CENNET GİBİ BİR ADA CEHENNEME ÇEVRİLDİ. KORKUSUZCA YAPILAN YOLSUZLUK, HIRSIZLIK, İHALE VE ADAM KAYIRMA GENÇLERE GÖÇ ETMEKTEN BAŞKA BİR YOL BIRAKMIYOR

BU ADADA KAYNAK VARDIR. ÇALMASALAR, YANDAŞA DAĞITMASALAR, İHALE İHALE, FATURA FATURA SOYMASALAR HEPİMİZE YETERDİ… BU NEDENLE HESAP SORMAK HEPİMİZİN GÖREVİDİR, HEPİMİZİN PARASINI ÇALIYORLAR

Bir ülke gençliği için sürekli olarak “en mantıklısı göç etmek” önerisi dışında başka bir çıkış yolu akla gelmiyorsa, o ülke zaten kendi kendi genci için cennet değil cehennemdir. Bu cehennemi cennete çevirecek olan ise o ülkeyi yönetenlerdir. Bunun başka bir izah yoktur

Bu ülkede kaynak vardır. Var olan kaynak, eğer birileri çalmasaydı, eğer yana yandaşa peşkeş çekmeseydi, akrabasına dağıtmasaydı, ihalelerle kamu kurum ve kuruluşları soyunmasaydı, yanlış istihdamlarla kamu işe yaramazlarla doldurmasaydı hepimize yeterdi

Hepimize yetebilecek bu kaynak maalesef yıllar içerisinde yok edildi. Değerli kamu arazileri peşkeş çekildi. Verimli bir kabul düzeni hedeflenmedi. Sağlık ve eğitim ülkeyi yönetenlerin önceliği olmadı. Şimdi yaşadığımız bir çok sorun geçmişte ve bugün ülkeyi soyanların eseridir

Peki ülke soyunurken, tek bir Sayıştay raporu dikkate alındı mı? Polis ve savcılık kamu hırsızlarının, ihale Yolsuzlarının, yanlış istihdam yapanların, kamu maliyesini babasının malı gibi kullananların yakasına yapıştı mı? Maalesef üçbeş gariban dışında hüküm giyen yok

Bir ülkede siyasetçi yolsuz olabilir, kamu çalışanı arsız olabilir, belediye başkanı hırsız olabilir, ülkenin bir kurumunu yönetsin diye görev verdiğiniz çalmış olabilir. Bu dünyanın her yerinde sık sık rastlanan bir şeydir. Ama yargı sistemi bu kadar bağışlayıcı, görmezden gelen olmaz, olamaz

Polisin önünde onlarca dosya vardır. Savcılığın önünde onlarca dosya vardır. Bu ülke karış karış peşkeş çekildi, yolsuzluklarla soyuldu, parası çalındı. Hepsi biliniyor. Haberi yapılmamış tek bir yolsuzluk olayı yoktur. Toplumun bilmediği tek bir peşkeş hikayesi yoktur.

Ülke gözümüzün önünde soyuldu. Gözlerimizin içine baka baka soydular. Ceza almayacaklarını bilerek çaldılar. Büyük servet edindiler, kimisi emekli oldu hepimizin parasıyla sefa sürüyor, kimisi halen çalmaya yandaş beslemeye, kamu kaynağı tüketmeye devam ediyor

Yargı ne için vardır? Polis teşkilatı neden vardır? Savcılık sadece güçlü siyasi karakterlerin yalan yanlış işlerini kılıfına uydurmak, görmezden gelmek, yasalara uydurmak için mi vardır? Bu ülke resmen soyunurken, tek bir Başbakan, bakan hesap vermedi. Birçoğu halen hepimize akıl vermeye devam ediyor

Bu ülkeyi sadece siyasiler soymadı. Siyasetten aldığı güç, polisten aldığı koruma, savcılıktan aldığı “kovuşturmaya gerek yoktur” gücüyle bu ülkenin kaynaklarına çöken yerli ve yabancı iş insanları da bu soygunun mimarlar arasındadır. Hepsini biliyoruz, haberi yapılmamış tek bir soygun yoktur

İnsanı kahreden yolsuzların ve hırsızların, arsızların ve peşkeşcilerin bugün ister siyasi ister işinsanı, elini kolunu sallayarak gezmesidir. Dosyalar tozlu raflarda bekliyor, ülke soyuluyor, maalesef anayasayla toplumun kaynaklarını korusun diye kurulan mekanizma çalışmıyor

Peki bu cesareti nerden alıyorlar sizce? Tabii ki hesap sorulmayacağını biliyorlar. Yapanın yanına kar kaldığını yaşayarak öğrendiler. Dava açılsa bile sonuçlanmadığını, bir yerlerde dosyaların rafa kaldırılabildiğini görüyorlar. Hırsızlara cesareti maalesef görevini yapmayan, yapamayan adli makamlar veriyor

Bu ülkedeki her hırsızlığı, her yolsuzluğu, her arsızlığı biliyoruz. Maalesef çalanlar da kendilerine bir şey olmayacağını biliyor. O koltuklardan hızla gelip geçiyor, büyük serveti ile gününü gün ediyor. Nasıl olsa hesap soran yok, pislik örten çok