Uluslararası oyuncular devrede

ads ads ads ads
25/11/2016

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Kıbrıs adası açısından başarısız bir zirve oldu Mont Pelerin.



Ancak, sonucu itibarı ile öyle…



Ancak, içeriğe baktığınız zaman, “başarısız” demek çok da doğru olmaz.



Bu nedenle, sıcağı sıcağına yazdığım yazıda, “Mont Pelerin zirvesi çöktü, süreç devam ediyor” demiştim.



Ertesi gün havaalanında karşılaştığımız BM özel Temsilcisi Espen Eide de, “Mont Pelerin’de başarısız olundu ama liderler Kıbrıs’ta süreci ayakta tutma adına çaba harcamalı” ana fikri ekseninde durdu.



Türk tarafı, çöken süreç nedeniyle son derece gergin.



Özellikle, 1’inci Mont Pelerin Zirvesi’nde, Mustafa Akıncı tarafından yapılan toprak önerisi Rum tarafının yeni bir öneri yapmasına neden oldu.



Sır değil...



29.2…



Akıncı, “olabildiğince az Türk’ün toprak düzenlemesi ile Rum federal devletine kalacak bölgeye yerleşmesi için” bir öneri yaptı…



Anastasiades de “olabildiğince çok Rum’un iade edilecek topraklara yerleşmesini” istedi.



Annan Planı’ndda 83 bin Rum’un yerleştirilmesi öngörülen bu topraklara…



Yeni öneri ile 78 bin ile 92 bin kişi arasında bir nüfus yerleştirilmesi öngörüldü.



Ve bunu yaparken de işlem 78 bine göre değil, 92 bine göre olacak.



Rakam 92 bin ise… Güzelyurt da Maraş da içinde olacak şekilde, çok sayıda yerleşim biriminin yerinden olacağı bir formül çıkıyordu ortaya. Ve 92 bin rakamı, uzlaşıya yakın “toprak ve mülkiyet kriterlerini” de bertaraf edecek bir sayı.



Kriterlerde uzlaşıp, “92 bin üzerinden ayarlama yapmak” kriterleri bertaraf etme anlamı taşır…



Olay burada kilitlendi.



Türk tarafı, 2003’de, Annan Planı’nda bu rakamın 83 bin olduğunu, arada ölen insanlar olduğunu ve “dönmesi muhtemel insan sayısının 83 binden daha az olması” gerektiğini anlatamadı.



Süreci, “Bu son rakamdır ve üzerinde de tartışma olmayacak” diyen Anastasiades bitirdi.



Akıncı bunun üzerine, “tartışacak bir şey yoksa, devam etmenin de anlamı yok” diyerek ayrıldı.



Denklem basit aslında…



Ne kadar çok nüfus yerleşecekse iade edilecek toprağa, verilecek toprak alanı da genişleyecek…



Hani “arada 10 bin kişi var, 10 bin kişi için bu kavgaya değer mi?” diyenler de var ya…



Şunu gözden kaçırmasınlar:



- Toprakta uzlaşı isteyen Anastasiades, Kıbrıslı Türkleri yönetimde siyasi eşit yapacak, karar alma mekanizmalarında etkin yapacak Yönetim ve Güç Paylaşımı konularında neden adım atmaktan çekindi? 11 Şubat belgesinde yer alan uzlaşıya rağmen, toprak konusunu, garantilerden bağımsız çözmek istemek de neyin nesi? Üstelik, 11 Şubat belgesinde Anastasiades imzası var, Akıncı imzası yok… Konu rakamlardan ziyade, anlayış meselesi…

Toprak ve garantiler paralel…



Anastasiades, toprak sorununu çözerek, “garantiler” için beşli zirve olmasını istedi.



Türk tarafı da “üzerinde uzlaşılan sürece” vurgu yaparak, toprak konusunda “kriterlerde uzlaşmayı” savundu hep.



Garanti ve toprak da paralel çözülecekti.



Beşli zirvede…



Aksi…



Toprak tek başına çözülürse…



Garantiler konusunda çözüm almak zorlaşır.



