Akademisyen Mehmet İlktaç yazdı: Covid-19 laboratuvar tanı testlerinin performanslarını belirleyen etkenler

"COVID-19 tanısında kullanılan laboratuvar testlerinin performanslarının değerlendirilmesinde yararlanılan en önemli ölçütlerden iki tanesi, testlerin duyarlılık ve özgüllükleridir."

ads ads ads ads
05/05/2020
HK

ads
Akademisyen Mehmet İlktaç yazdı: Covid-19 laboratuvar tanı testlerinin performanslarını belirleyen etkenler

Geride bıraktığımız yılın aralık ayının son günlerinde, Çin’de ilk olguların bildirilmesi ve hastalığın büyük bir hızla diğer kıtalara yayılması ile birlikte, öncelikle COVID-19 hastalığının etkeni olan SARS-CoV-2 ilgi odağı oldu. Başta “Hayvanlardan mı bulaştı?” ya da “Laboratuvar ürünü müydü?” gibi sorular kafaları kurcalarken, sonrasında hastalığın tanısında kullanılan laboratuvar testleri sorgulanmaya başlandı. 10 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ilk olgunun bildirilmesiyle birlikte, toplum olarak biz de bu akıma ayak uydurduk. Adeta çok sesli bir koro misali, herkesin söyleyecek bir sözü vardı. Yorumlar, görüşler havada uçuştu. “O test güvenilir değilmiş”, “bu test yalancı pozitif sonuç veriyormuş”, “bu test en doğru testmiş, yanlış sonuç vermezmiş” gibi pek çok yorum yapıldı.  Son zamanlarda, kanıta dayalı bilgi paylaşımının önemi giderek daha da hissedilmektedir. Peki, bilimsel olarak, COVID-19 özelinde fakat bulaşıcı hastalıklar genelinde, laboratuvar testlerinin performanslarını belirleyen etkenler nelerdir?

COVID-19 tanısında kullanılan laboratuvar testlerinin performanslarının değerlendirilmesinde yararlanılan en önemli ölçütlerden iki tanesi, testlerin duyarlılık ve özgüllükleridir. Duyarlılık, bir testin gerçekten hasta olan kişilerin ne kadarını doğru (pozitif) saptadığını gösterir. Örneğin; duyarlılığı %85 olan bir test (adamızda da kullanılan ve IgM/IgG antikorunu araştıran bir testin IgM duyarlılığı üretici firma tarafından %85 olarak bildirilmiştir), gerçekten COVID-19 hastalığı bulunan 100 hastadan 85’inde pozitif sonuç verirken, geriye kalan 15 hastada sanki hastalık yokmuş gibi negatif sonuç verir. Özgüllük ise bir testin hasta olmayan kişilerin ne kadarını doğru olarak (negatif) saptadığını gösterir. Yani, özgüllüğü %99 olan bir test, hastalığı olmayan 100 kişiden 1’inde yalancı pozitif sonuç vererek bu kişinin hastaymış gibi kabul edilmesine neden olur.

Bir testin duyarlılığı yalancı negatif sonuçlardan; özgüllüğü ise yalancı pozitif sonuçlardan olumsuz şekilde etkilenmektedir. COVID-19 tanısında kullanılan hızlı testlerin üretici firma kataloglarında belirtilen duyarlılık ve özgüllük değerlerinin doğruluğu ise şüphelidir. Çünkü, bu testler genellikle az sayıda hasta ve sağlıklı kişi üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda piyasa sürülmüşlerdir. Bu nedenle, ürün kataloglarında belirtilen bu değerlerin her zaman gerçeği yansıtmayabileceği akılda tutulmalıdır.

Farklı testlerin (hatta aynı teste yönelik farklı markaların) duyarlılık ve özgüllükleri değişkenlik gösterebilmektedir. Mevsimsel grip virüsü gibi solunum yolu virüsleri ile ilgili kazandığımız deneyimler, antijen ve antikor saptayan hızlı tanı kitlerinin duyarlılık ve özgüllüklerinin düşük olabileceğine işaret etmektedir. COVID-19’un aniden ortaya çıkması, kıtalar arasında hızlı bir şekilde yayılması ve ciddi seyirli hastalığa yol açması nedeniyle, dünya genelinde acil tanı gereksinimini karşılamak amacı ile üretilen hızlı testler üzerinde geniş ölçekli duyarlılık ve özgüllük çalışmaları henüz tamamlanamamıştır. Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü bu testlerin tanı amacıyla kullanılmamalarını önermektedir. Ancak, tanıda kullanılmamaları gerekliliği bu testleri önemsizleştirmez. Aksine, bu testlerle elde edilen sonuçlar, ileride istatistik ve halk sağlığı uzmanlarının süzgecinden geçtikten sonra, bize geriye dönük olarak COVID-19’un toplum üzerindeki etkisi ile ilgili değerli veriler sunacaktır.

