Yatırım olmadan kalkınamayız

ads ads ads ads
09/10/2016

ads

Orhan Aydeniz Orhan Aydeniz


Ülkelerin refaha kavuşabilmesi kriteri, kişi başına gelir miktarı artırmaktır. Kişi başına gelir arttıkça ülke refahının da arttığı kabul edilir. Kişi başına gelirin artırılması; üretim kapasitesi ve her yıl yatırımların artması ile olasıdır.

Bunun için de her yıl yaratılan toplam kaynakların belli bir kısmının tüketilmemesi ve yatırımlarda kullanılması gerekir.

Yaşanan dönemde ülkelerin ekonomilerinde en önemli konulardan biri, istihdam yaratılmasıdır. Bunun çözüm yolu da yeni yatırımlar ve iş alanları açmaktır.

ABD Merkez Bankası (FED) alacağı tüm kararlarda önceliği işsizliğin çözümüne verir.

Girişimcilerin yatırım yapabilmesi için ise istikrar ve güven ortamı ile borçlanabilecek makul faiz oranında krediye bağlıdır.

Yatırım ulusların ekonomik, kültürel, sosyal yaşamlarında son derece önemli değişiklikler yapan faaliyetlerdir.

Yatırımlar sayesinde artan nüfusa iş olanakları sağlanır. Kişilerin sürekli artan gereksinimleri karşılanır, ulusal gelirden alacakları pay artırılır, milli refah düzeyleri yükseltilir.

Ülkemizde geçmişe saplanıp kalan bazı kişiler, değişen dünya koşullarını dikkate almayarak hala daha, hükümetlerin yerli ve yabancı yatırımcılara kolaylıklar sağlamasını sömürü, peşkeş edebiyatı ile engellemeğe çalışmaktadır.

Ancak sloganlarla yatırımları engelleyen kişilerin ekonomik sıkıntılardan nasıl kurtulabileceğimizi ve yeni nesle nasıl iş alanları sağlayabileceğimizi de ortaya koymaları gerekir.

Çünkü içi boş ve çağdışı slogan atarak ne ekonomik sıkıntılardan kurtulmak ne de gençlere istihdam olanakları sağlamak mümkün olamaz.

Ancak yabancı yatırım düşmanlığı bize hiçbir şey kazandırmaz aksine kaybettirir. Çünkü, geri kalmışlık kısır döngüsünü kırabilmemiz için, yatırım yapmak zorundayız.

Yalnız yatırımlardan beklenen yararların sağlanabilmesi için, ulusal çıkarlarımızın korunmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılmalı.

Aslında ülkemizdeki koşullar yatırımcılar için pek de çekici değildir. Her şeyden önce ülkemizin siyasi geleceğinin nasıl şekilleneceği bilinmiyor. İş gücü ücretleri cazip değildir. Geçen hükümet döneminde çıkarılan muhaceret yasası sonucu kaçırılan kuzeyli iş gücü nedeniyle, ülkemizin tüm ekonomik faaliyetlerinin yürütülmesinde düz işçi sıkıntısı çekilmektedir. İdeolojik akımlar, kampanyalar ve yatırım karşıtı görüşler de yatırımcılar için ciddi olumsuzluktur.

Zaten sadece yerli ve kendilerini yabancı hissetmeyen çok az sayıdaki Türkiyeli iş adamları ülkemizde yatırım yapmaktadır. Bu yerli ve anavatandan gelen yatırımcıları da kötülemek ve engellemek yerine, iyi karşılamamız bizim çıkarımızadır.

Kalkınmakta olan ülkeler tasarruf -yatırım darboğazları veya sermaye yetersizliğini, bir ölçüde dış yatırımlarla ortadan kaldırılabilmektedir.

Halen bir çok ülke yabancı yatırımcılara vergi bağışıklıkları, sübvansiyonlar, kazancın transferi, gibi özel teşviklerle dış yatırımlar için çekici ortam sağlamak gayretindedir. Bizde ise yerli ve soydaş yatırımcılar bile, sömürü ve peşkeş edebiyatı ile kötülenmekte ve engellenmektedir.

Kuşkusuz tüm yatırımcıların ilk ve öncelikli amacı, başkalarına iyilik yapmak değil, kazanç elde etmektir. Fakat çıkar ilişkisinin karşılıklı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Sonuç olarak ekonomik sıkıntılardan kurtulabilmek ve kendi kendimize yeterli duruma gelebilmemiz için mutlaka yatırımları özendirip teşvik etmemiz kaçınılmazdır.

09/10/2016 11:22
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: orhan aydeniz
MANŞETLER

HK Orhan Aydeniz

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.