'Olmaz, yapamayız' üzerine kurulu bürokrasi

ads ads ads ads
20/12/2018

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Eli kolu bağlı siyaset

260 milyon TL maaş ödeniyor…

Her ay ve her ay…

Yıllık 150 milyon TL ek mesai…

Sağlıkta, eğitimde ve birçok alanda…

Güvenlik, temizlik ve yemek hizmetini dışarıdan alıyor kamu…

Yani her ay 260 milyon TL ile kalınmıyor…

Ve başbakan açıkladı…

“400 kamu personeli daha denetlendi. 88 tanesi problemli…”

Daha önce de 300 denetlenmişti…

77 de orada problemli vardı…

“Süreci paylaştık, sonucunu da paylaşacağız” diyor Başbakan…

Bizi ilgilendiren sonucu aslında…

Küstük…

Kamuya…

Bizi yukarıya çekecek…

Yaşamımızı kolaylaştıracak…

Aidiyetimizi artıracak…

Kamu yönetimidir.

İstiyoruz ki…

Aylık 260 milyon TL maaşın…

Ki içinde cumhurbaşkanından odacısına, tüm kamu var maaş alan…

150 milyon TL ek mesainin…

Bir o kadar hizmet alımı için ödenen maaşın…

Karşılığını pratikte almak…

Onca maaş, onca hizmet alımına rağmen…

Başbakanın bize, “Çalışmıyorlar” demesi, aslında var olan aidiyeti de götürür…

Kamu yönetimi, umutsuzluk aşılıyor…

Bizim talebimiz gereğinin yapılmasıdır.

Gereği nedir?

Adalettir…

Yaşamın her alanında adalettir.
Maalesef dostlar…

“Siyasi yapı…”

Bürokrasiyi aşarak, topluma hizmet etmek noktasında hız kazanamıyor…

Bürokrasi el frenidir…

Üretimin önünde de…

Gelişimin önünde el freni bürokrasidir…

“Olmaz…” üzerine kuruludur bürokrasi…

“Yapamayız…” üzerine kuruludur…

En idealist siyasetçinin bile…

Bir ayda “ikna edildiği” bir yapıdır bizde bürokrasi…

Müsteşarı…

Müdürü…

Amiri…

Sadece oraya giden vatandaşa değil…

Dışarıdan atanan müsteşara…

Bakana da aynı tarifeyi uyguluyor…

“Yapamayız efendim...”

“Olmaz efendim…”

Bu umutsuzluk kısa sürede hepimize aynı duyguyu aşılıyor…

“Bu memleketten bir şey olmaz…”

Neden olmasın?

Geldik zurnanın zırt dediği yere…

Ne demek bu memleketten bir şey olmaz…

Ne demek bu memleketin insanı başaramaz…

Yapamaz…

Senden” bir şey olmaz…

Senden…

Hani ki her şeye “olmaz” den…

Neleri olduruyor insanlar…

Ne başarı hikayeleri var bu ülkede…

Babadan oğula…

Oğuldan toruna yazılan…

Yurt dışında ne kadar başarılı insanlarımız var, milyonları kendine hayran bırakan…

KKTC bütçesinin beş katı değer yaratıp…

KKTC kamu çalışanının beş katı hizmet üreten…

Bazı şeyler parayla da değil

Bizim bir toplum mühendisliğine ihtiyacımız var.

Önce bu topraklara olan aidiyeti artıracak.

Şu anda biz buradayız…

Türkiye’nin başka dertleri var…

Güney Kıbrıs’ın başka…

Biz de dama taşı gibi beklemedeyiz.

Gerek olan bu mu?

Değil bence…

Yönetilmeye ihtiyacı var kamu düzeninin…

Bahanelere değil.

Eğitim sistemi…

Sağlık sistemi…

Yönetim sistemi velhasıl…

Topyekün kamu sistemi başımıza çöktü…

Haberimiz yok.

Ah ile vah ile günümüz geçiyor.

Çocuklar atış alanlarında patlayan bomba ile parçalanıyor…

Gençler yola çıkan suyla sürükleniyor…

Uyuşturucu batağı?

“Düşünen sorgulayan insan” yetiştirmeyen eğitim sistemi?

Buna daha hiç girmedim.

Mecliste 15 saat…

Ve heyhat…

Mecliste bütçe görüşmeleri var.

Ne işe yarıyor bu günde 15 saat?

Yüzde 80’i maaşlara gidecek bir muhasebe hesabına…

Bütçe elbette mecliste ve denetlenebilir olmalıdır…

Ama pratikte yaşadıklarımıza baktığım zaman…

“Yarasa” pozisyonuna düşen vekillere de acıyorum.

Ama bu topluma da daha çok acıyorum.

Laf salatası ile harmanlanan…

Geçmişte koltuklarda oturanların şimdi hesap sorduğu…

Ama memleket yangın yerine dönmüşken…

Ortada olmayan bakan ve vekiller…

Yazık değil mi bu enerjiye?

Reformlar bekliyor…

Neyi, nasıl yöneteceğimizin, kontrolden çıkan sistemi, yeniden kayıt altına, denetim altına alacağımız adımlarını atmak yerine…

Vatandaşa sunduğumuz sadece laf salatası.

Kimse kusura bakmasın…

Bu halk o kadar rahat değil…

Memleketteki en büyük “mafya” kamu düzenidir.

“Olmaz efendim, yapamayız” üzerine kurulu…

Vatandaşı da hor gören…

20/12/2018 12:38
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: hüseyin ekmekçi, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.