde geçmişteki rol modellerimizin ve anlatılanların birçoğu da ‘’örgütçülüğe’’ ve biat etmeye dayalı adam ekarte etmek ya da adam kayırmak üzerine kuruludur.

Başarı getirecek başka da bir seçenek olmadığı için ‘’örgütçülüğü’’ karşımızdaki sayıca ve askeri yönden güçlü olan Rum’a karşı kullandık.

Babalarımız ve dedelerimiz bu ‘’örgütçü’’ yönlerini bugünün siyasetçilerine miras bırakacaklarını nereden bilebilirlerdi. Siyasetteki bugünkü anlayışın bence bununla direk ilişkisi var.

Bize miras kalan bu ‘’örgütçülüğün’’ özünde önemli bir ayrıntı var ama.

Bu öğretiyi göz ardı ediyoruz.

Örgütçülüğün temelinde bireysel olarak çok daha hızlı hareket edebileceğini düşünsen de esas hedefin birlikte daha uzağa gitmek olduğunu unutmamak ve buna göre takım olarak planlı ve disiplinli hareket etmek vardır.

Örgütçülüğün bu önemli öğretisi göz ardı edilerek, siyasette örgütçülüğün yalnızca gizlilik içinde bireysel olarak hızlı bir şeyleri kapma ya da cezalandırma yönü giderek ağır bastı.

Bu yalnızca siyasetle sınırlı değil, toplumsal değişim de bireysellik ve bencillik yönünde oldu.

Devlet yönetiminde süreç iyileştirme ve proje üretmekte vizyonu olmayanlar örgütçülükle ve yeri geldiğinde mağdur olma edebiyatı ile mahalle siyaseti yapmayı ön plana çıkarttı.

Bunu siyasetçi mi yoksa toplum mu yaptı artık önemli değil çünkü siyasetçi ile toplum arasında büyük ölçüde mutabakat olmasa bu noktaya gelinmezdi. Karşılıklı ayak uydurularak toplum yukarıdaki profile uygun siyasetçileri defaten seçti.

***

Örgütçülükle ilgili kulis faaliyetlerine odaklanmak ve mağdur durumda olmayı ön plana çıkartarak siyaset yapmak yerine, devlet olanaklarını kullanıp, Türkiye’yi de yönlendirerek iş yapmak da diğer alternatiftir siyasette.

Ama nedense bizde bu uzun yol yürümeyi ve çok daha geniş bir kitleye yönelik üretken olmayı gerektiren alternatif siyaset pek tercih edilmez.

Hâlbuki ‘’örgütçülüğün’’ ötesine geçip kimin faydalanacağına dikkat etmeden politika üreterek hizmet sunmaya, ‘’Kerbela’ya’’ dönmüş toplumun vereceği hoşgörü kredisi neredeyse sonsuzdur.

***

UBP-DP hükümeti dikiş tutturamazsa, başka da seçenek kalmadığı için tek seçenek olarak seçim önümüze gelecek.

Ondan sonrası siyasi kurumlarımızın tasfiyesi aşamasıdır. Tesviyenin tutmadığı yerde doğanın kanunudur tasfiye olur.

Diğer bir deyişle eski ‘’örgütçü’’ anlayış ile siyaset yapmanın bertaraf edilip yeni ve farklı bir örgütçülük modelinin Ankara’ya göre inşa edilmesidir.

Ankara’nın kontrolünde bu tasfiye sürecine şimdi karşı dursak hoşumuza gitmese de zamanı geldiğinde bu süreci çoğunluk koşarak destekleyecek gibi geliyor bana. Parti örgütünün parçası olmanın pek fayda etmeyeceği yeni bir siyaset anlayışına doğru yol alıyoruz. Bu netleşince de partileri ayakta tutan saadet zinciri kırılacağından şu andaki partilerin siyasete tutunmaları mümkün olmayacaktır.

UBP-DP hükümeti ‘’bir tarafıyla güvecin tutmayı’’ başarsa da toplum artık eski siyasi kurumlara ve örgütçü zihniyet ile hizmet götürme anlayışına kredi vermekten usanmıştır. Toplumda hakim olan bu ruh halinden dolayı da bu hükümetin işi bir o kadar daha zordur.

Bunun için bu hükümeti destekleyenlerin hükümetin başarılı olması yönündeki dilekleri sıradan bir dilek değil.

Arkasından kendiliğinden olacakların önüne geçecek son şanstır.

 

01/05/2016 09:00
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Siyasette ‘’örgütçü’’ ruhun tasfiyesi, cenk uzunoğlu
MANŞETLER

HK Cenk Uzunoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.