Rum Lider Nikos Anastasiades bir kere kafasına takmış, hemen bir çözüm istemiyor.

Ya da onun arkasındaki güçler…

Ama görüşmeler de devam etmeli.

Seçimlere kadar geçecek zaman dilimi içerisinde görüşür gibi yapmalı.

Gelinen aşamada Güney Kıbrıs’ta Anastasides ve etrafındakiler için Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması öncelikli mesele değil.

Öncelik seçimlere girerken Anastasiades’in “Bakın ben bu işi çözecek noktaya getirdim, bana bir dönem daha yetki verin, bu işi bitireyim” diyebileceği bir durumu yaratmak.

Bu nedenle hemen bir çözüme fırsat vermemek için sürekli oyun bozanlık yapıyorlar.

Bunu önce New York’ta yaptılar.

Eylül 2016’da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Lider Nikos Anastasiades Lefkoşa’da bir anlaşma yaptı ama Anastasiades New York’ta bu anlaşmaya uymadı. Verdiği sözü tutmadı.

Anastasiades’in söz tutmama ve oyun bozanlık yapma alışkanlığı, sırası ile Mont Pelerin ile Cenevre zirvelerinde de devam etti.

Çözüme ulaşma şansının yakalandığı her aşamada, Rum ya da Yunan tarafı başka bir yola saptı, çözümün ötelenmesi için krize neden oldu.

Yarattıkları krizler bugüne kadar bir bir aşıldı. Ama bu arada ciddi bir de zaman kaybedildi.

Yaşanan son Enosis krizinin ardından liderler geçtiğimiz Pazar akşamı yemekte yeniden bir araya geldiler.

Müzakerelerin yeniden başlayabilmesinin koşulu krize neden olan Enosis ile ilgili kararı Rum Meclisi’nde değiştirecek adımın atılması idi.

Güney Kıbrıs’ta iki büyük parti olan AKEL ve DISI’nin liderleri de bunun için seferber olmuş durumda. Gereğinin yapılması için adımlar atılıyor. Umalım bir bir kriz daha geride kalsın.

Bunu bilerek Pazar akşamki görüşmeye giden Rum Lider Nikos Anastasiades, orada sürecin geleceği ile ilgili adımlar atılması noktasında Akıncı ile ortak bir anlayış birlikteliğine vardı.

Müzakerelerin 11 Nisan’da yeniden başlaması, ancak bunun öncesinde Rum Meclisi’nin Enosis kararı ile ilgili adım atması konusunda anlayış birlikteliği oluştu.

BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Espen Barth Eide de bunu not etti.

Bu gelişmelerin yaşandığı gecenin ertesi sabahı Anastasiades sözcüsü aracılığı ile ortalığı karıştırıp kriz çıkarmak için de harekete geçmekten geri durmadı.

Sözcüsü medyaya çıkıp Akıncı’yı görüşmelerin başlamasını engellemekle suçladı.

Amacı yeni bir kriz için kıvılcım çakmaktı.

Ortalığı karıştırmak için böyle bir adım atıldı.

Ancak dün yaşanan gelişmeler gerçeklerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Şu anda görüşmelerin başlaması konusunda Akıncı’nın engeli diye bir şey söz konusu değil.

Ortada bir anlayış birlikteliği var. Ve her şey 7 Nisan’daki Rum Meclis kararına bağlı.

Tekrar edecek olursak:

Müzakerelerin açıklandığı gibi 11 Nisan’da yeniden başlayabilmesi, 7 Nisan Cuma günü Güney Kıbrıs’ta toplanacak Rum Meclisi’nin alacağı karara bağlı.

Liderler arasında geçtiğimiz Pazar akşamı gerçekleşen yemekte varılan ortak anlayış birlikteliğinin sonucu olarak, Rum Meclisi’nde Enosis’in okullarda kutlanmasını öngören kararı ortadan kaldıracak olan yasal düzenlemenin yapılması sonrasında müzakereler 11 Nisan’da yeniden başlayabilecek.

Liderlerle Eide hep birlikte böylesi bir anlayış birlikteliğine vardı.

Ve bunun kamuoyu ile paylaşılmamasına…

Ancak Pazar akşamı sonrasında yaşanan gelişmeler yeni bir durum yarattı.

Bu yeni durum Akıncı-Guterres görüşmesinde ele alındı. Varılan anlayış birlikteliğine BM Genel Sekreteri’nden de destek geldi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın BM Genel Sekreteri Gutteres ile görüşmesi sonrasındaki açıklamasında yer alan “Ortak anlayışımız odur ki, önümüzdeki günlerdeki gelişmeler bu yeni başlangıcı yapmayı mümkün kılacaktır” sözlerinin arkasında yatanın bu mutabakat olduğu öğrenildi.

Sonuçta müzakerelerin başlayabilmesi yine Rum tarafında atılacak adıma bağlı.

Özetle, Pazar akşamki yemekteki mutabakata göre, Rum Meclisi’nde AKEL ve DİSİ’nin girişimleri sonucu daha önce komiteden geçen Enosis Plebisiti’nin okullarda kutlanması olayını ortadan kaldıracak yasal düzenlemenin geçmesi halinde, müzakereler 11 Nisan’da başlayabilecek.

Böylece, önceki gün ortalığı karıştırmak ve kriz yaratmak için başlatılan çaba da sonuçsuz kalacak.

Bakalım sırada ne var?

Görünen o ki müzakereler zorla, ite kaka ileriye doğru götürülmek isteniyor.

Türk tarafı hemen bir çözümü zorlamaya devam ediyor.

Bakalım nereye kadar…