2 ay boyunca karanlıkta yaşadı

İtalya'daki cıvıl cıvıl memleketinden kalktı dünyanın öbür ucuna buzlarla kaplı bir köye taşındı. Bu hikayeyi okuduktan sonra ona özenir misiniz yoksa akıl fikir mi dilersiniz, size bırakıyoruz...

ads ads ads ads
20/06/2021

ads
2 ay boyunca karanlıkta yaşadı

Yaklaşık 1,5 yıldır hayatımızda olan Covid-19 pandemisiyle mücadele için dünya genelinde uygulanan kısıtlamalar kapsamında milyonlarca insan evine kapandı. Özellikle tek başına yaşayanlar aylar boyunca kimseyle yüz yüze gelmedi, yalnız kaldı.

Ama İtalyan Valentina Miozzo için durum bundan bir adım daha ötede. Miozzo istese bile kalabalıklara giremeyeceği bir yere, Kuzey Kutbu'na taşınarak, sosyal mesafede ve pandemi yalnızlığında rekor kırdı. Üstelik bu taşınmanın zamanlaması da oldukça ilginç bir deneyimi beraberinde getirdi.

Miozzo hikayesini CNN Travel'a anlattı, biz de oradan derledik. Okuduktan sonra Miozzo'ya özenir misiniz yoksa akıl fikir mi dilersiniz, onu da size bırakıyoruz...

İtalya'nın kuzeyinde Emilia Romagna bölgesinde doğup büyümüş olan Miozzo, pandemiden önce bir doğa ve yürüyüş rehberiydi. Bir yandan yurt dışına çıkan İtalyanlara rehberlik ediyor, bir yandan da Viaggiera Libera isimli blog'da İtalya sınırları içinde sürdürülebilir seyahatler yapmak isteyenlerle ipuçlarını paylaşıyordu. Kısacası her şeyi turizm üzerine kurulmuştu.

"Hayatım yollarda geçiyordu, yılın 6 ayı seyahat ediyordum" diyen Miozzo için pandemi her şeyi değiştirdi. Turizm endüstrisindeki yüz binlerce insan gibi onun da hayatı aniden durdu.

Rehberlik yapamadığı için blog'una odaklandı. İnternet üzerinden tanıtım işleri de yapıyordu. Ancak İtalya pandeminin en sıkı karantinalarından birini tamamlayıp yaz aylarında virüsü kontrol altına almaya yakın bir tablo çizmeye başladığında, Miozzo'nun ayakları da kaşınmaya başladı.

BEKLEDİĞİ FIRSAT INSTAGRAM'DAN GELDİ

Beklediği fırsat Eylül ayında Instagram sayesinde kapısını çaldı. Miozzo'ya Kuzey Kutbu'nda bir misafirhaneyi işletmek isteyip istemeyeceği soruluyordu! Gözünü bile kırpmadan "Evet" dedi ve kararını CNN'e şu sözlerle anlattı:

"Korkmuş muydum? Hayır. Bunu normalde bana kalsa belki de asla ziyaret etmeyeceğim yerleri görmek için güzel bir fırsat olarak gördüm. Artık seyahat edemiyordum ve bu seyahat edip farklı bir gerçeklik yaşamanın bir yoluydu. Elbette daha statik bir seyahat olacaktı ama dünyanın hiç bilmediğim ve büyülendiğim bir yerine gidecektim."

İki gün içinde teklifi kabul etti, bir ay sonra ise memleketi Modena'nın 3850 kilometre kuzeyindeki Kongsfjord'a ayak bastı.

HER ŞEYDEN UZAKTA, BUZLARLA KAPLI BİR KÖY

Modena ile Kongsfjord arasındaki farklar saymakla bitmiyor. 185 bin nüfuslu Modena, Michelin yıldızlı şef Massimo Bottura'nın da yaşadığı yer olarak biliniyor ve önemli bir lezzet başkenti. Şehrin 12'nci yüzyıldan kalma katedrali de oldukça ünlü.

Kongsfjord ise olabildiğince farklı bir yer. Orta Çağ mimarisinin herhangi bir örneğine ev sahipliği yapmayan köyde sadece 28 kişi yaşıyor. Miozzo, "En yakın süpermarket 40 kilometre uzakta. En yakın hastane 320 kilometre mesafede. Minik havaalanıyla aramızda da 40 kilometre var" dedi.

