Niçin Konfederal Sistem

ads ads ads ads
24/12/2016

ads

Eşref Çetinel Eşref Çetinel


“Barışçı çözümü sağlamak “kolaydır” diyecektik. Ve ekleyecektik: “Asıl zor olan barışçı çözümü sürdürmektir.”

Oysa görüp yaşıyoruz: “Barışçı çözümü oluşturmak da zor oluyor! Aylarca süren müzakerelerden sonra bile doğru dürüst bir uzlaşı sağlanamadı! Nitekim tüm açıklamalar olasılıklarla ifade ediliyor!

NEDEN ÖYLE OLUYOR? Çünkü çözüm için masaya oturmuş taraflar eşit değiller!

Biri tanınmış AB ve BM’ler üyesi bir dünya devleti. Diğeri 43 yıldır bölgesinin esiri olmuş, ambargolar altında ezilen tanınmamış bir devlet!

Biri hem nüfus hem de mülk yönünden çoğunlukta. Diğeri hem nüfus hem de mülk yönünden çok dengesiz şekilde azınlıkta!

Biri sosyoekonomik yönden çok ileride. Diğeri nefes bile alamıyor!

Biri Doğu Akdeniz’de hidrokarbon yataklarına sahip münhasır ekonomik bölgeleri olan ve dünya ihalelerine çıkan bir enerji potansiyeline sahip. Diğeri Türkiye’den gelen suyunu bile hâlâ topraklarına salamayacak bir muhtac’ı dide durumunda!

Biri istediği ülke ile istediği anlaşmayı yapacak kadar özgür ve egemen. Diğeri Türkiye’yle bile anlaşmalarını yapamayacak yapsa da uygulayamayacak bir siyasi kaosun içinde!

Biri Hristiyan Ortodoks ve Kıbrıs Helendir Helen kalacaktır diyen Yunanistan’ı anavatanı olarak kabul eden bir devlet! Diğeri “vatan millet” kelimelerini faşizmle eş anlamlı tutacak kadar “ulusal benliğini” yaralayan tutumda, globilizm hastalığından muzdarip! Ve ilahi…

DENGE YOK: Bu kadar dengesiz iki toplumu “azınlık ve çoğunluk” olarak hangi “eşitlikçi federal sistemin çözümünde” buluşturabilirsiniz ki? Mümkün mü?

Kendinizi Rum halkının tüm olanaklarına sahip bir “konumda” düşünün! Ve Rum halkını da tabi Türk halkı konumunda.. Müzakereler sürecinde nasıl davranırdınız? Mesela: Rum halkına kendinizle (Türk tarafı olarak) her yönden denge sağlaması için istediklerini verir miydiniz?

Yönetimi hakçasına ve eşit şekilde paylaşır mıydınız?

Dönüşümlü Başkanlığı kabul eder miydiniz?

Azınlık oluşunu dikkate alarak can mal güvencesi için Yunanistan’nın yahut bir başka gücün garantisi altında olmasını kabul eder miydiniz? (Uzatmak mümkün)

Ne var ki ne biz Güney Rum devletiyiz ne de onlar Kuzey Türk devletidirler! Gerçek ortadadır.. Müthiş bir dengesizlik üzerine federasyon kurulmaz! Kurulsa da kısa sürede yıkılır.

KONFEDERAL SİSTEM: Yani şu anda Güney’in sahip olduğu “devletin” tüm siyasi ve sosyoekonomik “varlık gerçeğinin” aynen Kuzey’de de bire bir “oluşması!” Kısaca “iki kurucu devletten oluşan bir konfederasyon.” Rahmetlik Dışişleri Bakanı İsmail Cem’den beridir bu “konfederal sistem” bir çözüm şekli olarak vardır ve tek fonksiyonel çözümdür…

*********

TARIMDA MASTIR PLANI (KALICILIK VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK)

Geçmişte “problem şuuru” derdik! Şimdilerde her halde “sorun bilinci” olmalı.. Olmazsa eğer “kurumlaşmalar” da olmaz!

