Bu ülkede sorunların çözülememesi, sorunlara her gün yeni sorunlar eklenmesi bir yana eskiden iyi veya nispeten iyi olan şeyler de kötüye gidiyor.

   Sırf bu nedenle insanlarda eskiye özlem iyice yükseldi.

   Eskiden de bazı şeylerden şikâyet edilirken, bugün o şikâyet ettiklerimizi bile arıyor hale geldik.

   Birçok alanda kötünün bile daha kötüsünü görüyoruz artık.

   Örneğin ülke çok kötü yönetiliyor, hükümet hem sorunlara müdahale edemiyor hem de kendisi sorunlar yaratıyor, son dönemdeki kadar yasalara ve anayasaya aykırı işler yapılmamıştı.

   Mesela devlet daireleri ve kurumları yönetim ve verimlilik açısından geçmişe göre daha kötü durumda, atamalarda liyakate önem verilmemesi nedeniyle çok kötü yönetiliyorlar.

   Polisiye olaylar, özellikle de uyuşturucu, şiddet ve şiddet tehdidi, soygun, hırsızlık olayları arttı.

   Mesela devlet hastanelerinden daha iyi hizmet alınacağına, hizmet kalitesi geriliyor.

   Yeni bir yüzyıla girdik ama özel sektörde çalışma yaşamı geçmişe göre daha kötü, birçok işyerinde hak ihlalleri var ama hükümet edenler yalnızca seyrediyor.

   Ülkeyi yönetenlerin, gazetecilere ve halka yönelik tahammülsüzlüğü de arttı, sürekli olarak özgürlüğü kısıtlayıcı yasa yapma derdine düştüler.

   Biraz uzattım galiba, örnekleri daha da artırabilirim ama ben aslında konuyu thalassaemia hastalığıyla ilgili yakalanan başarının da geriletilmesine getirmek istiyorum.

   Büyük bir mücadele ve özveriyle 2001-2008 yıllarında sıfır vakaya düşen thalassaemia hasta doğumları 2008’den sonra yeniden görülmeye başlandı.

   Basit bir olay, basit bir konu değildir bu geriye dönüş…

   Başka ülkelere bile örnek gösterilen başarılı bir mücadele neden böyle olsun, neden 2008’den günümüze thalassaemia doğumları olsun?

    Üstelik thalassaemiaya benzer, kalıtsal geçiş gösteren hemoglobin hastalığı olan ortak hücreli anemi hastaları da 30’a yükselmiş… Hastaların yaş ortalaması 2 ile 14 arasında değişiyormuş…

   Bu hastaların çoğunun ülkemizde yaşayan uluslararası kişiler olması da başka bir durum.

   Başarılı bir mücadeleyi kaybedip, 2008’den günümüze thalassaemia doğumları olması bir mesele, ülkemize gelen yabancıların KKTC vatandaşlarını kapsayan yasalara tabi olmaması başka bir mesele.

    Evlilik öncesi “thalassaemia zorunluluk taşıyıcılık testi” KKTC vatandaşlarına zorunlu ama

yabancı uyruklarla ilgili yasada herhangi bir düzenleme yokmuş…

    Yenidüzen gazetesine konuşan uzman doktorlar, ülkeye girişlerde de tarama testi yapılması gerektiğini söylüyor. 

    Evet hastaların takip ve tedavisi çok kolay değil, bunu doktorlar da söylüyor ama kesinlikle bu bir mazeret olamaz.

    Thalassaemia hastalığıyla ilgili mücadele de çok zor şartlarda sürdürüldü, zaten sağlık alanında ne kolaydır ki? Sağlıkla ilgili her şey zordur, önemli olan o zorluklar içinde başarılı olmak ve o başarıyı sürdürebilmektir.

    Kim ne derse desin “başarılıyız”, “başardık” dediğimiz thalassaemia hastalığıyla ilgili geriye dönüş, yeni thalassaemia doğumları olması bir hayal kırıklığıdır, moral bozucudur.

     Yenidüzen’e konuşan Thalassaemia Derneği Başkanı ve Thalassaemia Kan Birimi Sorumlusu Çiğdem Beşevlerli, thalassaemia doğumlarını sıfırlamış ve mevcut hastaların tedavisine odaklanmışken, ortaya çıkan hastalar nedeniyle akıllarda ‘toplum bilincine’ yönelik soru işareti oluştuğunu söyledi.

  Devletin bu konuda adım atması, ülkeye girişlerdeki sağlık denetimlerinin yapılması ve yasaların güncellenmesi gerektiğini ifade eden Beşevlerli, thalassaemia hastalığına yönelik tedavi süreçlerinin zorlu olduğunu kaydetti. Beşevlerli, “Ben de thalassaemia hastasıyım. Ne şartlarda kan buluyorum, bilseler. İçtiğim hapları bilseler” dedi.

   Evet Çiğdem Beşevlerli’nin de dediği gibi thalassaemia hastalarının zor bir tedavi süreci var, kan bulmak kolay değil. Bu ülkede zaten ne kolaydır ki thalassaemia hastalarının işi kolay olsun? Kolay olan şeyler bile zor hale getiriliyor.

   Sağlıkta birçok sorun var, insanlar halen ilaç bulamıyor, bulmakta zorlanıyor, nüfus artışı ve yetersizlikler nedeniyle randevular çok uzun sürelere veriliyor.

   Biz şimdi; “thalassaemia ve diğer kan hastalıklarıyla ilgili tedbir alın, thalassaemia doğumlarını durdurun, ülkeye gelen yabancıları da kontrolden geçirin, yasaları güncelleyin diyoruz” ama inanın bunların yapılacağına da inanası gelmiyor insanın. Yine de umarım yaparlar ve bunun için baskıya devam etmek lazım…