“3 günden kısa kalacaklara karantinadan muaf” dediğin anda, aldığın kararın ciddiyeti gider  

ads ads ads ads
05/09/2020

ads

Ali Baturay Ali Baturay


  Süren, devam eden, süreç içeren olaylarla, durumlarla ilgili erken sevinmemek gerekir.

   Sevinmek veya övünmek için sürecin tamamlanması beklenmelidir.

   Tabii süreç devam ederken, durumun iyiye gitmesi, iyi bir sonuca ulaşılması için de çalışılmalıdır.

   Ülkemizde Covid-19 salgını devam ederken hükümet bu yanlışlara düştü.

   Ülkemizde vakaların görüldüğü ilk günlerde bir ada ülkesi olarak kapanmamız ve halkın da kurallara harfiyen uyması, ortaya günlerce “sıfır vaka” çıkmasına neden oldu.

    Bu durum hükümeti rehavete düşürdü, sanıldı ki her şey bitti.

    Bazı iktidardaki siyasilerimiz, “Covid-19’u yendik- bitirdik” diyecek kadar kendinden geçti.

    Birçok ülkede korkunç yeni dalgaları görmezden gelip havaya girmenin bedeli ağır olabilirdi ama bunu göremediler.

    “Sıfır vaka”lı günler nedeniyle pandemi hastanesi yapma gereği bile duymadılar.

    Birçok tuhaf, çelişkiler içeren karara imza attılar…

    Kapalı kalmaya devam etseydik elbette “sıfır vaka” durumu devam edebilirdi ama sonsuza kadar kapalı kalamazdık.

     Kapalı kalmak ekonomik olarak altından kalkılacak bir yük değil, nitekim o kısa sürede kapalı olmaktan dolayı birçok işletme, işyeri bir daha toparlanamadı, açılmak onlara yaramadı, eski işlerini de yapamadılar, 8 bin civarında işyeri kapısına kilit vurdu. Binlerce insan işsiz kaldı…

     Dünyaya kapıları açmalıydık ve açtık da…

     Açtık açmasına da “sıfır vaka” günlerinin özgüveni, bir türlü ülkeyi yönetenleri terk etmedi.

     Ülkeye girişlerde “gerçekçi” tedbirler almak yerine bazen şımarıkça, bazen duygusal, çokça da pandemi gerçeklerine aykırı davranıldı.

     Ülkeye girişlerde sıkça karar değiştirilip, gelen kişiler için “kişisel izolasyon” kuralı sulandırıldı, ciddiye alınmadı, yeri geldi bazı kesimlere özel emirlerle, özel uygulamalar yapıldı.

     Araya “Özel jet krizi” diye bir skandal da sokuldu ki, kamuoyu halen o olayın polis soruşturmasının açıklanmasını bekliyor.

     Uyarı yapan kesimleri, bazı hekimleri, hekim örgütlerini düşman gibi gördüler…

     Halbuki gidişat iyi değildi, vakalar artıyordu, daha da artacağı aşikardı, sonunda yerel bulaş da olacaktı, nitekim oldu da…

     Tüm bunları görmek istemediler…

     Herkes uyarı yaparken, sayın Ersin Tatar’ın seçim propaganda afişlerinden birine, Güney Kıbrıs’taki vaka ve ölüm sayısının bizden 5 katı fazla olduğunu yazdılar, bunun üzerinden bile politika yapmaya çalıştırlar.

     O günlerde “Gülme komşuna, gelir başına” demiştim, işte geldi başımıza, vakaları durduramıyoruz.

     Yerel bulaş artışı varken, “Okulları nasıl açacağız acaba?” diye soruyor insanlar.

     Uzmanlar, yerel bulaşın artmasının endişe verici olduğunu, sonbaharla başlayıp, kışta artış gösterecek, başta grip olmak üzere diğer hastalıklarla birlikte artan vakaların hastaneleri tıkayacağını söylüyor.

     Artan vakalarla sağlık personelinin gücünün tükendiğine dikkat çekiliyor.

     Sıfır vaka günleri ve sonrası iyi değerlendirilemedi, gerçekçi tedbirler alınamadı, uyarılar “felaket tellallığı” diye nitelendirildi.

     Hatta, geçen hafta içinde hükümetin küçük ortağının karantina önermesi, büyük ortağın karşı çıkması, küçük ortağın çıkıp bunu açıklaması da dramatikti…

     Sonuç ortada işte, şimdi apar topar “Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu” toplandı ve kararlar alındı, “karantina süreci” başlatıldı.

      7 Eylül'den 20 Eylül’e kadar, Türkiye ve İngiltere dahil “B” kategorisi ülkelerden gelecekler 7 gün karantinaya girecek.

       İlla ki vakaların ve yerel bulaşın artması mı gerekiyordu, bu tedbirlerin alınması için?

       Gideceğimiz köyün minareleri görünmüştü aslında da siz görmek istemediniz.

       Şimdi sizi uyaran sağlıkçıların, örgütlerin, sendikaların dediği noktaya geldiniz, çünkü ipleri kaçırdınız…

       Bugün 8’i yerel 26 vaka açıklandı ama hükümet bunu “karantina kararını” açıkladıktan sonra duyurdu, öncesinde duyurmaya cesaret edemedi.

      Her günkü gibi “8’i yerel 26 vaka” deseler, halk isyan edecekti, bu nedenle apar topar kurul topladılar, açıklama yaptılar.

       Bugünkü, basın toplantısında Başbakan ve Sağlık Bakanı, “her şey normalmiş” havası vermeye çalıştı, halen krize- soruna “makyaj” çabası…

      Denetimler de ciddi değil, daha sert tedbirler almak zorunda da kalabilirsiniz…

      Halbuki zamanında havaya girmeden gerçekçi ve gerekli tedbirleri alsaydınız, bugün bu noktaya gelmeyebilirdik.

       Tabii yine bir sulandırma var; çift negatif test sonucu ile 3 günden kısa süre için adada bulunacaksa, bu kişiler karantinadan muaf tutulacakmış.

       Bakın yine “genel karantina kararı aldık” diyemiyorlar, illa ki sulandıracaklar, “3 günden kısa kalacaklar karantinadan muaf” dediğinde, aldığın kararın ciddiyetini, ağırlığını kaybettiriyorsun.

       Geçmişte “jet krizine” imza atan, bazı kesimlere özel emirlerle imtiyazlar yarattığı deşifre olan bir hükümetin “3 günden kısa kalacaklara karantinadan muaf” kararını istismar etmeyeceğini kim iddia edebilir?

     13 gün karantina öngörüyorsun, bu 13 gün için genel karantina alamıyorsun…

     Kendine güveniyorsan ki 13 günde bu işi başaracaksın ve karantina son bulacak, dayansana, neden “3 günden kısa kalacaklara karantinadan muaf” kararı alıyorsun?

     Sonra size “belli kesimlere hizmet ediyorsunuz” dediklerinde gücünüze gidiyor ama bu izlenimi siz yaratıyorsunuz, hiç kusura bakmayın…

05/09/2020 20:46
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, haber, kıbrıs, kktc, yorum, yazı, kıbrıs haberleri
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.