2024’den daha kötü bir 2025 bizi bekliyor
20/11/2024
Hüseyin Ekmekci
2024 YILINDA AÇIK BÜTÇENİN YÜZDE 8’İ, 2025’DEKİ AÇIK İÇE BÜTÇENİN YÜZDE 13’ÜNE DENK GELECEK… 2025 BÜTÇESİ YATIRIM BÜTÇESİ FALAN DEĞİL, SADECE MAAŞ BÜTÇESİ… KAMU HARCAMALARI ARTARKEN VATANDAŞA KALAN BİR ŞEY YOK
MALİYE BAKANI, KATI DİSİPLİN VE ÖDENEKLERDEN KESİNTİ ÖNGÖRÜYOR. AMA SOMUT OLARAK DETAY VERMİYOR. İHALECİLERLE KAVGA EDİLECEK Mİ? GEREKSİZ İSTİHDAMLARA SON VERİLECEK Mİ? KAMUDA TAŞ ÜSTÜNE TAŞ KOYMAYANLAR VERİMLİ HALE GETİRİLECEK Mİ?
Maliye Bakanı Özdemir Berova, 2024 yılı için 6 milyar 780 milyon TL açık öngördüklerini açıklıyor. Ancak yıl bitmek üzere ve bu açığın hala kapatılamadığını görüyoruz. Sadece borçlanma yaparak mı mali disiplini sağlayacaksınız? Bu, çözüm değil; günü kurtarmaktan öteye geçmiyor.
Berova, 1 milyar 200 milyon TL borç olduğunu ve ay sonu borçlanmaya devam edebileceklerini de açıkladı. Bu, ekonomiyi yönetmek değil, devleti borca bağımlı hale getirmek anlamına gelir. Borçlanma politikasıyla nereye kadar gidilecek?
Bir de 2025 bütçesi var. Bu yıl 6 milyar 780 milyon TL olan açık, gelecek yıl için 18 milyar Türk Lirası öngörülüyor. 2024’de açık, bütçenin yüzde 8’ine denk gelirken, 2025 açığı bütçenin yüzde 13’üne denk gelecek. Sayın bakan, açığın “disiplinle” kapatılacağını öngürmüş…
2025 bütçesi için “katı disiplin” vurgusu yapılıyor da. Ancak soralım: 2024’te bu disiplin nerede? “Ödeneklerin aşılmasına izin vermeyeceğiz deniliyor” Özdemir Berova yönetimindeki maliye rakamları 2024 yılı açıkları için bunun tam tersini söylüyor. 2024’de söylem ve uygulama başka, umarım 2025’de…
Bütçeden %10’luk bir geri çekilme planlandığını duyuyoruz. Peki, bu %10 kimlerden kesilecek? Vatandaşa mı, üst düzey bürokratlara mı? Yoksa yine sosyal haklardan mı vazgeçilecek? Detay yok, şeffaflık da yok. Ortada bir fikir var ama, nasıl uygulanacağına dair en ufak bir açıklama yok…
Berova’nın açıklamaları, halka yine kemer sıktıracaklarını işaret ediyor. Maliye, tasarruf adı altında vatandaşı daha fazla yük altına sokmaya hazırlanıyor. 2025 yılının bütçe açısından özeti budur. Yönetimdeki harcamalar ise sorgulanmıyor. Mali disiplinin adaletli olabilmesi için disiplinin tepeden başlaması gerekiyor
İsrafa alışmış bir kamu yönetici kitlesi var. Buna bakanlar da dahil… İzaz ikramdan falan da bahsetmiyorum. Takip edilen ihalelerde halkın uğradığı zarar hiç hesaplanmıyor. Geciken ihalelerdeki kamu zararı kimsenin umurunda değil…
Gereksiz istihdamlar konusuna girelim mi? İşe yaramayan bir çok partilinin kurultay ve seçim hesapları ile son 13 yılda kamuya bumbar gibi doldurulduğu gerçeğini görmezden mi gelelim? Kamunun “boşa ödediği maaşı”, “münhalsiz, liyakatsız” istihdamlarla kaybettiklerini hesaplayan var mı?
Ekonomik sıkıntılar karşısında somut çözümler üretilmiyor. Dahası, her yıl aynı açıklamalar, aynı vaatler, aynı politikalar. Sonuç? Açık 2025’de daha da büyüyecek… Kemer sıkma dedikleri halkın devletten beklediği hizmetler… Yatırımlar duracak, ama ihaleciler devleti sömürmeye devam edecek
Sayın bakan net bir şekilde ödenek giderlerinde katı tutum izleneceği söyleniyor. Bu katı tutum kime? Kimin ihtiyaçlarına yönelik uygulanacak? Halkın temel ihtiyaçlarına mı, yoksa kamu yönetiminin lüks harcamalarına mı? Sorulması gereken asıl soru bu.
2025 bütçesi için verilen mesajlar, halkı daha da zor günlerin beklediğini gösteriyor. Ödeneklerden kısılan %10’lar, borçlanma ekonomisi, kemer sıktırma politikaları, hep laf… 2024’den daha kötü bir 2025 bizi bekliyor.
Kamunun giderleri artarken, yatırım kalemleri ve vatandaşın temel ihtiyaçlarına yönelik bir bütçe artışı ortada yok… Eğitime, sağlığa ve tarıma ayrılan bütçe ise maaşları ödemeden öteye gidecek noktada değil… Enflasyonun yüzde 120 arttığı bir ortamda eğitim bütçesi sadece 51, sağlık bütçesi ise yüzde 41 arttı… Cumhurbaşkanlığı bütçesi yüzde 200…
- Mecliste olması gereken iktidar vekilleri birbirinden habersiz
- Trafikte resmen terör saldırısı altındayız…
- KKTC ve Türkiye makamları ABD’nin adaya asker ve silah yığacağı anlaşmaya itiraz etti
- Savaşı Tetikleyen Yeni Adımlar Atılıyor
- Kıbrıs meselesinde Türkiye ve KKTC “mütekabiliyet” politikasına hep bağlı kaldı
- Umut yolculuğu sırtından yediği bir kurşunla bitti…
- Maaşların enflasyona karşı koruma politikası tek başına yeterli değil
- Ne varsa tarumar etme adına büyük adımlar atılıyor…
- Herkes dilediği gibi suç işleyebileceğini zannediyor
- Maliye politikaları var ama ekonomik akıl yok…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız