DEĞİŞEN SADECE TÜRKİYE KABİNESİ DEĞİL… KKTC DE, UBP DE BU DEĞİŞİMİN ETKİLERİNİ GÖRECEK AMA 25 HAZİRAN SONRASI

EMİNİM TÜRKİYE'DEKİ DEĞİŞİM NEDENİYLE UBP İÇERİSİNDE ZİL TAKIP OYNAYANLAR DA VARDIR, AVCUNU OVUŞTURANLAR DA... DEMOKRASİYİ ÖZÜMSEMEZSENİZ, İŞTE BÖYLE RÜZGARA GÖRE EĞİLİR, BÜKÜLÜR, SEVİNİR YA DA ÜZÜLÜRSÜNÜZ

(TACAN REYNAR KONUSUNU PROGRAMDA DETAYLI BİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRECEĞİZ; SİZLER DE GÖRÜŞLERİNİZİ YAZABİLİRSİNİZ)

Türkiye cumhuriyeti devleti bugün yeni bir güne uyanacak. Tamamen değişen bir kabine, değişen kabine üyeleriyle birlikte, değişen anlayış elbette hem Türkiye hem de haliyle bölge devletlere farklı yansıyacak. Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti de bu değişimden payını alacak.

Ülkemizde Türkiye ile ilişkilerde değişen en önemli anlayış bütçe disiplini oldu. Elbette Pandemi sonrasındaki döviz krizi, Türkiye’de izlenen faiz politikası nedeniyle coşan enflasyon KKTC’yi çok olumsuz etkiledi. Bir başka deyişle “biz resmen battık”

Böylesi bir ortamda ne bütçe disiplini kaldı ne denk bütçe prensibi. Açıkçası KKTC hükümetleri de bütçe disiplinine uymama işini sevdi. Düşünsenize, bütçe eksi veriyor, ödemeler krize giriyor; ama bu arada yatırım iklimi de altüst oluyor

Hükümetler bu sürede yatırım bütçelerini görmezden geldi. Türkiye ile imzalanan protokollara rağmen, mesela Güzelyurt hastanesi bitmedi. Girne hastanesi dört yıl önce devreye girmeliydi. Lefkoşa çevre yolu halen basit bir bağlantıyı dahi yapamadı

Ercan Devlet Havaalanı açılmadı. Lefkoşa’ya yeni hastane temeli atılmadı. Şehirler arası yollar berbat. Ölümlü kazaların önemli bir bölümü yol alt yapıları kaynaklı. Okullar resmen dökülüyor, beş okulda eğitim vermek adeta imkansız. Yani memleketin her yeri dökülüyor

Değişen Türkiye hükümeti ile birlikte, KKTC siyasetinde, özellikle de UBP de bir değişim bekliyorum. UBP uzun yıllardır kendi değil. Kurultay yapamıyor, başkan belirleyemiyor, başbakanın kim olacağına parti kurulları karar veremiyor. Bakanlar Bakan olmak ve bakan kalmak için Türkiye yollarını aşındırıyor

Fuat Oktay döneminde, Ulusal Birlik Partisi kimse kırılıp gücenmesin, darılmasın ama talimat almadan kendi iç işleyişini düzenleyemeyen bir parti haline geldi. Burada oluşan yapı yine kimse kusura bakmasın ama, Oktay’ın değil UBP’nin ve kurullarının kendi eseri

Büyük bir ihtimalle Kıbrıs işleri, yine Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı tarafından yürütülecek. Fuat Oktay ve Kıbrıs işlerine bakan ekibi, burada olmayacak. Bu aslında UBP için bir fırsat. UBP özgüvenini yitirdi, kendi kararını veremeyen bir parti haline geldi

Ünal Üstel hükümeti, bir çok konuda kararlı duruşuyla mesafe kaydetti. Burada gerçekçi olmak lazım, kronik bir çok sorun yasalarla ortadan kaldırıldı. Tabii geriye işleyiş mekanizmasını kurmak ve denetimini yapmak kaldı. Hükümetin niyeti olsa da kamunun böyle bir yeteneği kalmadı

Önümüzde bir ara seçim var. UBP, bu ara seçimde 25’nci milletvekilini kazanmak istiyor. Kazanabilir de. Yeter ki UBP örgütleri kazanmak istesin. Yeter ki UBP milletvekilleri ve bakanları samimiyetle sahada aktif olarak çalışın. UBP oyu, UBP’nin kazanmasına yeterli..

Bu seçimden zaferle çıksın ya da çıkmasın, UBP tabanı seçimili bir kurultay dillendirmeye başladı bile. Seçim sürecinden bağımsız söylüyorum; UBP tabanı kurultayla bir lider seçmeyi özledi. Nitekim Türkiye’deki bu değişim ile birlikte, geçmişte suspus olanlar şimdi kurultay demeye başladı

Olup biteni 25 Haziran sonrasında daha net göreceğiz, izleyeceğiz. Türkiye’nin Kıbrıs ilişkileri de, UBP içi kavgalar da hepsi seçim sonrasına ertelendi. Ancak Türkiye’deki değişim ile birlikte UBP’lilerin söylemleri de değişti, bunu görmek gerekiyor