Uzmanlardan 'Döviz' Uyarısı

ads ads ads ads
28/01/2014
HK

ads
Uzmanlardan 'Döviz' Uyarısı

HABERKIBRIS ÖZEL- Dövizin ateşinin bir türlü düşmemesi vatandaşı tedirgin etmeye devam ederken ekonomi uzmanlarından hem vatandaşa hem de hükümete uyarılar geldi.

İktisatbank Yönetim Kurulu Başkanı Mete Özmerter yaptığı açıklamada vatandaşın panik yapmadan bu belirsizliğin geçmesini beklemesini istedi.

İşte Mete Özmerter'in açıklamaları:

"Hiç basına bakmadan yazıyorum. Döviz kurları rekor seviyelerde, TC Merkez Bankası faiz oranlarını yükseltecek düzenlemeyi yapana kadar da bu belirsizlik devam edecek. Bu senaryoyu ilk kez izlemiyoruz. İlk kez izlemediğimiz bir başka senaryo daha var. Döviz mağdurluğu konusu! Ancak herşeyde olduğu gibi bu olayda da tek mağdur dövizle borçlananlar diye düşünmemek lazım. Türk Lirası mevduat olanlar da aynı şekilde mağdur, dövizle satın alınan yakıtı kullananlar, bu yakıtla üretilen elektriği kullananlar da mağdur. Bir adım öteye gidelim, kurlar yükselmeden önce bile ihtiyaçlarını karşılayamayan birçok başka kişi de mağdur.

"GELİRİMİZ HANGİ PARA BİRİMİNDEYSE O BİRİMDEN BORÇLANMALI"

Konunun içerisinde kendimizi kaybetmeden önce şuna dikkat etmemiz gerek. Borçlanırken gelirimiz her ne para biriminden ise o para biriminden borçlanmak gerek, eğer gelirimiz TL ise, TL faizlerinden hesaplanan taksit tutarı çok geliyorsa borçlanmamak, ya da daha az borçlanmak gerekirken döviz taksidi az görünüyor diye borçlanıyor isek, günü geldiğinde kurlarda bu sorunu yaşayacağımızın hesabını yapmak gerek. Bu senaryoyu daha önce de gördük. İşin gerçeği şudur ki, kurları TCMB bile kontrol altına alamazken, KKTC devletinin kurları sabitleyecek bir maddi gücü veya imkanı yoktur, kontrol edilmesi gereken kendi harcama alışkanlıklarımız, kendi borçlanma seçeneklerimizdir. TC Merkez Bankası'nın bir noktada faiz artırmak zorunda kalacağı, Türkiye'de ekonomi ve siyasetin yeniden ve özellikle seçimlerden sonra istikrarının hissedileceği beklentisiyle kurların yılsonunda şu anki seviyelerin altında seyretmesi muhtemeldir.

"PANİK YAPMAYIN"

Panik yapmadan taksit tutarlarını düzenleyecek yapılanmaları planlayıp, hangi para birimindeyseniz o para biriminde kalıp, bu belirsizliğin geçmesini beklemek dışında kimseyi kurtaracak sihirli bir değnek yok. Eğer şu veya bu mağdurlara destek verilecek ise, eğer toplumun vergilerinden bir kısmı ayrıcalıklı bir kısıma verilecek ise, en çok bağırana değil, gerçekten yaşamak için en çok ihtiyacı olana vermek lazım. Eğer ille kurdan dolayı bir mağduriyet giderilecekse sırada çok mağdur var, sadece borçlu olanlara, sadece kira taksidi olanlara arka çıkmakla adalet sağlanmaz, tam aksine adaletsizlik başlar."

ÖZTEMİZ'DEN HÜKÜMETE ÇAĞRI

Öte yandan Maliye Bakanlığından müşavirliğe ayrılan Hilmi Öztemiz, hükümete acil çağrı yaparak, "meclisin bireysel döviz borçlanmasını yasaklayacak bir yasal düzenlemeyi acilen yapması" gerektiğini ifade etti.

