Abdullah Karakuş: AB kör düğüm haline getirdi

Abdullah Karakuş: "Tatar ile Yunanistan ve Rum tarafının asıl amacını, AB’nin tavrını, adalardaki silahlanmayı, Avrupa’ya gaz taşınmasını, Doğu Akdeniz’in kaynaklarını ve kapalı Maraş projelerini konuştuk..."

ads ads ads ads
29/06/2022

 Milliyet Gazetesi yazarı Abdullah Karakuş'un kaleminden...

ads
Abdullah Karakuş: AB kör düğüm haline getirdi

Abdullah Karakuş'un Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan yazısı şöyle: 

 Dış politika hareketli. Gündem NATO zirvesi. AB ülkeleri de zirvede. Yunanistan’ın adaları silahlandırması da Türkiye’nin sert tepki gösterdiği konuların başında. KKTC’ye de büyük haksızlık yapıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Lefkoşa’da, Yunanistan ve Rum tarafının asıl amacını, AB’nin tavrını, adalardaki silahlanmayı, Avrupa’ya gaz taşınmasını, Doğu Akdeniz’in kaynaklarını ve kapalı Maraş projelerini konuştuk.

Yunanistan’ın asıl amacının Kıbrıs’ı 13. adası yapmak olduğunu belirten Tatar, “Asla oyunlarına gelmeyiz, tuzaklarına düşmeyiz. Yama olmayız. Boş hayalleri bıraksınlar. Geç bunları. Biz barış ve huzur istiyoruz. Her şey artık diyalog yoluyla. Diyalog yoluyla çözülmezse iş başka yerlere gider. Açık söyleyeyim bu da kimsenin işine gelmez. Bugün bir savaş kıvılcımı çıksa Kıbrıs’ta çok şeyler durur. Gerginlik büyürse Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın ekonomisi batar. Güney Kıbrıs, Yunanistan tam batar” dedi. Avrupa’ya gazın Türkiye’siz gidemeyeceğini belirten Tatar, “Türkiye’siz olmaz. Diğer yönlerden çok pahalıdır. Başka çareleri yok. Oyunları bıraksınlar” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanlığını ve bahçesini birlikte gezdiğimiz Tatar, Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:

ASIL AMAÇLARI 13. ADA YAPMAK: (Yunanistan’ın asıl amacı ne?) Ege’de uluslararası hukuku ihlal ediyorlar. Saldırgan tavır içindeler. İki ülke arasındaki ilişkileri berbat edecek şekilde Helenizm adına militancılık yapıyorlar. ‘Büyük Yunanistan’ı kuracağız’ diyorlar. Batı ülkelerinin zaman zaman da Rusya’nın desteğiyle hedeflerini ortaya koydular. Bu hedeflerinin içinde Kıbrıs 13. ada olarak yer alıyor. Burada tamamen Rum egemenliği istiyorlar. Rum egemenliği aslında kendilerine göre Yunanistan ile birleştirilmesidir. Gün gelecek burası Yunanistan’a bağlanacak zihniyetini taşıyorlar. Böyle bir ideolojiyle karşı karşıyayız. Böyle bir bencillik. Doğu Akdeniz’deki dengeleri hiçe sayarak uluslararası hukuku hiç dikkate almadan. Kıbrıs’ın tümü hiç bir zaman Yunanistan-Rum egemenliğine girmemiştir. 3 asırdan fazla Osmanlı egemenliğinde yönetilmiştir.

