2017’de hazırlanan Yangın Yönetmeliği Tüzüğü bile halen onaylanmadı…
23/01/2025












Dünyada ya da bize yakın coğrafyada meydana gelen çok ciddi kötü olayları iyi inceleyebiliyor, oradan ders çıkarabiliyor, bizde de olmaması için tedbirler alabiliyor muyuz?
Hayır, yapmıyoruz… Dünyada olup bitenlere kayıtsız kalıyoruz. Ülke yöneticilerimiz ve maalesef halkımız dünyadaki gelişmelere çok ilgisizdir.
Sanki biz de dünyanın bir parçası değilmişiz gibi.
Kıbrıs Gazetesi’nde çalıştığım günlerden hatırlıyorum da gazetede dünya olaylarını manşet yaptığımız veya ön sayfaya koyduğumuzda okurlar bize kızıyordu, “Haber mi bulamadınız, haber sıkıntısı mı çekiyorsunuz da dünya olaylarını koyuyorsunuz?” diye.
Halbuki dünyadaki tüm olaylar bir şekilde bizi de ilgilendirir. Bugün oradaysa yarın o sorunlar burada da olabilir.
Dünyadaki her olaydan ders çıkarmamız, kendinize ona göre çekidüzen vermemiz, tedbir almamız gerekir.
İşte çok yakınımızda Türkiye’de, Bolu Kartalkaya’daki otel yangını… Bu dev oteldeki ihmaller zinciri nedeniyle 78 kişi hayatını kaybetti, birçok kişi de yaralandı.
Eğer, ihmal, istismar olmasa, alınması gereken tedbirler alınsa can kayıpları olmayacaktı. Türkiye’de şimdi her gün bu konular tartışılıyor.
(Aynen depremde, etrafındaki binalar sağlam kalırken bazı binaların ihmal nedeniyle yıkılması ve can alması gibi… Örneğin İsias Otel’deki ihmal zinciri gibi…)
Facianın yaşandığı Grand Kartal Otel'de yangın sensörleri ve alarm sistemi çalışmadı. Otelde iki yangın merdiveni olmasına rağmen, bu merdivenler adeta göstermelikti, çünkü insanlar buraya ulaşamadı.
Tuhaf bir şekilde yangın merdivenleri dışarıda olacağına, otelin içine monte edilmiş, üstelik de ahşaptan yapılmış…
Üstelik otelde yangın yayılımını engelleyen ve söndüren otomatik yağmurlama (sprinkler) sistemi gibi zorunlu güvenlik önlemleri de eksikmiş…
Yani anlayacağımız yangının başlangıç nedeninden bağımsız, yangın güvenlik önlemleri yetersizdi.
Denetim görevini yapmayan kurum ve kuruşlar ile kâr hırsıyla güvenlik tedbirlerini almayan işletmenin sahipleri, insanların ölmesine neden olmuştur.
Bu arada itfaiyenin yangın tedbirleri konusunda olumsuz rapor vermesine rağmen, otel faaliyetine devam etmiş. Zaten izinleri kim verdi, denetlemeyi kim yaptı ya da yapmalıydı konusunda bir yetki karmaşası var Bolu’da…
Yukarıda değindiğim her bir konu bir ders niteliğinde. Bunların tartışılması, gündeme gelmesi için keşke bu kadar insan ölmeseydi. Keşke bunlar çok önceden yapılsaydı ama keşke ile de olmuyor işte.
Ülkemizdeki yetkililer, benzer yetkileri verenler ve denetleyenler, benzer tesislerin sahipleri olanlar, oralarda yaşayan veya konaklayanlar, Bolu’daki olaya iyi bakın, felaketi nelerin getirdiğini iyi belleyin ki burada da böyle olaylar yaşamayalım…
Kuzey Kıbrıs’ta da artık dev gibi ve çok yüksek binalar inşa edilmektedir. Peki biz buralardaki olası yangınlar için tedbirli miyiz? Yangın merdivenlerinin erişemeyeceği binalarda otomatik yağmurlama gibi akıllı sistemler var mıdır?