Kış aylarında saatteki hızı 120 kilometreyi bulan rüzgarların hâkim olduğunu ve her yerin buz tuttuğunu da anlatan Miozzo, yollar açık olduğu müddetçe yerel halkın haftada ya da iki haftada bir market alışverişine gidebildiğini, havaalanı ve süpermarkete giden yolun bir tarafı uçurum olan geçit vermez bir sahil yolu olduğunu söyledi.

Miozzo, "Herhangi bir beklentim yoktu. Keşfetmeye meraklı olduğumdan bilerek herhangi bir beklenti oluşturmamıştım" derken yine de kendisini neleri beklediğinden haberdardı: "Çok ama çok uzak bir yerde yaşayacağımı biliyordum. Beni uyarmışlardı. İddialı olduğunu biliyordum, kutup tundrası olduğunu da biliyordum ama daha önce hiç Norveç'e gitmemiştim."

24 SAAT KARANLIK MI, 24 SAAT AYDINLIK MI?

İki ay boyunca 24 saat karanlıkta yaşayacak olmak bile Miozzo'nun heyecanına engel olamadı. Nitekim Norveç'e taşındıktan kısa süre sonra kutup geceleriyle tanıştı ve yaşadıklarını şu sözlerle özetledi: "İki ay boyunca tamamen karanlıkta yaşamak inanılmaz bir deneyimdi. Hiç rahatsız edici değildi. Hatta aslına bakarsanız aydınlıkta yaşamak daha zor."

Miozzo'nun kastettiği aydınlık kutup bölgelerinde yaz aylarında 24 saat boyunca devam eden gündüzler. Kongsfjord'da mayıs ortasından temmuz ortasına kadar hava hiç kararmıyor. Miozzo, "İki ay boyunca güneş hiç batmıyor. İnsan vücudu güneş tepedeyken gece olduğunu kabul edemiyor, bu nedenle uyumak çok zor oluyor. Ama bunun dışında onun da rahatsız edici olduğunu söyleyemem. Harika bir yaşam biçimi" diye konuştu.

Aşırı uçlardaki hava koşullarının kendisine çok önemli bir şey öğrettiğini de belirten Miozzo şöyle devam etti:

"Sıcak ülkelere gidince, enerjiyi dışarıdan, diğer insanlardan, iklimden, atmosferden alıyorsunuz. Başkalarıyla iletişime giriyorsunuz, gökte güneş oluyor. Kendinizi böyle bir yerde tamamen yalnız halde bulduğunuzda, enerjiyi de içinizde bulmayı öğreniyorsunuz. Ve bu büyüleyici bir keşif. Özellikle de iki ay boyunca güneş yoksa ve kendinizi uyandırmak zorundaysanız..."

FARKLI ULUSLARDAN 28 KİŞİ YAŞIYOR

Peki kim böyle bir hayat yaşamak ister?

Miozzo Kongsfjord'un 28 kişilik nüfusunu "çokkültürlü" olarak tanımlıyor. Almanlar, Letonyalılar, İtalyanlar ve Taylandlılardan oluşan topluluk kendi aralarında İngilizce anlaşıyor. Miozzo, "Beni çok iyi karşıladılar ve çok sıcak davrandılar" dedi.

Özellikle pansiyonda çalışan Eugenia isimli İtalyan kadınla güçlü bir bağ kurduklarını belirten Miozzo, kutuplara da gitseniz bazı şeylerin değişmediğini de söyledi: "Biz İtalyanların yüksek sesle konuşup çok fazla jest yaptığı bir stereotip de olabilir ama diğer ülkelerden gelenlerle bizim aramızda bir iletişim tarzı farklılığı olduğunu kesinlikle düşünüyorum."

Miozzo ilk defa ülkesinden uzakta yaşamıyor. Örneğin 18 yıl önce 3 yıl boyunca Londra'da yaşamış. Ancak son yıllarda daha sıcak bölgelere odaklandığını, Hindistan, Endonezya ve Senegal'de üçer ay, Güneydoğu Asya'da ise 1 yıl yaşadığını düşününce kutup tercihi daha da ilginç oluyor.

"BURASI NORVEÇ DEĞİL TUNDRA"

Ancak Miozzo'ya göre Kuzey Kutbu'nu başka herhangi bir yerle kıyaslamak mümkün değil. Hatta Norveç'in kuzeyi ile güneyi arasında bile çok büyük farklar var:

"İklim, aydınlık, karanlık; bunların hepsi farklı. Burada gerçek bir tundra var. Ağaç yetişmiyor ve yer şekilleri gerçekten çok çılgın. Kırmızı tilkilerimiz ve kutup tilkilerimiz var. Her yerden ren geyikleri çıkıyor. Balinalar, yunuslar, orkalar ve çok sayıda deniz kuşu var. İnsanlar kuşları seyretmek için buraya geliyor. Tabii bir de sevimli foklar var."

