Halimizi betimlesek mi?

ads ads ads ads
08/05/2021

ads

Aybike Yektaoğlu Aybike Yektaoğlu


Dünyanın içinde bulunduğu kaosu niteleyin deselerdi, “yeni dünyaya alışma süreci” diyebilirdik. Gerçekten yaşadıklarımızın yalnızca bir kısmını o şekilde tanımlayabilirdik.

Ama dünya genelinden biraz farklı olarak bizde eskiden olup da beğenmediğimiz, itiraz ettiğimiz, kabullenmek istemediğimiz birçok şey de eşantiyon olarak “bizim” yeni dünyamıza girmek üzere hazırlık içerisinde.

Çok mu yorulduk? Hem de çok. Görmediğimiz, tutamadığımız, gelişinden dahi haberdar olamayacağımız bir mikroorganizma yüzünden dünya, bazılarının da canı çektiği için, 2 yıl öncesinden daha farklı yönetiliyor.

Geçtiğimiz yıllarda ırkçılık üzerinden birçok eylem düzenlendi. Yanına “insan hakları” eklendi. Bazı ülkelerde virüs var mıydı yok muydu tartışmaları alev aldı. Şu anda Kolombiya’da işçi sınıfı zengin burjuvaziye karşı eylemler düzenliyor.

Özellikle merak edenler dışında kimse okumasa veya o haberlere ulaşamasa bile, özellikle Avrupa ülkelerinde değişimlerin çanları çalıyor. Hem de bu kez tahminlerin tersine çalıyor ve dünya şekilleniyor.

Sanki dünyaya “format” atılıyor. Kullandığınız bilgisayarın içindeki verileri dosyalayıp bir kenara koymuşsanız ne ala. Yenileneceksiniz. Ama eskileri unutmadan, eskileri bilerek.

Eskiden hiçbir şey kurtaramadınız mı? Yine alışkanlıklardan vazgeçmeden aynı şekilde mi kullanacaksınız? O zaman format atmanın manası yok. Kısır döngü hali. Beklenen son kaçınılmazdır.

Bizim ülkemizde ise her zamanki gibi bırakın bir hafta önceki gündemleri, dün bile konuşulanlar bugün konuşulmuyor. Alev topu gibi. Birden parlayıp hemencedcik sönüyor. Yarın ise ne konuşulacağı “birden” olabileceklere bağlı.

Ekonomi olduğu gibi. Değişen bir şey yok. Sanki işini kaybedenler, iş kapatanlar, iş arayanların hepsi düzlüğe çıktı, sağlık tamam, eğitim mükemmelmiş gibi hayatlarımıza devam ediyoruz.

“Cenevre sürecinde yaşananlardan memnun musunuz?” diye sorsanız çıkacak sonuç belli. Okuyan, anlayan, o süreleri geçiren herkes neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Sağcısı da, solcusu da, apolitik olanı da.

Ekonomik çöküntü tavan yapmışken, ekonomiyi daha da dibe çekecek hareketlerin doğuracağı sonuçlar kimseyi memnun etmez. Ama ne yazık ki bazıları bir yerlerde bir şeylere söz verdikleri için ses çıkaramıyorlar. Ama olay ortada. Görünen köy kılavuz istemez.

Yaklaşık 2 haftadır senin pasaportun, benim egemenliğim, benim toprağım diyerek soyut şekilde gündemi değiştirmemek için algı operasyonları yürütmeye çalışarak bu kadar başarısız bir hükümetin icraatsızlıklarını örtmeye çalışma gayesi için harcanan çaba “gerçeklerimize” harcansaydı, en azından biraz insanlarımıza dokunulmuş olurdu.

Eğitim ne durumda? “Çok iyi işler başardık”. Ne mesela? Okullar neden açılamıyor veya neden kapalı?

Sağlık ne durumda? “Her şey planlandığı gibi”. Ne mesela? Doktorlar neden grevdeydi?

Mali açıdan durum ne? Sabah “Maaşlar ödenemiyor”. Akşam “Maaşlar şu gün yatacak”.

Ekonomi ne durumda? “Açılmazsak ölürüz”.

Özetle halimiz 2-3 cümle. Manşet başlıklar. Koltuklar, makamlar, atamalar ve hafta bitti.

Yarın elektrik zammı, gelmesi gerektiği için geldiği zaman, bu hükümet yine “üretim” diyecek mi? Hangi yüzle?

Yarın eğitim için ne gibi bir planlama var? Okuyamayan bu çocuklar günü gelip de iş aradığında “Benden değilsin” denilip kapıdan döndürülecek mi? Eğitim için vizyon bu mu?

Yarın sağlık hizmeti alamayan halk doktorlar grev yaptığı için doktorları suçlamaya mı teşvik edilecek? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Yarın hepsi kamudan istifa etse, hükümet suçlayacak kimi bulacak?

Yarın yine maaşlar için ağlanıp, “Bakın ben buldum, başardım” diye ikinci manşetler attırılıp hava mı atılacak?

Halimizi betimleyelim mi?

6-7 aylık bir bebeğin farklı yerlerden gelen seslere kafasını çevirerek gelen sesin ne olduğunu anlamaya çalıştığı bir ortamı hayal edin.

İşte Kıbrıs Türk halkı tam da böyle bir şeyin içinde. Gündemler dolayısı ile kafasını ne yöne çevireceğini bilemiyor ve ne yol izleyeceği konusunda şaşkın. Çocuğunu mu düşünsün, eve girecek yemeği mi, parayı mı, sağlığını mı?

“Ne yazık! Bu devlet ne amaçlarla kuruldu ne hallere düştü. Bu halk ne badireler atlattı neler çekti kurtulamadı. Bugün bu gözler neler görür, kulaklar neler duyar?”

Durum budur. Ama bu, ne ilktir, maalesef ne de son olacak…

08/05/2021 09:19
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Aybike Yektaoğlu
MANŞETLER

HK Aybike Yektaoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.