Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Ankara Kıbrıs müzakerelerinde İsviçre zirvelerinin son şans olduğu konusunda ısrarla uyarılarda bulundu.

Ve Türk tarafı özellikle Crans Montana’da bir çözüme ulaşılması konusunda gereken her şeyi yaptı.

Ortaya bir çerçeve anlaşması çıkarılabilmesi için yapıcı ve esnek bir tutum sergiledi.

Ama Rum Lider Nikos Anastasiades ve ekibi istemediği ya da hazır olmadığı için çözüm fırsatı kaçırıldı.

Şimdi bakıyorum da Rum Lider Nikos Anastasiades masaya dönmeye ve kalındığı yerden devam etmeye hazır olduğu mesajlarını veriyor.

İlgili tüm taraflar ve BM Genel Sekreteri masada iken ve çözüm için zemin varken üzerine düşeni yapmayan ya da yapamayan Rum Lider, şimdi başka telden çalıyor.

New York’ta bu ay sonuna doğru BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapacağı görüşmeye farklı anlamlar yükleyip, farklı beklentiler oluşturmaya çalışıyor.

Aslında tam anlamıyla boşuna uğraşıyor.

Hani bir söz vardır ya, ‘Geçti Bor’un pazarı’ diye başlayan, durum resmen öyle.

Çözüm fırsatı kaçtı.

Anastasiades’in anlamsız, yapıcı olmayan ve sorumsuz tutumu Crans Montana’da masayı havaya uçurdu.

Şimdi ise kendi toplumu içerisinde sebep olduğu çöküşün hesabını veremediği ve seçim kampanyasında zora girdiği için, çıkış yolu arıyor.

Ve her zaman yaptığı gibi halkını yanıltmaya, onları gerçekçi olmayan beklentiler içerisine sokmaya çalışıyor.

Ama nereye kadar…

Durum artık çok net; Eylül ayında New York’ta BM Genel Sekreteri Guterres’in liderlerle yapacağı görüşmeden bir şey çıkmayacak.

Rum tarafında yapılacak olan Başkanlık seçimlerine kadar da Kıbrıs konusunda yeni bir müzakere söz konusu olmayacak.

Güney Kıbrıs’ta yapılacak başkanlık seçimleri sonrasında müzakereler yeniden başlayacaksa da bunun hangi koşullarda ve zeminde başlayacağı belli değil.

Sözün özü, Anastasiades İsviçre’de yaptıkları ile Kıbrıs meselesini çok büyük bir belirsizliğin içine sürükledi.

Federal çözüm arayışlarının köküne dinamit koydu.

Kıbrıs’ta federal çözüm arayışlarının gerçekçi olmadığı algısının pekişmesine neden oldu.

Ortaya koyduğu yaklaşım, görüş ve tavırlarıyla Kıbrıslı Türklerle adada eşit koşullarda yeni bir ortaklığa ve bu çerçevede yetki paylaşımına gitme niyetinde olmadığını ve böyle bir şeyi Rum halkının kabul edemeyeceğini kayıt altına geçirdi.

Bu durumlar dikkate alındığında bundan sonrası için federal çözüm konusunda umutlu olmak zor gibi.

Kısacası, Kıbrıs meselesinde gelinen noktada federal çözüm arayışlarında son şans Anastasiades tarafından havaya uçuruldu.

Türk tarafının bu konuda ısrarla ve inatla yaptığı uyarılar dikkate alınmadı.

Şimdi artık gerçeklerle yüzleşme ve bedel ödeme zamanı.

Ve tabii ki yeni şeyleri konuşma…