TBMM’sinden Gelen KKTC’i Tanıtım Önerisi
15/11/2017
Eşref Çetinel
En büyük özlemimdir. Bir sabah, tuşlarına hınçla vurduğum için her iki üç ayda bir yenisini almak zorunda kaldığım “klavyemin” başına oturduğumda, Kıbrıs siyasi sorunuyla ilgili yazacak bir konu bulamamak! Dün yine bu umutla oturduydum klavyemin başına! Her sabah Mağusa surlar içine giderken Gülseren yolundaki Şehzade Market’ten saat yedide aldığım gazeteleri bir iki saat sonra eve dönüşümde önüme serdim ama zaten akşamdan biliyordum: “Kaç zamandır siyasi sorunla ilgili tek yaprak kımıldamıyordu! Dillere pelesenk seçim konuşuluyor, adaylığını koymayanlarla koyanların adları etrafında yorumlar yapılıyordu…
KISACA siyasi sorun çekip gitmiş! Sn. Akıncı bile kulvar değiştirerek UBP’nin aylardır Yüksek Mahkemeden dönen karar tasarılarına nazire, bu kez de “Sağlık Çalışanları Döner Sermaye Yasasını” imzalamayarak, yeniden incelenmesi için geri göndermelerle uğraşıyor.. Ve zaten o “yasa” da Anayasa Mahkemesinden dönüyor kadük hale geliyor!
BUNLARI düşünürken gazete sayfaları arasına sıkışmış habere tosladığımda, önce şaştım sonra aptallaştım! Nihayet “her dara düşenin görmek istediği, her bahtı karanın, her yardım umanın kapısına dayandığı Ankara’dan bir haberdi bu ve özetle şöyleydi:
“CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz TBMM’inde düzenlediği bir basın toplantısında ‘Türkiye’nin artık KKTC’nin tanınmasını gündeme almasını bu tanıtımla ilgili bir özel temsilci atamasını öneriyor ve bunun zamanı geldi” diyordu!
Şaşkınlığım Uzun süredir o Meclis’ten bir “Kıbrıs” lafı işitmemişliğimin reaksiyonuydu! “Yoksa dedim artık Türkiye, Rum ve Yunan tarafıyla kısır döngülü sürgit dalaşma ve kavgaların yerine “KKTC’i tanıtma yönünden çoktan gerçekleşmesi gereken aktif politikayla propagandaya mı dönecek?”
ÖYLEYSE Sn. Akıncı, ilgili ülkelerin kulaklarını daha çok açıp dikkatleri soruna daha çok çekmek için TBMM’deki bu öneriye desteğini beyan etmelidir.. Gerekirse ayni paralelde KKTC’de de bir “tanıtma kurulu” oluşturarak ve dış ülkelerdeki Türk lobilerini de harekete getirerek bu konuda aktif politikaya geçilmelidir..
Yoksa sittin sene daha tanınmışlığının rahatlığındaki Güney’in boynumuza geçirdiği “müzakereler yularının” tutsaklığında çektiği yere gitmek kaderini yaşamaya devam edeceğiz!
_______________________________________________________________________________
VATANDAŞLIKLAR VE YİNE O “OY AVCILIĞI!
Tükürdüğümüzü yalayacak değiliz! Bu nedenle yıllar öncesinde başlayan yakınmamızı hatırlatıp diyeceğiz ki “cemaat esamesindeki bir toplulukla devlet olmaz!” Nitekim “çalışanı kadar emekli külfeti” çeken KKTC de başından beridir “gelirler giderler dengesi bozuktur! Çünkü “azlıkla” ifade edilen nüfus devlet çarklarını çeviremiyor! “Kurumların da içini boşatıyor!”
Düşünün ki 1974 Barış Harekâtında Mağusa’da savaş sırasında 2 yüz mücahit var yada yoktu. O yıllarda zaten tüm adanın nüfusu en kabadayısından 130 bindi! 130 bin kişiyle devlet iddiasında parmağınızı bile oynatamazdınız! Kısaca nüfusa ihtiyacımız vardı. Hem Rum’un malının Maraş gibi kadavra haline gelmemesi için iskânlaştırmaya hem de üretime başlanabilmesi için..
