2024’de 49 hafta geride kalırken, trafiğe de 49 can verdik…
20/12/2024











Hüseyin Ekmekci
2024’DE 49 HAFTA GERİDE KALIRKEN, TRAFİĞE DE 49 CAN VERDİK… BU SADECE BİR SAYI DEĞİL… GÖZÜ YAŞLI ANNELER, UMUTSUZ BABALAR, IŞIĞI SÖNEN EVLER… SEYİRCİ KALAN BİR DEVLET MEKANİZMASI
HIZ, DİKKATSİZLİK, ALKOL, KURALLARA UYMAMAK VE YOLLARIN YETERSİZLİĞİ. ANCAK SADECE BİREYLERİ SUÇLAMAK DA DOĞRU DEĞİL. BU KADAR CANIN YİTİP GİTMESİNDE SİSTEMİN VE DENETİM MEKANİZMALARININ EKSİKLİĞİNİN PAYI BÜYÜK
Her hafta bir insanı kaybediyoruz, hesap bu. 2024’de 49 hafta geride kaldı, trafik kazalarında, 49 haftada 49 can… Bu bir sayı değil, hayatın kendisi. Bir annenin evladı. Bir babanın göz nuru. Bir toplumun kaybı. Peki, neden? Hız mı? Dikkatsizlik mi? Alkol, uyuşturucu? Yoksa hepsi birden mi?
Kurallar var ama uyulmuyor. Yollar var ama önlem alınmıyor. Bu tabloyu değiştirmek mümkün. Biraz dikkat, biraz saygı yeter. 2025’te daha umutlu bir tablo görmek istiyorsak, hepimize büyük görevler düşüyor. Bu saçma acele, trafikteki saygısızlık… Alkollü ve uyuşturucu etkisi altındaki sürücüler…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 2024 yılı sona ererken, acı bir tabloyla karşı karşıyayız. Geride bıraktığımız 49 haftada, tam 49 can yitirildi trafikte. Bu, her hafta bir hayatın sönmesi demek. İnsan hayatının bu kadar kolay harcandığı başka bir alan var mı?
Trafik kazalarının ardında yatan nedenler herkesin malumu: hız, dikkatsizlik, alkol, kurallara uymamak ve yolların yetersizliği. Ancak sadece bireyleri suçlamak da doğru değil. Bu kadar canın yitip gitmesinde sistemin ve denetim mekanizmalarının eksikliğinin payı büyük.
Hız, KKTC’nin trafik kazalarındaki en büyük katili. Yol kenarındaki “50” tabelası kimseyi caydırmıyor. Özellikle ana yollar, yarış pistine dönüyor. Hızlı gitmek sadece sürücülerin değil, yayaların da hayatını tehlikeye atıyor. Nitekim, kaybettiğimiz canlar arasında suçsuz, kaldırımda yürüyen yayalar da var…
Dikkatsizlik ise en az hız kadar ölümcül. Cep telefonu kullanımı kazaların ana nedenlerinden biri. Bir mesaj yazmanın, bir hayatı mahvetmeye değmeyeceğini ne zaman anlayacağız? Alel acele bir yerden bir yere gitmeye çalışmanın manası nedir?
Alkol ise ayrı bir mesele. Yanına uyuşturucu kullanımını da ekledik mi… Uyuşturucu- Alkol alıp direksiyon başına geçenlerin sadece kendilerini değil, masum insanları da ölüme sürüklediğini artık görmeliyiz. Geriye tek bir çare kalıyor… Daha sıkı denetim şart!
Peki ya yollar? Çukurlarla dolu, daracık yollar… Trafik işaretleri eksik, aydınlatmalar yetersiz. Yol altyapısındaki sorunlar çözüme kavuşmadan kazaların önüne geçmek mümkün değil. Devletin bu konuda daha ciddi adımlar atması gerekiyor.
Eğitim ise işin en önemli boyutu. Trafik eğitimi, okullardan başlayarak her yaş grubuna verilmelidir. İnsanlara sadece kuralları öğretmek yetmez; trafikte saygıyı da aşılamalıyız. Bunun birinci aşaması ev… Anneler- babalar trafikte ilk eğitimi veren kişiler olmalı… Nezaket evde başlamalı, sokağa yayılmalı
Denetim mekanizması daha etkin olmalı. Trafik polisi sayısı yetersiz. Anlıorum… Teknolojiyi de yeteri kadar kullanmıyoruz… Elektronik denetim sistemleri ya devre dışı ya da caydırıcı değil. Cezaların artırılması ve kusursuz uygulanması şart.
Bir başka sorun, toplu taşımadaki eksiklik. Bir çok sorun toplu taşıma sistemi ile de çözülebilirdi, artık çok geç… İnsanlar, kendi araçlarıyla yola çıkmaya mecbur bırakılıyor. Daha güvenli ve erişilebilir toplu taşıma, kazaları azaltabilir, bir türlü anlayamadık.
Özellikle Üniversiteler bünyesinde kurtulan taşıma sistemine, özel sektör de dahil edilerek, ülke baştan başa toplu taşıma kapsamına alınabilir. Üniversiteler bu alana harcadıkları gereksiz parayı ve gücü, devletle birleştirse… Görün bakın neler olacak…
Her yıl onlarca insanı trafik kazalarına kurban veriyoruz. Bu, sadece bireysel hataların değil, toplumsal bir sorunun yansımasıdır. Daha güvenli yollar, sıkı denetimler ve etkili eğitim politikalarıyla bu tabloyu değiştirmek mümkün.
- Hükümet Çaresizlik İçinde Günü Kurtarmaya Çalışıyor
- Liyakatı öldürenler, en büyük kötülüğü kendi vatandşına yaptı
- Bu ülkenin insanı, nesiller boyu bedel ödedi
- Silkinip kendimize gelme zamanı...
- Siyasetin gündemi iktidar kavgaları…
- Kıbrıs’ta çözüm, uzlaşı bir lüks değil, zorunluluk
- Liyakat öldü, torpil düzeni geldi
- Kurumlar, odacıdan müdüre kadar herkesin kişisel çıkar çatışmasıyla dolup taştı
- YDP hükümette daha çok güç ve makam istiyor
- Mecliste olması gereken iktidar vekilleri birbirinden habersiz
- TÜM YAZILARI için tıklayınız




