Dünya Gastroenteroloji Kongresi İstanbul’da yapılıyor
93 ülke, 2000’i aşkın katılımcıyı buluşturan Dünya Gastroenteroloji Kongresi Türkiye’de ilk kez düzenleniyor
24/09/2019
Bu yıl Türkiye'de yapılan tek dünya kongresi olma özelliğini de taşıyan
Dünya Gastroenteroloji Kongresinde bilimsel son gelişmeler ve güncel uygulamalar masaya yatırılıyor. 4 gün sürecek kongrede; bağırsak mikrobiyota, obezite, çölyak hastalığı, çölyak dışı glüten hassasiyeti, ilaç-bitki ve diyet takviyesi kaynaklı karaciğer hasarı, Behçet hastalığı gibi konular irdeleniyor.
Behçet hastalığının özel bir sempozyumda tartışıldığını belirten Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, Behçet sendromunun, 1937 yılında Profesör Hulusi Behçet tarafından tarif edilmiş bir tür damar iltihabı olduğunu söyledi.
Hastalığın üç ana bulgusu olan; tekrarlayan ağız içi yaraları (aft), özel bir tür göz iltihabı olan üveit ve genital bölgedeki ülserlerin birlikteliğini tarif eden Behçet sendromunun, damarları tuttuğunda ölümcül olabildiğini belirten Doktor Serhat Bor, hastalık hakkında şunları söyledi:
“Göz tutulumu etkin biçimde tedavi edilmediğinde körlüğe kadar ilerleyebilir. Eklemler, merkezi sinir sistemi ve deri tutulumu da meydana gelebilir. Bağırsak tutulumu olan hastaların erken tanınmaması ve etkin tedavi edilmemeleri cerrahi işlem gerektirebilecek bağırsak delinmelerine ve kanamalara yol açabilir. Behçet sendromu genç erkeklerde daha ağır bir seyir göstermekte, yaş artışı ile hastalığın aktivitesinin azaldığı görülmektedir. Behçet sendromu konusundaki toplumsal bilinçlenme, hastaların erken tanı almalarını ve gelişebilecek komplikasyonlardan korunmalarını sağlayacaktır. Bu nedenle tekrarlayan ağız içi yarasına eşlik eden başka şikayetleri olan hastaların Behçet sendromu açısından taranmaları önem taşımaktadır. Ancak burada her ağız yarası çıkan kişinin Behçet sendromu olmadığı vurgulanmalıdır.”
Prof. Dr. Sedat Boyacıoğlu da ilk kez 1958 yılında Washington’da düzenlenen Dünya Gastroenteroloji Kongresinin bu yıl İstanbul’da yapılmasının Türk gastroenterolojisi için büyük bir onur olduğunu söyledi.