AB KÖR DÜĞÜM HALİNE GETİRDİ: Annan Planı’na hayır demesine rağmen Güney Kıbrıs’ın Türk kesimi dışlanarak AB’ye alınması meseleyi kör düğüm haline getirdi. Büyük bir haksızlık ve hukuksuzluk yapıldı. Annan Planı uluslararası bir plandı. Ve hayır diyeni AB’ye aldılar Kuzey Kıbrıs’a verilen sözler yapılmadı. Evet dediğimiz için cezalandırdılar bir de. Ambargoları devam ettirdiler. Baskı ile bizi Rumlara yama yapma için uluslararası baskıyı devam ettireceksiniz. Utanmadan da sıfır asker sıfır garanti diyeceksiniz. Yani Türkiye’nin garantörlüğü son bulacak, AB garantör olacak. Her yerde Türkiye’nin garantörlüğünün modasının geçtiğini söylüyorlar. Askerler çekilecek. Bundan daha büyük ayıp bundan daha büyük aymazlık ve bundan daha büyük uluslararası hukuk ihlali olamaz. Kıbrıs’ın kuruluş anlaşmalarına aykırı ve ihlal eden bir hareketi yaptılar bize. Büyük oyun oynadılar ve verdikleri hiç bir sözü yerine getirmediler.

İKİ DEVLET KABUL EDİLMELİ: Egemen eşitliğine dayalı iki devlet. AB çatısı altında iki devlet. AB bunun kararını alacak, at ile deve değildir. Kıbrıs’taki iki yapıyı birleştiremezsin. İki ayrı devlet gerçeği 60 yıldır devam ediyor. Ama ekonomik abluka ile Türklerin göç etmesi hedefleniyor. Nüfus oyunları yapıldı. Haksızlıklar yapıldı. Zulme direndik. Her türlü uluslararası sıkıntıya her türlü zorluklara rağmen mücadeleye devam edeceğiz. Geriye dönüşü yoktur. Baskılara boyun eğilmeyecek. Başka çaremiz yok. Halkımızı tutmak için çalıştık, çalışıyoruz. Ambargolara rağmen turizm sektörü önemli bir yere geldi. Üniversitelerimiz belli noktaya geldi. Küresel ısınmaya rağmen su projeleriyle tarım bir noktaya gelmiştir.

ASLA OYUNLARINA GELMEYİZ: (Çözüm şansı var mı?) Onlar bize çeşitli öneriler yapmışlardı. O öneriler; egemenliği, otoriteyi buraya yaymak. Güven yaratıcı önlemler bağlamında bir adım atalım. Maraş’ı iade edelim. Gazimağusa Limanı AB denetimine. Ercan Havalimanı denetime. İrdeleyice, ‘sizin adamlar yönetsin orayı’ diyorlar. Maraş’ı verince diğerlerini denetime verince biz tamamen sıfırlanırız. Böyle bir siyasetle devletin egemenliği sorgulanır. Demek ki siz bu işte yarı ciddisiniz. Tam ciddi değilsiniz. Günü kurtarma adına, biraz daha turist gelecek diye biraz daha ticaret artacak diye siz tapunun anahtarını başkasına veriyorsunuz. Egemenlik tapudur. Kutsal bir şeydir. Halkın bağımsızlığı halkın özgürlüğü kutsaldır. Sen o özgürlüğünü başkası ile paylaşmazsın. Sen onu verdiğinde arkası çorap söküğü gibi gelir. O zaman Rumların otoritesi buraya yayılır. Türk halkının ona yama olması ve otoriteyi buraya yayması olamaz. Onların oynadıkları bu oyun ve ablukalarla, ekonomik saldırılarla, izolasyon politikalarıyla Kıbrıs Türklerini daha da boğmak, ekonomik gelişmesini engellemek ve buradaki halkın ‘artık yeter biz iki devletle bir yere gidemeyeceğiz’ demesini beklemek. Arzu etmediğimiz bir çözüm modeline bizi mecbur etmek, dayatmak, empoze etmek. Asla etmeyiz ve etmeyeceğiz.

