Yerler Değişti: (Kaçan Taraf Güney, Kovalayan Kuzey Oldu!)

ads ads ads ads
20/05/2017

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


Dün de vurgulamaya çalıştıydım. “İki halk yan yana yaşıyorlarsa bu adada en olumsuz ihtimalle çatışırlar da koklaşırlar da!  Çözüm arayışları bu iki olasılığı da bertaraf etmek üzerine oluşmadı ama eğer “iki bölge iki kurucu devlet, iki halk” gerçeği söz konusu ise “savaşmak kadar koklaşmak” da tehlikelidir, çünkü çoğunluk azınlık dengesizliğinde koklayacak taraf hep Güney olacaktır!

       Bu konuyu geçiyorum. Türk tezinin “iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı, TC’nin garantörlüğünün devamını” öngördüğü ve bu  tezin tüm siyasi partiler tarafından da kabul edildiği bir gerçektir..

       Müzakerelere bu “gerçekle” başlanmadı ama! “İki halkı ortak bir federal sistemde nasıl harmanlarız” görüşü ile başlandı..

       Başından beri müzakereler Türk tarafının işgalci, Rum tarafının mazlum ve mağdur olduğu bu nedenle Kuzey’de gasp edilen mülkünün  ve haklarının iade edilmesi pazarlıkları ile sürdürüldü!

       Bunlar biliniyor! “Eğri gemi doğru sefer olmaz ama!”  Yanlış başlayan müzakerelerin gün gele  kendini ilga edeceği belliydi! Şimdi müzakerelerdeki son aşamaya bakalım:

       AKINCI’NIN MANEVRASI. Büyük olasılıkla Sn. Akıncı Anastasiadis’in başkanlık seçimlerine kadar ayak sürüyeceğini, masadaki sorunu propaganda malzemesi yapacağını, “halkımın kabul etmeyeceği hiçbir çözümü kabul etmeyeceğim” derken zamana oynadığını görüyordu!

       Haziran ayında  İsviçre’de garantör ülkelerin de katılacağı bir zirve toplantısını bu nedenle  önerdi.  Önerisini de yeni bir metotla  “başlıkların paket haline getirilerek müzakere edilmesi” şeklinde yaptı. Tabi Anastasiadis “hayır” derken, “siz de önce  Kuzey’de bize ne kadar toprak iade edeceğinizi gösteren bir harita verin” diyerek yeni açılımı yokuşa sürdü!  “Dönüşümlü Başkanlık siyasi eşitlik” gibi konuları da “tali sorunlar” diyerek  sona bırakacak bir formül önerdi!

       Sn. Akıncı’nın yapacak bir şeyi yoktu ya dörtlü zirvenin ertelenmesini kabul edecekti ya da “bu iş buraya kadar” diyecekti, ikincisini yaptı!

       Pekala bu resti ile Sn. Akıncı “masadan kaçan” taraf mı oldu? Tam aksine Anastasiadis’i elinden tutup masaya çekmek isterken, elinden kaçıran “taraf” oldu! Şimdilik beklemeye devam!

                                                                                                     **********                               PAYLAŞIM MUTFAĞI: (MEHMET HARMANCI’NIN DEĞERLENDİRMELERİ!)

       Lefkoşa belediye başkanı Mehmet Harmancı başarılı mı? Lefkoşalılara sormak gerek ama “paylaşım mutfağı” gibi muhtaç kişilere bir  yılda 30 bin porsiyon yemek çıkartan, 76 bin TL’lik geliri olan belediyeye bağlı bir ünitenin çalışmakta olduğunu öğrendiğimde Lefkoşa’nın o içinden çıkılmaz trafik keşmekeşi ile çukurlardan ibaret yollarına ve   pek çok eksikliklerine karşın bu konuda “başarılı olmalıdır” dedim.. 

       Ancak konum bu değil. Harmancı bu “yardım mutfağına” gelir etmek yönünden sıkıntılarını anlatırken takıldığım şu sözleridir.    Harmancı, “Kıbrıs Türkü 1974’e kadar dayanışmayı çok iyi başarmış bir toplum idi. 1974 sonrası maalesef bunu unuttuk ve daha kolay gelir sağlayabilmenin, daha rahat bir statüye gelebilmenin yollarını arar olduk” diyordu.

