Taraflar Farklı Olsa Da, İstek Aynı!

ads ads ads ads
22/07/2014

ads
Taraflar Farklı Olsa Da, İstek Aynı!

Mecliste temsil edilen partilerin yetkilileri, 20 Temmuz törenlerinde verilen mesajları değerlendirirken, sağ partilerle sol partilerin görüşleri “federasyon”, “mevcut sürece alternatifler”, “anlaşmanın zamanı” konusunda farklılık gösterse de istek aynı...

 Mecliste temsil edilen partilerin yetkilileri, 20 Temmuz törenlerinde verilen mesajları değerlendirdi. Sağ partilerle sol partilerin görüşleri “federasyon”, “mevcut müzakere sürecine alternatifler” ve “anlaşmanın zamanı” konularında farklılık gösterse de buluştukları ortak nokta; Kıbrıs’ta çözüme ihtiyaç olduğu gerçeği.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Kutlay Erk, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Sunat Atun, Demokrat Parti Ulusal Güçler (DPUG) Genel Başkanı Serdar Denktaş ve Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, partilerinin çözüm istediğini söyledi.

Kutlay Erk ve Cemal Özyiğit, Kıbrıs sorununu çözmenin tek yolunun bir federasyon oluşturmaktan geçtiğini belirtirken, Serdar Denktaş ile Sunat Atun, mevcut müzakerelerin sonuçsuz kalması durumunda farklı çözüm alternatiflerinin gündeme gelmesi gerektiğini söylüyor.

Denktaş ile Atun, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalara destek vererek, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin süreç içerisinde attığı adımları yapıcı olarak nitelendirdi.

Erk ile Özyiğit, törenlerde yapılan açıklamaları çelişkili bularak, bir yandan KKTC’nin ilelebet yaşatılacağından bahsedilirken, diğer yandan “erken çözüm” çağrısı yapılmasını “samimiyetsiz” olarak değerlendirildi. Erk ile Özyiğit, Kıbrıslı Rumların da aynı samimiyetsizlik içerisinde olduğu da kaydetti.

Denktaş: Yeni bir vizyonu müzakereye açmak zorundayız

Demokrat Parti Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş, konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

“40 yıldır iki toplum arasında çatışma olmamasının nedeni adadaki Türk askerinin varlığıdır. 50 yıldır çözümlenmemiş bir konu var. Bunun 1964’te belirlenmiş kıstaslar çerçevesinde çözülmesi mümkün değil. Aradan geçen zaman içerisinde toplumlar kendi hayatlarını yarattı. Çözümsüzlüğün ana nedeni bu.

Müzakerelerdeki gidişatın, ABD’den baskı beklentilerine rağmen bir yere varacağı görülmüyor. Niyetsiz imzalanan bir anlaşma da uzun sürmez. Dolayısıyla görüşmeler bir sonuca varmayacaksa yeni bir vizyon ve yaklaşımı müzakereye açmak zorundayız. Başarılı olunursa farklı bir çözüm metodu çıkabilir. İki tarafın verdiği mesaj mevcut görüşmelere çözüm odaklı devam edilmesi. Zaman kaybıdır ama Türkiye ile KKTC’nin beraber yürüttüğü bir konuda böyle bir karar verildiyse sabırla izlemeye devam edeceğim.

Kıbrıslı Rumlar, Annan Planı’na evet demiş olsalardı, bugün kuzeyde sadece 650 askerlik bir alay kalacaktı. Bu alayın varlığına rağmen 1963-74 arası olayları biz yaşadık. Gençler bunu anlamıyor. Çözümün önündeki engel askeri varlık değildir. Biz bile anlatamıyorsak hata uluslararası camiada değil, bizdedir.”

Atun: Önceliğimiz federasyon

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Sunat Atun da şu açıklamayı yaptı:

“Özellikle TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarıyla Sayın Cumhurbaşkanın açıklamalarının örtüşmesi ve bunların UBP ile aynı paralelde olması bizi memnun ediyor. Halkımız güven içinde yaşayacağı bir çözüm istiyor. Daha iyi ekonomik şartlarda yaşamak istiyor. 1974 Barış Harekatı ile ateşkes geldi ve barış ortamı oldu. Mevcut siyasi durum bir çözüm olmasını gerektiriyor.

Elbette KKTC halkının, Rumlarla eşit siyasi haklara sahip olacağı ve yönetimde eşit güç paylaşımı olacağı, kendi kurucu devletlerin kendilerine ait egemenlikleri olacağı bir federal devlete varız. Bu yapı da bizim desteklediğimiz bir yapıdır. KKTC olarak yapıcı hareket ediyoruz. Ortak metni ilk imzalayan taraf bizdik.

Kıbrıs Türk tarafı üzerine düşen görevi samimiyetle göreve getirdi. Müzakerelerin de bir son tarihi olmalı, çünkü dünyanın tecridi altındayız. Bunun sonunun olmadığını bilen Kıbrıslı Rumlar durmadan taviz talep ediyor. Bir son tarihi olduğunu bilecek olursalar, ucu açık görüşme yerine bizi tavize zorlamak yerine yapıcı davranmaları ve fedakarlık yapmaları gerektiğini kavrarlardı.