İşte Hilmi Öztemiz'in Açıklamaları:

Özellikle son iki aydır rekor üstüne rekor kıran, dövizlerin türk lirası karşındaki rekor değer artışlarının, diğer bir deyişle türk lirasının dövizler karşısındaki rekor değer kayıplarının etkenleri, Türkiye dışı ve Türkiye içi etkenler olarak analiz edilebilir. Son iki yıldır gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının,özellikle ABD merkez bankasi FED'in ve AB merkez bankasının uyguladığı para-kredi politikaları ve bu ülkelerin makro ekonomik dengeleri önemli dış etkenlerin başında sayılabilir.

2014 yılının başında FED'in 85 milyar dolar olan varlık alımlarında, 10 milyar dolarlık azaltma yapma yönündeki kararı, ayrıca yarın yapacağı toplantıda varlık alımlarında ekstradan 10 milyar dolarlık azaltmaya gitmesi ve faizleri 1 puan artırması yönündeki beklenti dovizlerin Türk Lirası karşısında durdurulamaz değer artışlarını tetikleyen dış etkenlerin en önemlisidir. Türk Liras'nın değer kaybının vaki olacağı anlaşıldığında, TCMB'nin bu değer kayıplarını önleyici tedbirleri, birtakım endişelerle, zamanında almaması veya alamaması, Türk Liras'nın dövizler karşısındaki değer kaybını hızlandırmıştır.



Bilahare TCMB'nin yaptığı müdahaleler beklenen etkiyi göstermemiştir. Nitekim, 23 ocak 2014'te TC merkez bankasının, miktarı net olarak bilinmemekle birlikte, piyasalara yaptigi 3.5 milyar dolara yakın döviz satışı ile gerçekleştirilen müdahale bile Türk Liras'nın değer kaybını durduramamıştır. TC merkez bankası, o gun için,Dolar-TL paritesinde 2.2 eşiğini psikolojik ve teknik eşik olarak kabul edip müdahale yapmış olmasına rağmen, parite 2.3 eşiğini de aşmıştır. Yani Dolar-TL paritesinde yükseliş trendi devam etmiştir. Bu artış TCMB'nin 27 ocak 2014'te acil toplanma çağrısı yapana kadar devam etmiştir. 28 ocak 2014'te gerçekleştirilecek ve kararı geceyarısı açıklanacak toplantıda, faizlerin, tüsiad'in beklentisi doğrultusunda,1 puan artırılacağı ve belki yeni bir parti döviz satışı yapacağı tahminleri, 27 ocak'ta dövizlerin değer artışında bir durulma, cüzi bir gerileme etkisi yaratmıştır.



TC merkez bankasının piyasalara yaptigi döviz satışlarının Türk Lirası'nın deger kaybını durduramamış olmasından çıkarılması gereken ve acil toplantı yapmasına etken olan sonuç şu olsa gerek: Dövize olan talep spekülatif alımlardan kaynaklanan bir talep değil,reel sektörün veya piyasaların likit ihtiyaclarından kaynaklanan bir taleptir. Bu ise piyasadaki likit darlığının göstergesidir. Piyasalardaki bu darlığın aşılabilmesi için piyasalara taze para girişlerinin olması gerekmektedir. Ancak en azından kısa vadede, FED'in ve AB merkez bankasının aldıklari ve alacakları kararlar neticesi,boyle bir giriş beklenmemelidir.



İşte bundan dolayıdır ki TC merkez bankasının, elinde olan faiz argümanını kullanıp, faizlerde artış gerçekleştirebileceği düşünülmektedir. Ancak böyle bir artışın enflasyonu körükleyeceği ve istihdamda da negatif bir etki yaratacağı öngörülmektedir. Bir diğer iç etken ise Turkiye Cumhuriyetinde süregelen siyasi kavgalardir. Siyasi kavgalar güveni zedeledigi için, yeni gelecek yabancı sermayeyi ve yatırımcıyı ürküttüğü gibi, var olanları da tedirgin etmektedir. Her ne kadar çok olmadığı iddia edilse de, sırf bu nedenlerle miktarı bilinmeyen bir yabancı sermaye çıkışının olduğu aşikardır.

Kıbrıs'a yansıması ve alınabilecek tedbirler ayrı bir değerlendirme konusudur.ancak meclisin bireysel döviz borçlanmasını yasaklayacak bir yasal düzenlemeyi acilen yapması,en çabuk yapabileceğim önerilerin başında gelir.

28/01/2014 15:23
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: haber, döviz, ekonomi, euro, hilmi öztemiz, mete özmerter,
MANŞETLER

HK EKONOMİ

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.