Uyuşturucu belası nereye varacak?

Bırakınız, “keyif verir” falan kısmını…

ads ads ads ads
23/05/2017

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Bırakınız, “keyif verir” falan kısmını…

Ötesine geçiliyor.

Bu işlerden büyük paralar kazananlar var.

Öyle ki, uluslar arası mafyalaşma usullerini bile görüyoruz.

Türkiye- KKTC ortaklı uyuşturucu kaçakçılığı…

Güney Kıbrıs- Kuzey Kıbrıs bağlantıları…

Sonuçlar ortada…

 Gençler ciddi bir batağın içerisinde…

Biz, “yasal olsun olmasın” tartışması yapaduralım…

Fiili durum gençleri batağa çekmeye devam ediyor.

Ve maalesef, “Yasal olsun” tartışmaları içerisinde, dozajına, şekline, şemalına bakılmaksızın bir “özendirme” de yaşanıyor…

Bu artık ciddi bir sorun.

Siyaset bu konuda en ufak bir yasa yapma derdinde dahi değilken, olayın “özendirici” boyutuna dikkat çekmek istiyorum.

Bir başka nokta daha var…

“Sosyal devlet” gençleri bu bataktan çekecek noktada değil.

Sadece spor tesisi yaparak, gençleri bu bataktan kurtaramayız.

Hadi birilerinin batağa düşmesini engelledik.

Ya batağın içerisinde olanlar…

Düşünsenize, “uyuşturucu kullandığı” için aylık alan bir genç nesil var…

Bu gençler de “aylığın” hatırına “tedavi olur” görünüyor ve hayat da böyle devam ediyor.

Bu bir sorun…

Başka bir sorun daha var…

O da cezaevi…

“İçici” giren, “satıcı” çıkıyor

Cezaevine düşüyor gençler…

“1 gram içti, 3 gram evinde bulundu” diye…

Miktara takılmayın. Ama sonrasına bakın…

Geç bir adamı cezaevine düşürdünüz…

Direk suçun kucağınıza attınız demek.

Cezaevi yönetimi, ne kadar ayrıştırmak istese de, herkes bir arada…

Orada “eğitim” yok…

“Cezaevinde yatması bile başlı başına bir eğitim” dediğinizi duyar gibiyim.

Ama böyle de bir dünya yok…

Açlık, yokluk, aile ilgisizliği zaten gençleri zaten bu batağa itiyor.

Orada, “bir daha buralara düşmeyeyim” derse ne ala…

Ya “daha zengin olma hayali…”

Gençleri batağın dibine iten de bu.

İçici olarak “rehabilite” edileceği bir ortama değil , “suç işlediği” için cezaevine gönderiliyor.

Orada başka suça karışanlarla yan yana yatıyor…

O “ağabeyler” bu gençlere, “dışarıda başka “ağabeyler” öneriyor.

Ne oluyor sonra?

Cezaevinden çıkan, suça tekrar karışıyor.

Daha kötüsü de var…

“İçici” gençler, “tacir” oluyor.

Uyuşturucu alıyor, uyuşturucu satıyor.

Başka gençleri de bu batağa çekiyor.

Kimse nasıl kullanacağını da bilmediği için…

Özenti ile bu işler büyüdükçe büyüyor.

“İçici” masum gençler, “satıcı” birer canavara dönüşüyor.

Esas suçlu sistem…

Aile suçlu, tamam…

Gençler suçlu, tamam…

Onları suça iten çevreleri suçlu, tamam…

Son nokta cezaevinde önleyici bir sistem olmaması suçlu, tamam…

Ya sistemin bütünü…?

Bütünü önleyemedikten sonra, bunca çabanın neye yaradığını sanıyoruz?

Bu nedenledir ki, günlük, göstermelik faaliyetlerin hiçbirine katılmıyorum.

Uyuşturucu ciddi bir tehlike olarak yaşamımızda…

Bilinçsizce kullanılıyor…

Ve biz bunu önleyecek bir “devlet politikasına sahip” değiliz.

Özeti bu…

Sorun çok…

Eylem planı yok…

Yakalayıp içeriye tıkınca, sorun çözüldü sanıyoruz, ona yanıyorum…

23/05/2017 09:13
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.