       1974 ÖNCESİ! Tabi ki toplumsal yapımıza şu anda da devam eden yapılanmaya Sn. Harmancı ile ayni objektiften bakmak mümkün değildir. Mesela bir kez daha “1974 öncesinde Rum saldırı ve baskıları karşısındaki cemaat esamesindeki Türk halkının  yediden yetmişe mücahit olmak zorunda kaldığını” söylemek belki artık abese iştigaldir ama gerçektir. Çünkü    Türk halkının varlığını sürdürmek için bir mücadele ruhu ile kendi içinde kenetlenmesinden başka nasıl bir seçeneği olabilirdi?

       Fakat ayni yıllarda bugün de zaman zaman eleştirilerimizle hatırlattığımız bir başka gerçek de “insanlarımızın birbirlerine nasıl kazık attıklarıyla ihanet ettikleriydi!” Bu toplumu ekonomik yönden ayakta tutmak için “Türkten Türke kampanyaları” oluşturmak zorunda bile kalındıydı!                                                          Fakat bunlara dönecek değiliz! Buna karşın, evet 1974 öncesinde “yardımlaşmaya çok ihtiyacımızın olduğu da gerçekti çünkü Rum saldırıları nedeniyle korumak zorunda olduğumuz  “canımızla malımız ve çocuklarımızın gelecekleriydi!”  

       1974 SONRASI MI?  Harmancı’nın da açıklamaları arasında gizleyemediği serzenişine nazire  “evet yapısallığımız” TC’den kaydırılan nüfusla değişime   uğradı.. Bir alt kültür bir üst kültürle yan yana geldi. Ve halâ yakınıyoruz! “Güzelim hasletlerimiz bu nedenle erozyona uğradı” diye!  

       Sonuç? Bugün de beyinlere sürekli enjekte edilen imaj şu: “1974 sonrası bize uğursuzluk getirdi, toplumsal pek çok değerlerimizi yitirdik, kendimizi bencilce tutumlarda daha kolay daha rahat hayatlara attık!” Pekala silkeleyip varlığımızdan attığımız  o zor ve meşakkat dolu “yerlerimize” 1974’den sonra  kimleri koyduk?” TC’lileri değil mi? Ki kırsalda yetişmiş tek gencimiz kalmazken artık  toprağı işleyen de onlardır, inşaatlarda çalışırken temizlikçilikten hasta bakıcılığına kadar biz ağalarla paşaların işini yapan da onlardır… 

       UZATMADAN:  Evet 1974 öncesinde “var oluş ruhu vardı!” 1974 sonrası o mücadeleye Kuzey’de perçin attık ama “ruhumuzu” da kaybettik! Sn. Harmancı ile bu noktada buluşuruz..  

                                  **********

       KISACA TAKILDIĞIM: (ÖĞRENCİLER, OTOBÜSLER VE YOLLAR!)

       KTÖS’lü Elcil öğrenci taşıyan otobüsler konusunda hükümeti uyarırken lafı dilimin ucundan kaptıydı! Kaç zamandır yazmak istiyordum,  “o gıcır görünen dış boyalarından öte hepsi de evet hurdadırlar! Bazıları tıka basa öğrenci taşımaktadırlar!  

       Ve asıl sorun! Çoğu yerde otobüs durağı yok, öğrenciler kışta yağmur altında beklemek zorunda kalmakta tabi ki bu mevsimlerde  güneş altında..

       Kısa mesafelerde okullarına yaya gitmek zorunda olan öğrenciler ise trafik sorunundan dolayı her zaman tehlike altında…  Kısaca neresinden bakarsanız bakınız, öğrencilerimizi bile koruyamıyoruz bu ülkede ki onlar çocuklarımız, gençliğimiz, geleceğimizdirler!    

          

20/05/2017 11:17
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Yerler Değişti: (Kaçan Taraf Güney, Kovalayan Kuzey Oldu!), eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.