Çağdaş dünyada ırkçılık, ayrımcılık, ötekileştirme büyük suçtur.

Kabul edilemez.

Kimse kimsenin yaşam biçimine, rengine, tercihlerine, ne yiyip içtiğine bakarak onu ötekileştiremez, aşağılamaya kalkamaz.

Ayrımcı söylemleri öne çıkararak birlikte yaşadığı grupları hedef yapamaz.

Onlarla hesaplaşma içine girdiği algısını oluşturacak paylaşımlarda bulunamaz.

Bunu böyle yapmaya kalktığı anda bir başka insan topluluğunun tercihleri ile ilgili ayrımcılık yapmakla, ırkçı bir yaklaşım içinde olmakla suçlanır ve gereği yapılır.

İlericilik ve çağdaşlık ırkçılığa, ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı olmayı gerektirir.

Düşene vurmamayı, zayıfın yanında olmayı…

İnsanları renklerine, dil ve dinlerine göre ayırmamayı…

İnsanı sevmeyi gerektirir.

Avrupa’da mültecilere en çok sahip çıkanlar kendisini sol, sosyal demokrat, çevreci, yeşilci ya da ilerici olarak tanımlayanlardır.

İnsanın yaşam hakkı dünyadaki en temel insan hakkıdır.

Bizde gelin görün ki ayrımcı, ötekileştirici dil ve yaklaşımlar son zamanlarda çok fazla öne çıkmaya başladı.

Olaylara kimin, hangi kökenden gelenin yaptığına bakarak tepki verenlerin sayısı arttı.

Önce kim ne yaptı sorusuna yanıt arayıp, ona göre tepki gösterenlerin…

Sonuçta bizden olanlar ve olmayanlar ayrımcılığı yapılıyor.

İnsanlar renklerine göre, kökenlerine göre muameleye tabi tutulabiliyor.

Yaşanan bir olay sonrasıda olayın faili bizden ise tepkinin dozu farklı, değilse çok daha farklı olabiliyor. Buna göre ortalık bir birine katılabiliyor.

Bu durum doğru değildir.

Sağlıklı bir toplum yapısını yansıtmıyor.

Ve bir an önce herkes bu konuda bir özeleştiri yapmak durumundadır.

Bu işin bir boyutu…

Bir başka boyutu ise Kıbrıslı Türk- Türkiyeli ayrımcılığının körüklenmesi meselesidir.

Bu konuda da dikkatli olmak ve bunun önüne geçmek lazımdır.

Oynanmak istenen oyunlara fırsat verilmemelidir.

Ayrımcı ve kutuplaştırıcı söylemlerden uzak durulmalıdır.

İnsanların renklerine, dillerine, kökenlerine saygılı olmayı öğrenmek zorundayız.

Bu arada yok olma korkusunu da yenmek ve kendimizi, kültürümüzü yapacaklarımızla, üreteceklerimizle korumak durumundayız. Doğru işler yaparak… Daha az konuşup daha çok çalışarak ve daha çok iş üreterek.

Ayrılıkları kaşıyarak bir yere varmak mümkün değildir ve bu akıl işi de değildir.

Bunun bedeli ağır olur.

Bu meseleyi kaşıyarak siyasi rant peşinde koşanlara da dikkat.

Çağdaş birey ve toplumlar kendi içerisinde böylesi ayrımcı yaklaşım ve söylemlere izin vermez.