Suriye’nin kuzeyini mülteci kampı yapalım

ads ads ads ads
01/09/2015

ads

Ozan Ceyhun Ozan Ceyhun


Avrupa Birliği son aylarda mülteci akınlarının hedefi haline gelmiş durumda. AB ülkelerine ulaşmaya çalışan mültecilerin başında da Suriyeliler bulunmakta.

Aslında Suriyeli mülteci akını karşısında “çaresiz” kalan AB ülkeleri bu durumu kendileri yarattılar. Üç yıl önce Türkiye’nin önerilerini destekleyip Suriye’nin eli kanlı diktatörü Esad’a karşı atılması gereken adımları atmış olsaydılar, bugün Suriyeli mülteci sorunu bu boyutlara varmayacaktı.

Diktatör Esad’a karşı savaşan muhalif güçleri bile doğru dürüst desteklemeyen AB üyesi ülkeler aslında DEAŞ’ında bölgede güçlenmesine neden oldular. Üç yıl önce Esad’a karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu sadece Türkiye tarafından değil de ABD ve AB tarafından desteklenmiş ve Suriye hava sahası Suriye savaş uçakları ve helikopterlerine kapatılmış olsaydı yüzbinlerce insan ülkelerini terk etmek zorunda kalmayacaktı.

Özellikle AB tarafından kaderine terk edilen Suriye’de insanlar diktatör Esad’ın askerleri, DEAŞ teörristleri ve terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı terör örgütü PYD’nin saldırılarına maruz kaldıklarından canlarını kurtarabilmek için çok zor koşullarda kaçmak zorunda kaldılar. Milyonlarcası Türkiye ve Ürdün gibi komşu ülkelere sığındı. Ne BM ne de AB Suriye’nin komşusu ülkelere sığınan ve oralarda kamplarda yaşamak zorunda kalan bu insanlara gerekli mali yardımı yapmadılar!

Oysa Türkiye daha ilk günlerde “Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak ve hava sahası Suriye savaş uçak ve helikopterlerine kapalı bir tampon bölgede milyonlarca Suriyeli’nin human kamplarda barındırılmasını” önerdiğinde AB ülkeleri bu teklifi de red ettiler.

Türkiye’nin tarihinde ilk defa demokratik seçimle seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “çıkarlarını tehdit ettiği gerekçesi ile devirmeye yönelik komplolora harcadıkları vakit ve enerjiyi” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerilerini destekleyerek hayata geçirmeye harcasalardı bugün bir çok mülteci hayatta olacaktı.

Aralarında terör örgütü PKK’nın da olduğu insan tacirlerinin sahte vaadlerine kanıp varlarını yoklarını vererek AB ülkelerine ulaşmaya çalışan binlerce Suriyeli Akdeniz’in azgın dalgalarına dayanamatacak köhne teknelerle ölüm yolculuklarına çıkarıldılar. Aynı şekilde denize çıkma izni olmayan teknelerle Ege Denizi’nde yaşamlarını yitirdiler. Son olarak Avusturya’da bir kamyonun içinde havasızlıktan ölmüş 70’in üzerindeki insan da Suriyeli mülteciydi!

Binlerce Suriyeli mültecinin hayatını yitirmesi karşısında “çok üzgün olduklarını” açıklayan AB liderleri kusurumuza bakmasınlar ama bu ölümlerde onlarında sorumluluğu var!

“Ölümler karşısında” üzüntülerini dile getirmeleri yetmiyor!

AB olarak şu an kabul ettikleri mülteci sayısının çok daha fazlasını alacak kapasiteye sahipler. Sadece bunu organize etmiş olsalardı, şimdi çok sayıda mülteci insan tacirlerinin ölüm yolculuğuna çıkmak zorunda kalmamış olacaktı.

Ancak Almanya İç İşleri Bakanı’nın geçenlerde yapmış olduğu gibi “Türkiye İzmir’de mülteci kampı kursun” gibisinden “saçma önerilerle” kendi kamuoylarına “iş yapıyormuş” görüntüsü vermeye çalışacaklarına gerçekten yapıcı çözümlere yönelmeleri gerekiyor.

Almanya İç İşleri Bakanı Türkiye’ye “İzmir’de mülteci kampı kurun” ukalalığını yapmadan önce kendş ülkesinde müslüman mültecilere, mülteci yurtlarına ve camilere yapılan saldırıları engellemek görevini yerine getirseydi çok daha hayırlı olurdu!

Üstelik “İzmir’de mülteci kampı” açın önerisi yaptığı Türkiye’de 2 milyonun üzerinde Suriyeli mülteci yaşamakta. Yani Türkiye görevini fazlasıyla yerine getirmekte. Almanya ise bu konuda çok gerilerde!

Ancak şu anda hangi ülke “daha fazla” ya da “daha az” mülteci kabul ediyor tartışması yerine mültecilerin ölüm yollarında canlarını yitirmemeleri için çareler üretmek gerekiyor.

İşte bu konuda AB ve üyesi ülkeler en fazla sorumluluğu taşımaktalar.

Türkiye’nin önerisi çok net: “Gelin Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge oluşturalım. Hava sahasını Esad’ın uçak ve helkopterlerine kapayalım. Bu bölgede mülteci kampları kuralım ve Suriyelileri ülkelerini terk etmek zorunda kalmadan human koşullara sahip kamplarda barındıralım.”

Bundan daha yapıcı ve akılcı bir öneri olabilir mi?

Suriye’nin kuzeyini insanların olanaklar ölçüsünde iyi yaşayabilecekleri, aç kalmayacakları, üşümeyecekleri kamplarda yaşayabilecekleri bir ortamda ağırlarsak, onların başka ülkelere kaçma nedenlerini de hem azaltır hem de güçleştirebiliriz. İnsan tacirlerinin Suriyeli mültecileri kandırmalarını engelleyebiliriz.

En başta Almanya ve Avusturya gibi ülkelerin aslında bu öneriye sıcak bakmaları gerekir. Aksi takdirde kimse Suriyeli mülteci akınını durduramaz!

BM, AB ve Türkiye sıkı bir işbirliği ile Suriye’nin kuzeyinde insanların güvenli ve iyi koşullarda barınabilecekleri ve de Suriye’de savaş bittiğinde kentlerine, kasabalarına ve köylerine dönebilecek kadar yakında oldukları kamplarda yaşamalarını sağlayabilir.

Bu kampların güvenliğini sağlayan ülkeler de aynı zamanda insan tacirlerinin bu kamplardan insanları kandırarak çıkarmasını da engelleyebilirler!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye üç yıldır bunu anlatmaya çalışmaktalar.

AB ülkeleri içinde bulundukları çaresizlik nedeniyle belki şimdi anlarlar bu önerinin değerini! 

01/09/2015 15:05
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ozan ceyhun
MANŞETLER

HK Ozan Ceyhun

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.