KAMUDA PERSONEL VERİMLİLİĞİ CİDDİ BİR SORUNDUR. İŞİNİ TAM YAPANLAR BİR YANA; SADECE SİYASETİN GÖLGESİNDE KALARAK KALEM OYNATMAYANLAR BU HALKA İHANET İÇERİSİNDEDİR

ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞI ÇIKMALIYIZ. MÜCADELE YERİ SENDİKADIR, HUKUK YOLUDUR. KAMUNUN HER ALANI DÖKÜLÜYOR, VERGİ ÖDEYEN VATANDAŞ HİZMET ALAMIYOR

Dikmen Belediyesi’nde yaşananlar şaka değil. Bir personel, ya da vatandaş hiç fark etmez. Bir belediye başkanına, ya da şahsa av tüfeği ile ateş ediyor. Bunun üzerinden, “ateş eden haklıydı” gibi bir algıyı yaymak için sahneye inenler var, hatta aralarında sendikacı bile var

Eğer, her polemik yaşayan, her canı sıkılan arabada av tüfeği ile gezse; canı istediğinde de alıp sıksa E bu memleket ne hale döner biliyor musunuz? Lazım silah sesinden geçilmesin memleket. Üstelik de hastaneler de yetmez. Sendika, avukat, mahkeme, yargı neden var?

En çok da Belediye Emekçileri Sendikası Başkanı’nın açıklamalarına üzüldüm, anlam veremedim, gerildim de açıkçası. “Belediye başkanı ateş eden kişiye baskı uyguluyordu” diyor Mustafa Yalınkaya… Meşrulaştırıyor, farkında da değil

Sendika başkanı açıkça, diğer belediyelerdeki üyelerine de “baskı altındaysanız şiddet uygulayın” diyor, farkında değil. “Sendikanıza güvenin, onla mücadele edin” de demiyor. Şiddetin her türlüsüne “ama”, “fakat”, “lakin” demeden karşı çıkacağız, sonra doğruyu bulacağız

Dikmen’de yaşanan olay, sebep değil, sonuçtur. Neyin sonucudur biliyor musunuz? Tıpkı kamudaki gibi, belediyelerdeki personel yapısı da çökmüştür de ondan. Liyakata dayalı değildir, üretime dayalı değildir, personellerin aidiyeti de kente değil, başkanlara ya da adaylaradır

Yaşadığı kentlerde vergisini bir tamam ödeyen vatandaşlar, maaşını bir tamam alan belediye çalışanlarından gerekli hizmeti alamamaktadır. Bir sonraki seçimi garanti altına almak isteyen birçok belediye başkanı “iş yapanı” değil, “yandaşı1” istihdam etmektedir

Son seçimlerde de gördük. Çok sayıda belediye seçiminde, çokça belediye çalışanı adeta işine gitmemiştir. Sokakta propagandanın bir parçası olmuştur. Kazanana söven de var, kaybedene söven de, belediye personeli. Bunu normalleştirmek doğru değildir

Kamuda da şikayet ettiğimiz konu aynıdır. Kimse kendini kamuya ait hissetmiyor. Kamunun imkanları ile siyasetçiyi iktidarda tutmak adına yapılan çabaya nasıl karşıysam, maaş alan personelin de işini yapmak yerine siyasetçinin arasına saklanarak aldığı maaşı görmezden gelmesini hazmedemem

Maalesef zaman zaman sendikaların da katkısı ile, “kamu personeli” siyasetçinin, belediye personeli de “başkanların” emrinde, iş yapmadan para almaktadır. Belediye seçim sürecinde de en çok konuşulan konulardan biri de personel verimsizliği değil mi?

Dünya kadar kamu çalışanı işe gitmeden maaş almakta, kalem oynatmadan devlete yıllık 400- 500 milyon TL’ye mal olmaktadır. Hesaplayın, maaş, yatırımlar, vergiler, ek tahsisatlar, 13’üncü maaş, ödenekler derken, bir personel maliyeti mini bir servettir

O zaman, verimlilik esas olmalıdır. Dikmen’de yaşanan olayın sebebinde de bu vardır. “İşle- işlemem”, “bendensin, değilsin”, “gelecen- gelmem” derken, konu av tüfeği ile ateş etmeye kadar vardı. Yazık değil mi Dikmen halkının ödediği vergilere?