“VATANDAŞLIK” olayı bu zorunluluğun sonucudur. Fakat her şey gibi ve onca uyarılara karşın, “vatandaşlığı” da KKTC’nin “faydasına” değil, “zararına” çalışan bir büyük sorun haline getirdik!
Mesela İlber Ortaylı’nın da vurguladığınca “TC’nin Güneyin’den nüfus kaydırması yerine Bulgar göçmenlerine fırsat verilmesi hem işbilirlik hem de uyum yönünden çok daha sağlıklı olabilirdi. Bu nüfus kaydırması politikasına önem verilmediği içindir ki Kuzey 43 yılın büyük bölümünü kısır bir döngü rant ekonomisiyle geçirdi, büyümek yolunda çok kaybetti!
HAYIR sorun “vatandaş yapılan şahıslardan” dolayı değil; vatandaşlık dağıtanlardan dolayıdır! Çünkü vatandaşlık yasasına karşın “her seçim döneminde gayri yasal uygulamalarla dağıtılan vatandaşlıklar sandığa atılacak oya tahvil ediyorlar!”
Nitekim seçim sathı mailine girildikte “resmen oy avcılığına yönelik vatandaşlık vermeler yine gemi azıya aldı! Hem de “elekten geçirip sağlamlarla çürükleri ayırmadan!”
TABİ ki bazı sol kafalar gibi TC’den yanlışlıkla adaya sinek gelse niçin geldi diye yollara düşüp protesto edecek bir tutumun insanı değiliz elbet vatandaşlıklar da verilecek diyoruz..
Ancak “olay” vatandaşlık verilirken “nasıl olursa olsun yeter ki sayelerinde oylar bize aksın” pespayeliğinden kurtarılmalı, layık olanlarla olmayanlar yasalar içinde ciddiyetle ayırt edilmelidirler.. İstenen sadece budur
_______________________________________________________________________________
KISACA TAKILDIĞIM: (KKTC’İ KUTLAMA SAHTEKÂRLIĞI!)
Bugün KKTC’nin 23. kuruluş yıldönümüdür. Yukarıda “bugüne tırnaklık atıfta bulunmadan, TBMM’den gelen KKTC’i artık tanıtalım” önerisini yorumlamaya çalıştım. Ötesine dilim varmadı! Çünkü 24 yıldır KKTC’i yaşatıp kalıcılaştırmak için değil; süreklilik kazanan müzakerelerle lağvetmek için masalardan masalara koşturuluyor! Hatta gün geliyor Annan planı referandumunda bu amaca Türk tarafı evet diyerek varırken, Rum tarafı “hayır” diyerek oyunu bozuyor!
FAKAT yenilgiye doymayan güreşçi gibi müzakere masasından bir başka müzakere masasına koşan Türk tarafı, Crans Montana’lara kadar taşınıp KKTC’nin nasıl canına okuyacağının son ve büyük operasyonunu gerçekleştiriyor fakat yazık, çok yazık yine beceremiyor!
VE bu büyük talihsizliğin, bu büyük kadersizliğin sukûtu hayalinde “KKTC’nin 24. yıldönümünü şerhen ve kerhen kutlamak zorunda kalıyor!” Vah vah!
HiÇBİR devrede yaşasın KKTC demedim. Ama gönülden inandım! Fakat hiç bir devrede ne gönülden ne kalpten KKTC’ye inanmayanlar, onu masada “federasyona” dönüştürüp canına okumak için 24 yıldır uğraşırlarken bugün “kuruluş yıldönümünün kutlamasına da katılacaklardır, nutuklar da atacaklardır!”
BU bir sahtekârlıktır!
- Pazar Sohbetimdir.(Bu Devleti Kaybetmeyelim!)
- Lider olmak kolay değildir!
- Bıkıp Usandık Bu Müzakerelerden!
- Sorunu çözmek BM’lerin işi değil!
- Kendini zorlayan iki devletlilik..
- Pazar Sohbetimdir: (Kıyaslamayla Geçen Hayatlarımız!)
- Hepsi de birbirinin kopyasıdır!
- Güneyin Ekmeğine Sürülen Yağlar Ballar!
- Sn. Akıncı’dan beklediğimiz
- Bundan sonrası (iki ayrı komşu devlet)
- TÜM YAZILARI için tıklayınız