Bu da hakkaniyetli bir çözümü gerçekleşirdi. Son üç yıl Güney Kıbrıs Yönetimi boşuna zaman kaybettirdi. Gereksiz bir biçimde süreci oyaladı. BM’nin gerekli yaptırımları gerçekleştirmesi gerekir. Kıbrıs Türk tarafı, proaktif ve iyi niyetli davrandı. Rumlar süreci oyalamaya devam ederse alternatifleri düşünürüz ancak önceliğimiz federasyon.”

Erk: Tek çözüm, federal çözümdür

Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler Genel Sekreteri Kutlay Erk, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Törensel konuşmalar ve 20 Temmuz gibi bir olayın yıldönümündeki anma konuşmaları daha duygusal olur. Bazı mesajlar verilir ama oradaki dinleyicilere hitap eder. Görüşme masasının fikirleri olmazlar. Esas olan görüşme masasında ortaya konan önerilerdir. Eroğlu, samimi olarak çözüm istediğini, neredeyse herkesi inandırmak için ‘vallahi billahi’ çözüm istediğini söyleyecek duruma geldi ancak samimi olarak çözüm arayışı içerisinde değil.

Samimi olarak çözüm isteyen görüşme masasında daha yapıcı olur ve etrafındaki insanların durmadan suçlama oyunu içerisine girmesini engeller. Sürekli karşı tarafı sorumlu tutarsanız ve bunu başkalarına söyletirseniz, bu sizin samimiyetini göstermez. Eroğlu’nun yaptığı konuşmalar gerçek ise bunu kanıtlaması lazım. Ekibini de bu yönde uyarır. Bu Kıbrıs Rum tarafı için de geçerlidir dolayısıyla bizim bu süreçle ilgili olumlu bakmıyoruz. Gül, ‘Kıbrıs demokrasisi çok ilerledi’ dedi buna katılmıyoruz, farklı alternatiflere katılmıyoruz, tek çözüm federal çözümdür, bunun üzerine yoğunlaşmamız ve samimi iseniz kimseyi tehdit etmememiz lazım.

Dolayısıyla, Kıbrıs’ta ne federal çözümü savunanlar ne de üçüncü taraflar buna (farklı alternatif fikrine) katılmayacak. Bizim için önemli olan, sonuç alıcı iradenin konması ve tribünlere oynamadan çözüm aranmasıdır. Güvenlik Konseyi’nden alternatif çözüm için karar çıkarmak gerekir, bu durum da mevcut değil. Alternatif, çözümsüzlüğün devam etmesidir.”

Özyiğit: İki tarafın da çözümden başka çaresi yoktur

Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, ise konu ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Önemli olan 40 yıl önce bu ülkeye Türk askerinin neden müdahale ettiğidir. Bozulan anayasal nizamı yeniden tesis etmek için geldi. Aradan 40 yıl geçti, bozulan anayasa düzeltilemezken, geçen süre içerisinde ekilen tohumlar ayrılığı perçinledi. Referandumda arzulanan olmadı. Kıbrıslı Türkler ‘evet’, Kıbrıslı Rumlar ‘hayır’ dedi. Halen bir çözüme ulaşamadık ve çözümsüzlüğün faturasını en çok Kıbrıslı Türkler ödüyor. Kimse bize bu ülke güllük gülistanlıktır demesin. ‘KKTC gurur kaynağıdır’ denilmesi inandırıcı gelmiyor.

Kıbrıslı Türklerin ekonomik yapısının güçlenmesi ve refahın kol gezmesi aldatmacadır. Çözümün öneminin anlaşılmasını istiyoruz. İki tarafın da çözümden başka çaresi yoktur. Bu çözüm seçeneği doğru kullanılabilir. Gaz ve petrol, adanın hem güney hem de kuzeyinde var olan krizi ortadan kaldırabilir ve her iki topluma refah getirebilir. Üzülerek görüyoruz ki 6-7 ayda ortaya çıkarılan ortak açıklama metni, her iki taraf için bir zemin teşkil etmiyor.

Liderler ‘buna bağlıyız’ demesine rağmen, konunun etrafında dolaşıyorlar ve bir türü özlü müzakereler başlamıyor. Her iki taraf da samimi olarak çözüm istediğini söylüyor ama öyle görülmüyor. Ortak açıklamanın ortaya koyduğu hedef dışında bir alternatif bulunacağına inanmıyoruz, doğru bulmuyoruz ve kabul etmiyoruz. Tek alternatif ortak açıklama doğrultusunda gösterilen çözümdür.” 

Osman KALFAOĞLU - Kıbrıs Gazetesi

22/07/2014 11:00
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: çözüm süreci, kutlay erk, sunat atun, cemal özyiğit, serdar denktaş, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.