Kimse inanmıyor yasa tasarınızın masum olduğuna…

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
26/03/2025


Ali Baturay Ali Baturay


 

   Hükümetin yine kimseyi “masum” olduğu konusunda inandıramadığı bir yasa çalışması var…

   "Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı" son derece masum ve KKTC ekonomisini canlandıracak bir çalışmaymış.

    Hükümet, yasa tasarısını kamuoyuna duyururken, “KKTC ekonomisini canlandırmak ve vergi gelirlerini artırmak amacıyla hazırlandı” demişti zaten.

    Tasarıya göre, yurt dışında bulunan döviz ve/veya Türk Lirası cinsinden itibari paraların KKTC’ye getirilmesi ve belirlenen vergilerin ödenmesi teşvik edilecek. Bu adımla, ekonomik hareketliliğin artırılması, likiditenin yükseltilmesi ve devletin vergi gelirlerinde artış sağlanması hedefleniyor.

    Ancak gelin görün ki “Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı”, halk arasında “Kara para aklama yasa tasarısı” olarak anılıyor.

    Kafaları karıştıran şey, yurt dışında bulunan nakit para, neden bavulla ülkeye gelecek? Neden nakit para? Evet neden nakit para?

   Bu paraların nasıl kazanıldığı, kaynağının ne olduğu öğrenilebilecek mi? Bunların kara para olmadığı nasıl anlaşılacak?

    Zaten kara para değilse neden normal bir iş karşılığı olarak ülkeye mevcut yasalarla girmiyor? Neden bu paralar için özel yasa yapılma ihtiyacı hissediliyor?

   Yoksa aslında bunun kara para olduğu zaten biliniyor ama masum bir isim verilmiş ve zaman tahdidi konulmuş yasayla mı yıkanıp, aklanacaklar?

    Devlet bütçesi sandığımızdan da mı kötü de devlet eliyle kara para aklanacak? Peki bu kadar risk alınacak olan bir işlem için neden yüzde 3 gibi düşük bir vergi oranı belirlenmiş? Hiç kimseye mantıklı gelmiyor yüzde 3’lük vergi.

    Vergi gelirlerini artırmak isteyen ve “kara para aklama” şüphesine yol açan hükümetin bu tasarı ile attığı taş, ürküttüğü kuşlara değecek mi acaba?

    Hükümet edenler kızıyor, “Neden önyargılı davranıyorsunuz? Nasıl böyle bir yargıya varıyorsunuz? Kanıtınız var mı bu konuda?” diye soruyorlar.

    Yok, kanıtımız yok tabii ki… Muhtemelen de hiç olmayacak, bizimkisi önyargıdan çok, kafamızı karıştıran deli sorulardır. Neden böyle bir risk alınıyor?    

    Doğal olarak insanın aklına bin tane soru geliyor.

    Mesela geçen gün mecliste CTP Milletvekili Devrim Barçın; “Bu ülkede kazancını kayıt içinde beyan eden ve vergisini ödeyenler yüzde 37’ye varan vergi yüküyle karşı karşıya kalırken, bir kişi bavulla ülkeye kara para sokarsa sadece yüzde 3 vergi verecek ve onu da hemen değil, bir ay sonra ödeyecek. Bavulla getirilen kara paraya yüzde 3, kayıtlı paraya yüzde 37 vergi. Bu nasıl bir iştir” diye sordu.

     Bu mantıksız tasarıya karşı gerçekten de mantıklı bir soru? Neden gerçekten böyle? Kime kıyak yapılıyor yine? Kim yararlanacak bundan?    

    Yasa tasarısına eklenen bir maddeyle, yüzde 3 vergiyi zamanında ödemeyenlere düzenli olarak af getirilmek istenmesi de işin içinde bir torpil, bir kıyak, alengirli bir mesele olduğu şüphesini yaratıyor.

     Yoksa kıyak değilse nedir? Bu devlet kara paraya muhtaç olmuş bir yüce devlet midir?

     Çok büyük miktarlı paralar herhalde bunlar? Çok büyük miktarlı paralar olmasa neden böyle riskli bir yasa tasarısı yapılsın değil mi?

    DAÜ Finansal Düzenleme ve Risk Yönetimi Merkezi Başkanı ve Bankacılık ve Finans Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mete Feridun da yasa tasarısıyla ilgili uyarılarda bulundu.

     Feridun, “Yurt Dışındaki İtibari Paraların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı”nın geçen sene yürürlüğe giren “Suç Gelirlerinin Aklanmasının, Terörizmin Finansmanının ve Kitle İmha Silahlarının Yaygınlaşmasının Finansmanının Önlenmesi Yasası” çerçevesinde ortaya konulan prensiplerle örtüşmediğini söyledi. Yani geçen sene kara paraya karşı yapılan yasa ile şimdi yapılan ve kara parayı aklayacağı düşünülen tasarı çelişiyor, birbirinin zıddı adeta.

