SORUŞTURMANIN SEYRİ NOKTASINDA SON DERECE ENDİŞELİ VE ÜZGÜNÜM. KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANIYOR. POLİS İYİ NİYET VE KÖTÜ NİYET AYRIMI YAPMADAN TUTUKLAMALARA DEVAM EDİYOR

BU GİDİŞLE 300 ECZACI 90 DOKTOR DA TUTUKLANACAK. HERKES DE OTURUP SEYREDECEK. ORGANİZA SUÇ ÖRGÜTÜ KURAN DA HASTAYA YARDIMCI OLAN DA AYNI KEFEYE GİRDİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın şikayeti ve Polis Genel Müdürlüğü’nün harekete geçmesi ile başlayan sahte reçete soruşturma süreci farklı bir noktaya evrildi. Lafı uzatmadan söyleyeyim bu gidişle 90 civarında doktor ve 300 civarında eczacı tutuklanıp serbest bırakılmadan bu soruşturma tamamlanmayacak

Süreci başından beridir takip ediyorum. Gerçekten organize suç örgütü kuran, doktorun reçete yazdığı, eczacının da ilaçlar üzerinden barkodları keserek devlete ilettiği ve parasını aldığı, ilacın hastaya ulaşmadığı bir sistem kurulmuş. Bazı doktor eczacılar bunu dibine kadar kullanmış

Çöplerde ve ovalarda ortaya çıkan barkodu kesilmiş ilaçlar organize suç örgütünün kanıtlardır. Bir doktorun hasta sayısı da, yazabileceği reçete oranı da bellidir. Buna ek olarak sistemin çalışması için hastaya reçete yazılması da son derece normaldir

“Doktor hastayı görmeden reçete yazdı” veya “doktor reçeteyi yazdı ama ilaç hastaya ulaşmadı” polisin tutuklama kriterleri arasında. Eğer soruşturma böyle devam edecekse Sosyal Sigortalarla anlaşmalı 90 civarında doktor tek tek tutuklanacak

Süreç yavaş yavaş sahte reçete soruşturmasından itibar katliamına doğru hızla kayıyor. Tutuklamalar başlamadan önce bir gazeteci olarak da ciddi araştırmalar ve çok sayıda görüşme yapmıştım. Sistemin beş doktor ve 20 civarı eczacı tarafından istismar edildiği biliniyordu

Oysa şimdi, savsaklalan sistemin tüm eczacı ve doktorları da içine çektiğini üzülerek seyrediyoruz. Polisin yaptığı her tutuklamada toplum inanılmaz derecede bir linç kültürü geliştirdi. Soruşturmanın sonunda aklanacak olan eczacı ve doktorların olduğunu göreceğiz

Doktor hastayı tanıyorsa, reçeteyi hastayı görmeden imzalayabilir. Bu Tabipler Birliği tarafından Pandemi döneminde hastaların ilaçsız kalmaması, doktorları da riske atmamak adına alınan ve uygulanan bir karar. Uygulamada ortaya çıkan aksaklıklar bugün karşımıza farklı bir şekilde dikildi

Tekrar ediyorum: Birileri resmen organize suç örgütü kurarak hastaya ilacın ulaşmayacağını bile bile reçete yazmış, eczacı reçete düzenlemiş, devletten parayı almış, doktor ve eczacı bu parayı paylaşmış. Bu soruşturmanın ruhunda oluşturan gerekçe…

Az sayıda doktor yaklaşık her ay 30.000 reçete düzenlemek zorunda. Birçok eczacı elinde reçetelerle kronik hastaların reçetelerini imza için doktora getiriyor, doktorda imza alıyor. Bu uygulama yıllardır devam ediyor ve biliniyor. Burada doktorlara bir parantez açmak gerekiyor

Vizite yapan bir doktor bugün 500 ile 800 TL arasında bir ücret alıyor. Sigortalılar bu ücreti ödemesin diye, ki çoğu yaşlı, reçete düzenleme sistemi devreye giriyor. Devlet de, Eczacılar Birliği de, Tabipler Birliği de bu sistemin böyle çalıştığını biliyor

Devamında iyi niyetle ve kötü niyetle çalışanların birbirinden ayrılması gerekiyor. Suçu tamamen eczacılara atma niyetinde değilim. Ancak ilacın hastaya ulaşıp ulaşmadığı noktasında doktorun suçlanması bana doğru gelmiyor. Son denetim noktası eczacı ve devlet

Fazla uzatmaya gerek yok. Soruşturmanın seyri noktasında son derece endişeli ve üzgünüm. Kurunun yanında yaş da yanıyor. Polis iyi niyetli ve kötü niyeti ayrımı yapmadan tutuklamalarla devam ediyor. Bu gidişle 300 eczacı 90 doktor da tutuklanacak. Herkes de oturup seyredecek