Uluslararası ilişkilerde yeni dönem ve Kıbrıs

ads ads ads ads
11/10/2017

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Dünyada hiçbir şey eskisi gibi değil.

Uluslararası ilişkiler, ittifaklar, dostluklar ve karşıtlıklar eskiye bakıldığı zaman bugün çok farklı şekillerde karşımıza çıkıyor.

Dengeler eski dengeler gibi değil.

Süper güçler de öyle.

Ülkeler kendi çıkarlarını ve varlıklarını korumak için değişik ittifak arayışları içerisine girdiler.

İkinci dünya savaşı sonrasında galip devletlerin kurduğu düzen artık dünyada yaşanan sorunlara yanıt veremiyor.

BM Güvenlik Konseyi etkisini kaybediyor.

Eskiden bölgesel gerilim ve çatışmalara bir şekilde çözüm üretilir, yangın çok fazla büyümeden bir şekilde dünya düzeninin itfaiyecileri konumundaki güçlerin müdahalesi ile söndürüldürdü.

Ya da bunların çıkarları gerektiriyorsa, yangının kontrollü bir şekilde büyümesine izin verilirdi.

Ama artık büyük güçler kontrolü kaybetti.

Bölgesel krizler çok daha büyük etkiler yaratacak krizlere dönüşmeye başladı.

İkinci dünya savaşı sonrasında oluşan sistem, ihtiyaçlar karşısında eskiden olduğu kadar etkili değil.

Mevcut koşullarda dünyadaki tıkanmış sistem yenilenemiyor da…

Bu da bir başka sorun.

Bu durumda ikinci dünya savaşı sonrasında oluşan ittifaklar çatırdıyor. Yeni işbirlikleri oluşabiliyor.

Farklı alanlarda farklı ittifaklar kurulabiliyor. İki ülke ayni anda yaşanan bir sorun karşısında ittifak kurabilirken, diğer bir sorun nedeni ile karşı karşıya gelebiliyor.

Yani herşey bir biri içine geçmiş durumda.

Örneğin, Suriye’de yaşanan iç savaşla birlikte ortaya çıkan sonuçlar bize bunu net bir şekilde gösteriyor.

Türkiye işte bu yeni dünya koşulları içerisinde ülke bütünlüğünü koruma refleksi ile hareket etmek zorunda.

Öyle de yapıyor.

Dış politikasını buna göre belirlemeye çalışıyor.

Geçmişte Suriye krizi ortaya çıktığı zaman yapılan hatalara bakarak bugünkü Türk dış politikasını değerlendirmemek gerek.

Türkiye son dönemde özellikle Suriye’ye dönük politikalarında uluslararası hukuku esas alarak ve buna dayanarak hareket ediyor.

Atacağı adımlara meşruluk kazandırarak.

Doğru ve akılcı bir şekilde bunu yapıyor.

Bu şekilde de devam etmeli.

İlişkilerini çok yönlü bir şekilde şekillendirmeli, ittifaklarını buna göre oluşturmalı, hamasetten uzak durarak diplomasiyi hep önde tutmalı…

Astana zirvesi, oradan çıkan kararlar ve bunun sonucu sahadaki uygulamalar öyle görünüyor ki ABD’yi rahatsız etmiş durumda.

Birçok yorumcu ABD’nin Türkiye’ye dönük vize hamlesini İdlip meselesi ile ilişkilendiriyor.

Gelinen aşamada güç dengelerinin çok değiştiği, Rusya’nın Suriye krizini kullanarak Akdeniz’in sıcak sularına indiği koşullarda elbette ki Kıbrıs da düne göre daha büyük önem taşımaya başlamıştır.

Bu yeni dünya koşullarında Kıbrıs’ta bundan sonra atılacak adımlarda tıpkı bugün Suriye meselesinde olduğu gibi akılcı olmak lazım ve uluslararası hukukun içinde kalacak şekilde politikaları şekilendirmek lazım.

Ancak bu şekilde bugün dünyada yaşanmakta olan bu geçiş döneminde kendimizi koruyabiliriz.

Hak ve çıkarlarımıza sahip çıkabiliriz.

11/10/2017 11:30
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: mete tümerkan, crans montana, haber
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.