‘Maraş müze şehir olabilir’

(Kapalı Maraş’ta ne yapılacak?) Maraş müthiş bir yer. Plajları parkları 47 yıldan sonra açıldı. Alt yapı da yapılacak. Orası kilitliydi ve heba edilmişti. Yılanlar. Şimdi temizlendi. Sadece Kıbrıs Türkleri değil Güneyden ve dünyadan da gelen var. 500 bini geçti ziyaretçi sayısı. Maraş bu şekliyle bile turizm açısından bir marka, destinasyon haline geldi. (Müze şehir olabilir mi?) Olabilir, her şey olabilir. Projeleri değerlendiriyorum. Bu şekilde bile bir değeri var. Açılması çok önemli bir adım oldu. KKTC’ye çok şeyler kazandırdı. Biz uluslararası hukuka saygılıyız. Malk mülk meselesi taşınmaz mal komisyonu üzerinden halledilecek. Eski sakinlerini dışlamadık. Geri dönüşler olabilir, takas olabilir. Orası yavaş yavaş bu şekilde açılıp gelişecek.

‘Tuzaklara düşmeyiz’

Atatürk ‘bizim için Kıbrıs çok önemli adadır, düşmanın eline geçmemesi lazım’ diye subaylara söylemiştir. Biz o günden beri Atatürk’ün siyasetini uygulamaya çalışıyoruz. Asla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yabancıların etkisi altında kalamaz. Çok bedeller ödedik, çok şehitler verdik, çok acılar çektik. Bu devleti kurduk. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a Kıbrıs Türk halkına verdiği destekten ötürü teşekkür ediyorum. Yunanistan, Ege adalarında uluslararası hukuku ihlal ederek o durumu buraya yaymaya çalışıyor. Bu tuzağa biz düşmeyiz.

‘Gerginlik büyürse Yunanistan batar’

Yunanistan yönetimini sağduyuya çağırmak isterim. Sağduyu eksikliği vardır. ‘Biz bunu isteriz, böyle yapacağız.’ Geç bunları. Her şey artık diyalog yoluyla. Diyalog yoluyla çözülmezse iş başka yerlere gider. Açık söyleyeyim bu da kimsenin işine gelmez. Bugün bir savaş kıvılcımı çıksa Kıbrıs’ta çok şeyler durur. Rum tarafına gelen turist sayısı 5-6 milyondur. Bize 1.5 milyona yakın. Biz onun ciddiyetini gayet iyi biliyoruz ama akıllı işbirlikleri yapılırsa olabilir. Gerginlik büyürse ekonomileri batar. Onlar bizden çok daha bağımlılar turizme. Bir turist gelmez. Güney Kıbrıs, Yunanistan tam batar. Meydan okuyarak bu çaptaki bir ülkenin kendi halkını fakirleştirici bir süreci izlemesi mümkün değil. Akıl, mantık ve sağduyu. Biz barış ve huzur istiyoruz.

‘Avrupa’ya gaz Türkiye’siz gitmez’

(Avrupa’ya gaz taşınmasında Türkiye dışarıda bırakılabilir mi?) Türkiye’siz olmaz, gaz Avrupa’ya gitmez. Diğer yönlerden çok pahalıdır. İsrail ve Güney Kıbrıs’tan veya başka yerlerden getirilecek olan gaz KKTC deniz yetki alanı içerisinde. İlle karaya gelmesine gerek yok. Başka çareleri yoktur. Eğer bu gazı götürmek istiyorlarsa buralardan geçecek. Kuzey Kıbrıs’ı ister tanısınlar ister tanımasınlar bizim statümüz yükselecek.(Avrupa’ya gaz taşınmasında Türkiye dışarıda bırakılabilir mi?) Türkiye’siz olmaz, gaz Avrupa’ya gitmez. Diğer yönlerden çok pahalıdır. İsrail ve Güney Kıbrıs’tan veya başka yerlerden getirilecek olan gaz KKTC deniz yetki alanı içerisinde. İlle karaya gelmesine gerek yok. Başka çareleri yoktur. Eğer bu gazı götürmek istiyorlarsa buralardan geçecek. Kuzey Kıbrıs’ı ister tanısınlar ister tanımasınlar bizim statümüz yükselecek.

29/06/2022 09:43
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Abdullah Karakuş
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.