Su’nun acilen halkımızın hizmetine sunulması sağlanmalı

ads ads ads ads
24/11/2015

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Su bütün dünyada, özellikle bizim yaşadığımız kurak coğrafyadaki ülkeler ve insanlar için, en öncelikli ve temel gereksinimdir.

Dünyamızın 3/4’ü sularla kaplıdır. Ancak tatlı su oranı sadece % 2.5 dir. Bunun da %70’ine ulaşamıyoruz.

2050’de 9 milyar olması beklenen dünya nüfusunun, yaklaşık 4 milyarının su sıkıntısı içinde yaşayacağı tahmin ediliyor.


Ülkemize gelince, ada olması ve kurak coğrafyada yer alması nedeniyle, yeraltı sularının hidrojeolojik beslenme bakımından dezavantajlıdır.

Kasım ayının son haftasında olmamıza rağmen, yağışların henüz başlamaması, Anavatandan gelen suyun bizim için ne kadar yaşamsal olduğunu yeniden gözler önüne sermiştir.

Ülkemizde yağışların yetersizliği; yeraltı kaynaklarımız yeterince beslenememesine, ve akiferlerdeki su düzeyinin hızla düşmesine, sonuçta deniz suyunun akiferlerimize karışmasına ve sularımızın tuzlanmasına sebep oluyor.

Üstüne üstlük bizim de mevcut suları sorumsuzca kullanmamız, yeraltı su kaynaklarımızın kurumasını ve deniz suyunun akiferlere girerek tuzlanmasını hızlandırmıştır.

Oysa yeraltı sularımız tuzlanmağa başladığı zaman, su çekimlerinin, beslenme düzeyinin üstüne çıkmasını önlemek için, tüm kuyulara sayaç koymamız gerekirdi.


Tümüne yakını tuzlanan su kaynaklarımızın da artık eski durumuna getirilmesi, imkansız kadar zordur.

Sorumsuzca çekim ve sondajlar sonucu, debisi 160 lt/sn olan Değirmenlik baş pınarı ve debisi 60 lt/sn olan Lapta baş pınarları kurutulmuştur.

Kırsal alanlarda ve Beşparmaklarda yıllardan beri akan bir çok pınar kuruduğu için, yaban yaşam da büyük sıkıntı içindedir.

KKTC’de 15 dolayında akifer saptanmış ve bunların en önemlisi Güzelyurt ve Beşparmak dağları ile Girne sahili şeridi akiferleridir.

Halen kullanma suyu gereksinimimiz, zorlanarak Güzelyurt ve diğer küçük akiferlerden karşılanıyor.

Fakat kullanma ve içme suyu olarak yerleşim alanlarına verilen ve tarımda kullanılan suların tümüne yakını, kalite bakımından dünya kriterlerine uygun değildir.

Su kıtlığına karşı, balonlarla, gemi ile su taşıma gibi yöntemlere başvurulmuş, ancak sürdürülebilir olmadığı kabul edilerek vazgeçilmiştir.

Denizden su arıtılmasının da, yüksek maliyet ve doğal yapıda olumsuzluklara sebep olduğu için iyi bir seçenek olmadığı biliniyor.


Görüldüğü gibi mevcut koşullar ve gerçekler nedeniyle, büyük fedakarlık ve maddi harcamalarla, dünyada ilk defa uygulanan bir mühendislik tekniği ile, deniz altından askılı borularla ülkemize su getirilmesi, olağan üstü bir hizmettir.

Bu nedenle, getirilen suyun değerini ve önemini takdir etmek ve en verimli bir şekilde değerlendirmeye odaklanmalıyız.

Kıbrıs Türk halkı, anavatandan getirilen suyun, acilen şebekelere verilmesini beklemektedir.

Acilen suyun değerlendirilmesi yerine, ideolojik saplantılarla ve kısır tartışmalarla zaman harcamak, ülkemize ve halkımıza yapılabilecek kötülüklerin en büyüğüdür.

24/11/2015 12:58
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.