Af demek, yükümlülüğünü yerine getirmeyenleri ödüllendirmek demektir
25/10/2022











Ali Baturay
KKTC tam bir af cumhuriyetine dönüştü, hemen her yıl mutlaka bir veya birkaç konuda af var…
Muhaceret affı, vergi affı, çalışma affı, sosyal sigorta affı, ihtiyat sandığı affı, faiz yasası affı, elektrik borcu affı, seyrüsefer borcu affı, üniversite öğrencilerine af…
Af üstüne af… Bu ülkede aflar bitmez…
Tüm aflarla ilgili de her defasında devlet hazinesine yüklü bir para gireceği söylenir.
Bazı aflardan sonra “bu kez son” denir ama hiç sonu gelmez.
Her yeni gelen hükümetin, her yeni başbakanın, her yeni bakanlar kurulunun aklında mutlaka af vardır.
Bir ülkede bu kadar affın olması, o ülkede aslında devlet otoritesinin olmadığını gösterir.
Denetleyemeyen, yasaları uygulayamayan devlet, bir süre sonra affa sarılıyor.
Aflar ülkedeki düzeni, işleyişi daha çok bozuyor.
Aflar halkı yükümlülüklerini yerine getirmemeye alıştırıyor, “Nasıl olsa af çıkar, o zaman hallederim” anlayışını hâkim kılıyor.
Af düzenlemeleri, yükümlülüklerini bir tamam yerine getirenleri enayi veya aptal yerine koymaktadır, adeta onları cezalandırmaktadır.
Canını dişine takıp yükümlülüğünü yerine getiren, gerekirse bunun için borçlanan insanlar ya da kurumlar vardır.
Bu kişi ve kurumların özverisini çöpe atmak demektir bu bitmek bilmeyen aflar…
Af düzenlemeleri, yükümlülüklerini yerine getirenler için haksızlıktır, adaletsizliktir…
Mutlaka bu aflardan, çok zor durumlara düşüp de faydalanacak olan insanlar ya da kurumlar vardır ama sonu gelmez aflar genel olarak yarar yerine zarar getirmektedir bu ülkeye.
Afların artık bir sonu gelmelidir…
Af demek, yükümlülüğünü yerine getirmeyenleri ödüllendirmek demektir.
Peki büyük özverilerde bulunarak yükümlülüğünü yerine getirenlerin ödülü nedir, onlar ödülü hak etmiyor mu?
Burada büyük bir tezat yok mudur?
Ülkeyi yöneten siyasiler, aflarla yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere şirin görünmeyi seviyor, müjde vermeye bayılıyor, ayrıca bu aflarla para topladığını ve ülkeye fayda getirdiğini de iddi ediyor ama aslında bu yalnızca kendilerini ve tüm toplumu kandırmaktır.
Aflar aslında devleti yönetenlerin ne kadar aciz olduğunu göstermektedir.
Hükümet, 15 gün içinde üç af açıkladı; birisi “Birikmiş elektrik borçlarının tahsilini kolaylaştırmak için af”, diğeri “çeşitli nedenlerle yükseköğrenim kurumlarından ilişiği kesilen öğrencilerin öğrenimlerine devam edebilmelerine fırsat yaratmak için kısmi af” ve sonuncusu da “muhaceret affı”…
Sigorta affının ön peşinatını son ödeme tarihi de 30 Eylül 2022 tarihiydi zaten…
Bakalım sırada hangi aflar var?
Muhaceret affından yaklaşık 5 bin kişinin yaralanabileceği düşünülüyormuş…
Peki neden binlerce insan kayıt dışıdır, neden bu kadar insan cezaya düşüyor, neden bunlar kontrol edilemiyor?
Devlet görevini neden yapamıyor da kayıt dışılığın alışkanlık haline gelmesine, normalleşmesine yok açıyor?
Maharet af düzenlemesi yapmak değil, affa gerek kalmayacak bir düzen yaratmaktır.
Ancak belli ki bu hiç olmayacak… İktidardaki siyasiler görevini tam yapamayıp, af müjdesi vermeye hazır oldukça ve bunu çok sayıda insan hissettikçe, kayıt dışılık da sürer, devlete yapılması gereken birçok ödeme de yapılmaz…
Mevcut zihniyetle bu kısırdöngüden kurtulmak mümkün değil…
- Ağır cezalara rağmen kurallara uymamanın yolunu buluyor birçok kişi…
- Bu durum çok vahimdir, yolsuzluklara bakış bakımından endişe vericidir…
- Bu ülkede artık her şey yanlış gidiyor, fiyaskoların ardı arkası kesilmiyor…
- Bu tutuklama yasal olabilir ama vicdani değildir…
- Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
- Maaş ödemek için borçlanan bir devlet, halkına nasıl güven versin?
- Bakanlık, denetimi çalışandan Beklemesin, kendi yapsın…
- Herkes suspus; ne bakan bir şey söylüyor ne Başbakan ne de marketçiler…
- Sinirli, tahammülsüz, saygısız, nezaketsiz insanlar çoğaldı…
- Turist gibi ülkeye geliyorlar, burada silahlanıp tetikçiye dönüşüyorlar…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