Sensör ve alarm sistemleri için ısrar ediliyor, denetleniyor mu? Yangın merdivenleri dostlar alışverişte görsün misali değil de uluslararası standartta mıdır?
Kâr hırsıyla güvenlik tedbiri almayan tesisler var mıdır, bir şekilde onlara göz yumuluyor mudur? Kim denetliyor buraları, yangın tatbikatları yapılıyor mu?
Bu arada itfaiyemiz büyük yangınlara hazırlıklı mıdır, gerekli araç ve cihazları var mıdır? Eski araç filosunu tamamen yenilemek gibi bir niyetimiz var mıdır? Yollarda gördüğüm bağıra bağıra giden ama süratlenemeyen, adeta yerinde sayan eski itfaiye araçları bana güven vermiyor maalesef.
Elbette her yüksek binanın en uç noktasına ulaşacak kadar yangın merdiveni olamaz ama tüm ilçelerde yüksek binalar için en azından standart yangın merdivenli itfaiye araçlarımız olmadığı, eksikliğini hissettiğimiz basına yansıdı daha önce. İtfaiye için ciddi kaynak ayrılıp, daha iyi duruma getirilmesi gerektiği defalarca gündeme geldi.
Öte yandan, geçmişte çıkan bina yangınlarında, yangın tedbirleriyle ilgili bazı eksiklikler, ihmaller olduğu anlaşıldı, bunlar tartışıldı.
Bazı binalar için itfaiyenin verdiği bazı olumsuz raporlara tepki koyan işletmeler olduğu, bunlara uymak istemedikleri, itfaiye üzerinde baskı kurmaya çalışıldığı geçmişte basına da yansıdı, halk arasında da konuşuldu… Peki sizce denetimler, tedbirler, her şey tamam mı şimdi? Hiç sanmıyorum.
Biz daha 2017 yılında hazırlanan Yangın Yönetmeliği Tüzüğü’nü 2025’e girmemize rağmen onaylatamadık, yasal hale getiremedik.
Mimarlar Odası hatırlattı geçen gün, 2017 yılında Kıbrıs Türk Mimar Mühendisler Odası Birliği (KTMMOB) çatısı altında oluşturulan komisyon, ilgili tüm meslek odalarının ve paydaşların katılımıyla kapsamlı bir yangın yönetmeliği ortaya çıkarılmış.
Bu yönetmelik, mimari, makine, elektrik ve kimya mühendisliği gibi disiplinlerin uzmanlıklarıyla desteklenerek titizlikle hazırlanmış. Tüzük, itfaiye, Sivil Savunma ve Şehir Planlama gibi devlet kurumlarının görüşleri alınarak 2018 yılında Bakanlar Kurulu’na sunulmuş.
Ancak hükümet değişiklikleri ve yaşanan gecikmeler nedeniyle tüzük hâlâ onaylanmadı. Devletin devamlılığı ilkesine uyulmuyor ki, gidenlerin yerine gelenler hayırlı bir iş yapsın… Mimarlar Odası, gecikmenin, toplumu büyük risklere maruz bıraktığını vurguluyor.
Halkın güvenliğini sağlamak adına Yangın Yönetmeliği Tüzüğü’nün bir an önce KKTC Bakanlar Kurulu tarafından onaylanması ve uygulamaya konulmaması çağrısı yapılıyor.
Peki Mimarlar Odası’nın bu çağrısına kulak verilecek mi? Hiç sanmam. Şu anda hükümetin büyük ortağı ile küçükler birbirinden şikâyet ediyor, kabinenin değişeceği dedikoduları var. Memleketi düşünen yok ki?
Bolu’daki otel yangınından mutlaka ders çıkarmalı, tedbirler almalıyız, illaki bir şeyleri düzeltmek için başımıza kötü şeyler gelmesini ve can kayıpları olmasını beklemeyin…




