Yağacaksın
25/06/2016
Ahmet Okan
Önce ben gitmiştim sonra onlar geldiler Hıfzı, Taner ve Yalçın.
Önce ben oturmuştum masaya sonra onlar.
Hava sıcak,
Hatta berbat,
Bu ne biçim haziran…
***
Turistler doluşmuştu Büyük Hana Türkçe konuşuyorlardı.
Hep birlikte oturduk Türkçe konuşuyorduk.
Hıfzı ve Taner Liseden arkadaşlarımdı çoktandır buluştuğumuz yoktu; Liseliler gibiydik yaşımıza bakmadan…
***
Arasta tenhaydı tenhalarda yürüdük başımda hasır şapka.
Arasta yangın yeri gibiydi doğrusu haberler de öyle.
Ama haberlere kulak verecek niyetimiz yoktu Lefkoşa sokaklarında Liseliler gibiydik…
***
Halbuki herkesin saçlarına aklar düşmüştü geride yığılan anılar peşimizde koştururken.
Şair “ömrümüz meçhullerden meçhullere akıyor” der meçhule gider gibiydik.
İster inanın ister inanmayın tek bir tanıdık yüz bile görmedik…
***
Ama doğrusu havamızdaydık Liseliler gibiydik.
Sanki masamızda okul çantalarımız vardı,
Sanki felsefe dersine birlikte çalışacaktık.
Ermu Sokağını sağ tarafımızda bırakarak Ayasofya’nın arkasına vardık güneş saati çoktan durmuştu…
***
Dünya kaynıyordu.
İngiltere geceye AB ile yatmış,
Sabahleyin kalktığında AB’den çıkmıştı.
Bu garantördür Kıbrıs’ı birleştirmeye çalışan!
***
Atilla İlhan bir şiirinde şöyle der.
“kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz
ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim
buna rağmen mutluluğa inanıyoruz”
Konu aşksa arkadaşlara da söyledim:
Doğrusu ne çok erken, ne çok geç bahçede çiçekler çeşit çeşit açıyorsa…
***
Menü köfte, börülce ve çiçek dolmasıydı sandalyeler hasırdan.
Dolana dolana konu imama gelip dayandı lakin soframızda yeri yoktu masamızın tadı tuzu bozulmasın istedik.
Lefkoşa sokaklarını konuşuyorduk Hıfzı Abdi Çavuş’tan çıkma.
O cinayet sokağını hatırlattım hani Tabak Hilmi’de bir Ağustos günü 1958’de.
Aynı şair şöyle diyordu:
Cinayeti kör bir balıkçı gördü
Ben gördüm kulaklarım gördü
Vapur kudurdu kuduz gibi böğürdü
Hiçbiriniz orada yoktunuz
***
Hıfzı Özdemir Güzeler bir şairdir.
Bana “Yağacaksın” adlı 1976’da yazdığı bir şiirini verdi.
Bununla bitirelim:
Tutup çekeceksin aydınlığı bir ucundan
Çekeceksin
Yoksa gün gelmez
Elemle kıvrık bakışların doğrulmaz
Uzanıp koparamazsın çiçekleri
Koklayamazsın sonra
***
Dinle ellerini ayaklarını yüreğini
Bu kırık vuruşlar susar bir gün
Çeperini yırtarsın
Dinle
***
Dur şimdi dur
Yarına keskin mi türkülerin
Keskin mi
Önce bile
***
Güven konaklayınca dağlarına
Ne bu gök nemsizdir
Ne bu toprak verimsiz