Kıbrıslı Türklerin verecek bir toprağı var…



O da kendisinin değil zaten.



1974’te oluşan ve fiilen uluslar arası hukukun kabul etmediği toprak…



Devletin yarını alacak…



Federal bir devleti olacak…



Bu nedenle…



Toprak ve garantileri birbirinden ayırmadı Akıncı hiç…



Rum tarafı ise, “toprakta uzlaşıyı BM belgesi haline getirmek” için çaba harcadı.

İki evet olacaksa…



Peşinen söyleyim…



Şahsım için “garantiler olmazsa olmaz” değil.



Ben de “dönüşümlü başkanlığı” daha çok önemsiyorum.



Ama unutulmaması gereken şu…



Psikolojik olarak, aynı kara tarafını paylaştığım insanlar garantileri önemsiyor.



Bu süreli olur…



Üs vererek olur…



Nasıl olur bilemem…



Bildiğim, “uluslar arası kabul görecek bir referandumda iki evet yoksa” Annan Planı’ndan bir farkı olmayacak.



Rum “garantiler” konusunda ısrarlı.



Neden?



Rumlar, Annan Planı’na “hayır” derken, en çok da “Türk askeri kalacağı için” bu tavrı sergiledi.



Türkiye, “1960 garanti anlaşmalarından geri adım atılabilir” tavrını zaten ortaya koyuyor.



Ancak, Yunanistan’ın, “Kuzeyden çıkacak eveti yok edecek” şekilde “tek bir Türk askeri kalmayacak” tavrını zirveden önce ortaya koyması da kabul edilebilir değildi.



Adı üzerinde…



Müzakere…



Üstelik…



Beşli zirvenin gündeminde yer alan konuları, Mont Pelerin’de çözme girişimi de krizi tırmandıran başka bir nokta oldu…







Çökmeyecek…



Çözüm olur ya da olmaz…



Referanduma gidilir ya da gidilmez…



Süreç çökmedi.



Mont Pelerin de “çöktüğü” için başarısız bir zirve olsa da, bir çok konuda ilerleme sağlandı.



Toprak konusunda görüşmeler başladı…



Harita masaya gelme aşamasında…



Dört başlıkta ilerleme sağlandı.



Tıkanan noktada… Masadan kalkıldı.



Şimdi, uluslar arası camia da ayaklandı.



AB, ABD, Almanya, İngiltere, Rusya gibi güçler devrede.



Yunanistan ve Türkiye şimdi konuya daha yakın.



Geriye kalan “niyet…”



O anlamda, bugün Mevlut Çavuşoğlu’nun vereceği mesajı da önemsiyorum…

Şşştt… Jöleli… Sen gelme…



Türkiye siyasetini yakından takip edenler, Yiğit Bulut’un nasıl bir dönüşümden geçerek bugün “başdanışman olduğunu” iyi bilir.



Bunlar insan sevmez.



Kaldı ki Kıbrıs Türkü’nü sevecek…



“Onlara elektrik veriyoruz” diyor…



E yok öyle bir elektrik, nerenden element uyduruyorsun?



Bölgenin en pahalı suyunu kullandığımızı bilmezmiş gibi…



“Onlara su veriyoruz” diyor…



Cahil de değil…



Mustafa Akıncı ve Anastasiades’in “parça devletlerin başka devletlerle uluslar arası anlaşma yaptığını bilmezmiş” gibi…



“KKTC’ye Şengen vizesi ile mi gideceğim” diye soruyor.



KKTC’yi de “Türk Cumhuriyeti” değil, “Türkiye Cumhuriyeti” diye telafuzu, bu cehalet yanında “dil sürçmesinden” ziyade bir bakış açısını da yansıtıyor aslında…



E bir ülke için “bu kadar şey bilmiyorsun madem” Yiğit Bulut…



Öle ya da böyle…



Kimlikle de gelme Şengenle de…



İyisi mi sen hiç gelme…



Bu kadar bilgisiz olan sensiz, biz daha iyiyiz…

25/11/2016 09:35
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Hüseyin Ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.