    Mete Feridun, “Bu Yasa Tasarısı’nın vergi adaletsizliği boyutunu bir kenara koyacak olursak, en çok dikkat çeken yönü, yasadan faydalanmak isteyecek olanlara ‘nakden yatırım’ seçeneğinin de sunulmuş olması nedeniyle gündeme kara para aklama ve terörizmin finansmanı risklerini getirmiş olmasıdır” diyor.

    Bu tasarının bankacılık sistemimizi de riske attığına dikkat çeken Feridun, şu uyarıyı yapıyor: “Bilindiği gibi KKTC bankalarının yurt dışıyla olan bağlantısını oluşturan ‘muhabir bankacılık’ ilişkileri çok kırılgan. KKTC’ye nakit olarak kara para sokulup aklandıktan sonra bunun KKTC bankaları üzerinden muhabir bankalar aracılığıyla yurt dışına çıkarılabileceğine ilişkin en ufak bir şüphe bile bu muhabir bankacılık ilişkisinin kopmasına ve bankacılık sistemimizin dünya ile bağlantısının kesilmesine yol açabilecektir. Dolayısıyla, söz konusu yasa tasarısı ile ortaya çıkabilecek bütün bu risklerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir…”    

     İlgili bakanlık ve hükümetimiz bunları düşündü, dikkate aldı mı acaba? Yoksa ne olursa olsun, bir yerlere söz verildi de mutlaka bu tasarı yapılacak mı?

   Günümüzde artık bu yaklaşımın terk edildiğini ve bu anlayışın sadece ve sadece itibarsız, uluslararası hukukun dışındaki, finansal sistemden dışlanmış tek tük marjinal birkaç ülkenin benimsediği bir yaklaşım olarak devam ettiğinde dikkat çeken Mete Feridun, “Eğer amaç bu ülkelerle birlikte anılmak değilse bu yasanın faydadan çok zarar getireceğini söyleyebiliriz” diyor.

    Mete Feridun kardeşimiz güzel soruyor ama hükümetimiz zaten tam da tanınmamış ve uluslararası hukukun dışında olma meselesini bir avantaj olarak kabul etmiş… O nedenle muhtemelen Devrim Barçın’ın ve Mete Feridun’un uyarılarını dikkate almayacaklar.

   Hani da “kara para” riski vardı ve buna karşı KKTC’de mülkiyet satışına düzenleme getirildi? “Dünyada Türkiye’nin bir alt yönetimi olarak görülen KKTC’de ‘kara para aklama’ yapıldığında Türkiye bu konuda gri listeden çıkamayacaktı” deniyordu. Bunun için KKTC’de yabancılara mal satışıyla ilgili yasada düzenleme yapılmadı mı? Bu düzenlemeyle inşaat sektörü çöktü, Güneydeki tutuklamalarla da krize girdi.

    Bir tarafta “kara para” riskinden kurtulmak gailesiyle amacını aşan düzenlemeler yapıp bir sektörü çökerttiniz, diğer taraftan “kara para aklama” intibaı ya da şüphesi yaratan başka bir iş yapıyorsunuz. Ne yaptığınızı biliyor musunuz acaba?

    Ha unutmadan söyleyelim, hükümetimizin ilk “kara para aklama” şüpheli yasası değil bu. 2021'de de “Nakdi Varlıkları Kayıt Altına Alınması Kararnamesi" yapmışlardı. Belirlenen süreden daha erken sonlandırılan kararnameyle, yaklaşık üç haftada ülkeye 880 milyon TL getirilerek, kayıt altına alınmıştı.

   O zaman da tasarı şimdiki gibi çok tartışılmıştı. Hükümet temsilcileri o dönem ülkeye giren bu paradan devletin 22 milyon TL vergi tahsil ettiğini açıklamıştı. Bugünkü tasarıda yüzde 3 olan vergi oranı o dönem yüzde 2,5’du…

    O dönem CTP ve TDP, bu kanun hükmünde kararnameyi yargıya taşımış bu nedenle kararname belirlenen zamandan önce iptal edilmişti.

   2021’de böyle bir işlemin kanun hükmünde kararname ile yapılamayacağı, yasa tasarısı haline getirilerek meclise sevk edilmesi gerektiği vurgulanmıştı. Anlaşılan hükümet, geçmişte “ülkeye sokulan nakit parayla” ilgili yalnızca bu husustan ders alıp, bu kez yasa tasarısı yaptı ama yine kimse ülkeye “kara para girmeyeceği” yönünde ikna olmadı.

    Uzunca bir süredir hükümetin tartışma yaratmayan bir işi yok ki? Nerde bir acayiplik varsa onu yapıyorlar hem de ne pahasına olursa olsun…

 

 

 

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Ali Baturay, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.