Bu yargıya geçtiğimiz günlerde düzenlediği bir basın toplantısında “Tarım Mastır Planını” tanıtıp açıklayan Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun açıklamaları nedeniyle vardım. Çünkü bizatihi Bakan’ın kendisinin de “gelip giden hükümetlerin ayrı gayrı uygulamalarla zaman kaybettiklerini, sürekli plan ve programların değiştirilmesi nedeniyle beklenen kalkınmanın gerçekleşemediğini” hatırlatan açıklamaları, doğrusu şu ki “sorun bilincine varmak” olmalıdır..

Nitekim Sağlıkta, Eğitimde, öteki kurum ve sektörlerde de gelen her hükümetle değişen plan ve programlar söz konusu olmaktadır! (Oysa geçmişte belki uygulanması mümkün olmazdı ama 5 yıllık planlar yapılırdı çünkü o dönemlerde devlet ricali ile seçilmişler sadece lafazanlık yapıp vaatlerde bulunmazlar, devletin varlığına inançta çalışmalarına aşkı da katarlardı..)

KALICILIK: Uzun yıllar olmayan ekonomimizin “ekonomik sistem” tartışmasını yaptık. Hantal merkeziyetçi devletçilik üzerine oturan ekonomiye nasıl işlerlik kazandırırız diye tartıştık.. Sonunda “Liberal ekonomi” dedik! Sonra döndük “liberal ekonominin çarklarını çevirecek özel sektör düşmanlığına soyunduk! (Bizzat ben yıllarca “özel sektörü” işaret ederek “mütegallibeden” söz ettim! “Mütegallibe” halkı sömürdüğünü iddia ettiğim “özel sektördü!) Pekala artık kırdık mı o saçma sapan “antika solculuğu?” Sanmıyorum! Nitekim TC ile olagelen mali ve ekonomik protokolleri bile hâlâ uygulamadık çünkü ucu “özelleştirmelere” dayanıyor!

TARIMDA MASTIR PLANI: Çavuşoğlu çok önemli bir sorunu getiriyor gündeme ve şöyle diyor: “Bizim en çok benimsememiz gereken konulardan biri de tarım yapabileceğimiz arazileri korumaktır…”

“İşte bu” diyorum. (Kaddafi Libya’sında ekilebilinir tek karış toprağa bir taş oturtanın kellesi giderdi, toprak o kadar önemliydi.) Bizde ise durum vaziyetler ortada. Tarlalar evler apartmanlarla doldu! Kıyılar yağmalanıyor! Çözüm olursa iyicene daralacak bölgemizde gün gelecek bir karış toprak altın olacak…

KISACA. Tarım bakanı Çavuşoğlu tarımı yeniden ve bölüm bölüm ele alacak mastır planı ile eğer bu topluma kalıcı ve sürdürülebilir bir “tarım politikası” bırakırsa, memleket için çok hayırlı olacağına inanıyoruz..

**********

KISACA TAKILDIĞIM: (YOLLARDAKİ LAMBALAR NEDEN YANMAZ!)

Elektrik faturalarında “sokak aydınlatma” parası hiç unutulmaz! Her ay sabit ücreti Kıb-Tek tarafından tahsil edilir… Fakat yıllardır sokakların, yolların, anayolların aydınlatılma sorunu devam eder çünkü yanmazlar! Bu nedenle Kentlerde arka arkaya dizilmiş yüzlerce araba sürücüsünün zift gibi karanlık yollarda bir kaza yapmamak için Allah’a sığınmaktan başka çareleri yoktur! Keza şehirler arası çoğu yollar da öyle!

Kısaca her sorun bir yana.. Fakat bir ülkede eğer sokak lambaları bile akşam oldu muydu eğer yanmazlarsa çekiverin öylesi devletin kuyruğunu! Çünkü “ışık” medeniyettir! Yoksa eğer “ilkelliktir!” 

24/12/2016 16:09
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: eşref çetinel
MANŞETLER

HK Eşref Çetinel

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.