Bütün bu farklar nedeniyle Miozzo, "Ben Norveç'te yaşamıyorum, Kuzey Kutup tundrasında yaşıyorum" dedi.

"YEDİ AY BOYUNCA MASKE TAKMADIM"

Tundra hayatı yaşamanın Miozzo için en büyük avantajlarından biri Covid-19'dan uzak kalmak oldu. Kongsfjord'da henüz bir tane bile Covid-19 vakası görülmedi. Norveç'teki diğer şehirlerde kısıtlamalar uygulanırken Kongsfjord sakinleri için hayat olduğu gibi devam etti. Miozzo, "Yedi ay boyunca bir kez bile maske takmadım" diye konuştu.

Pandeminin kontrol altına alınmasıyla seyahatlerin de yeniden başlamasının kendisini endişelendirdiğini belirten Miozzo, "Pandemiden önce turizm teşhircilik ve sosyal medya paylaşımlarıyla bağlantılı olmuştu. Yurt dışında olduğunuzu göstermeniz, bir kaplanla ya da oranın bir yerlisiyle fotoğraf çektirmeniz gerekiyordu. Seyahat kişisel gelişim ve kendini keşfetme aracı olma özelliğini yitiriyordu" dedi.

Sosyal mesafenin hastalığı kapma ve bulaştırma korkusuyla alakalı olduğunu da sözlerine ekleyen Miozzo, "Bir yerdeki insanlarla etkileşimimiz çok değişecek. Sarılmak gibi şeyler doğal insan iletişiminin parçalarıdır ama bunları daha az yapacağız. İletişim kurmak için, başka kültürlere ilgimizi ifade etmek için başka yollar bulmaya çalışacağız. Seyahat etme biçimimiz kesinlikle değişecek ama bakalım nasıl olacak" ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir seyahat blogger'ı olarak 2007'den beri yavaş turizmi savunan Miozzo, pandeminin bir yan etkisi olarak seyahat alışkanlıklarımızın yavaşlayacağını umuyor. Doğa turizmine bakışımızın değişebileceğini de ifade eden Miozzo, "Doğanın ne kadar güçlü olduğuna dair daha fazla bilinçlenmiş olmalıyız. Bu da doğayı müze gibi gidilip görülecek bir şey değil de insanlar olarak parçası olduğumuz bir şey olarak görmemizi sağlamalı. Doğayla iletişimde olmalı, ona saygı göstermeli, onu korumalıyız" dedi.

İŞİ İKİ AY ÖNCE BİTTİ AMA…

Miozzo'nun misafirhanedeki çalışması iki ay önce sona erdi ama Kuzey Kutbu'nda yaşamayı o kadar sevdi ki Kongsfjord'da bir ev kiralayarak burada kalmaya devam etti. Ancak yavaş yavaş, en azından geçici süreliğine, ayrılmaya hazırlanıyor.

Ancak İtalya'ya da dönmüyor. Bunun yerine Eugenia'yla birlikte satın aldıkları otomobille dünyanın en kuzeyindeki yıl boyu yerleşim yeri olan Svalbard takımadalarına yolculuk yapmaya hazırlanıyor. Kutup noktasının sadece 1000 kilometre güneyinde bulunan Svalbard insanların sokakları kutup ayılarıyla paylaştığı bir yer. Burada bir ay geçirdikten sonra ikili güneye Lofoten adalarına gidip başka bir misafirhane işletecek.

PEKİ ONDAN SONRA NE OLACAK?

Miozzo, "Kongsfjord'daki insanlarla çok güzel ilişkiler ve dayanışma kurduk. Bir aile gibi olduk, artık onlarla bir bağım var. Kesinlikle ziyaretlerine geleceğim" derken, sonbahar itibarıyla rehberlik işinin yeniden başlayabileceğini bu nedenle İtalya'ya geri dönmeyi düşündüğünü belirtti.

Bir yandan kararsızlık yaşadığını da gizlemeyen Miozzo, "Bilemiyorum, her şey olabilir. Bu kariyeri bu yüzden seçtim. Seyahat ederek çalışabilirim. Hayatın getirdiklerine kapımı hiç kapatmadım" ifadelerini kullandı.

20/06/2021 13:32
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Instagram mesaj, karanlık ev, haberkibris,
MANŞETLER

HK YAŞAM

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.