Test sonuçlarının doğruluğunu belirleyen diğer iki etken ise testin pozitif ve negatif öngörü değerleridir. Pozitif öngörü değeri (PPV), testin pozitif sonuç verdiği bireylerin ne kadarının gerçekten hasta olduğunun bir göstergesidir. Örneğin; PPV’si %90 olan bir testte, pozitif sonuç alınan 100 hastadan 90’ı gerçekten hasta iken geri kalan 10’unda aslında hastalık yoktur (yalancı pozitif test sonucu). Negatif öngörü değeri (NPV) ise negatif test sonucunun ne kadar güvenli olduğunun bir işaretidir. %90 NPV’ye sahip olan bir testte, hasta olmadığı saptanan 100 kişinin 10’u aslında hastadır. PPV ve NPV, hastalığın toplumda görülme sıklığına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir.

SARS-CoV-2, dünya genelinde bir salgına neden olmuştur. Ancak, ülkemiz de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede, toplumdaki pozitif hasta sayısı genel nüfusa oranlandığında COVID-19’un görülme sıklığının düşük olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum, tarama testlerinin PPV’sinin azalmasına ve bu nedenle yalancı pozitif sonuçların artmasına neden olmaktadır. Ülkemizde bazı bireylerin hızlı tarama testiyle pozitif ancak doğrulama testi ile negatif saptanmasının olası nedenlerinden biri de budur. Hızlı antikor testlerindeki yalancı pozitifliğin bir diğer nedeni ise, SARS-CoV-2’nin yakın akrabası olan ancak insanlarda hastalığa neden oldukları uzun bir süredir bilinen diğer koronavirüs tiplerine karşı vücudumuzda oluşan antikorların da test tarafından saptanmasıdır. Yani, soğuk algınlığına neden olan diğer koronavirüslerle enfekte olunması durumunda da bu testler pozitif sonuç verebilirler.

Uluslararası rehberler, COVID-19’un laboratuvar tanısında polimeraz zincir reaksiyonunun (PCR) kullanılmasını önermektedir. Diğer bulaşıcı hastalıklar ile ilgili tecrübelerimiz, COVID-19’un tanısında en güvenilir laboratuvar testi olarak kabul edilen PCR’ın diğer testlere göre daha duyarlı ve özgül olduğunu göstermektedir. Ancak, en güvenilir yöntem olarak kabul edilmesi, PCR’ın yanlış sonuç vermeyeceği anlamına gelmez. Örneğin; hastadan alınan örnekte virüse ait RNA’nın belirli bir miktarın (testin alt saptama limitinin) altında olması durumunda, PCR yalancı negatif sonuç verebilir. Farklı markalara ait PCR kitlerinin alt saptama limitleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle, aynı hastada bir kitle pozitif sonuç alınabilirken başka bir kit ile negatif sonuç alınabilir.

COVID-19 tanısında kullanılan laboratuvar testleri, tanıda buzdağının sadece görünen kısmıdır. PCR ve antikor testlerine ilave olarak, bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri de tanıda oldukça önemlidir. Birçok hastalığın tanısında, birden fazla tanı yönteminin birlikte kullanılmasının tanının doğruluğunu artırdığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, COVID-19’un tanısında laboratuvar test sonuçlarının hastanın şikayetleri, temas öyküsü ve diğer tanı yöntemleriyle birlikte değerlendirilmesi en akılcı yoldur.

SARS-CoV-2 tanısında laboratuvarda kullanılan testlerin olumsuz özelliklerinden bahsettikten sonra “Bu testler yanlış sonuç veriyorsa, sağlık otoriteleri neden daha fazla test yapılması gerekliliği ile ilgili çağrıda bulunuyorlar?” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, DAHA FAZLA TEST! Çünkü, laboratuvar testleri pandeminin yavaşlatılması yönünde alınması gereken önlemler açısından şu an elimizde olan silahlardan en önemlisidir. Ancak, yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım bilgiler ışığında “DOĞRU KİŞİLERE, DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU YÖNTEMLE TEST UYGULANMASI VE TESTLERİN DOĞRU DEĞERLENDİRİLMESİ” de en az test sayısı kadar önemlidir. Böyle bir yaklaşım, başta mikrobiyoloji, moleküler genetik, enfeksiyon hastalıkları ve göğüs hastalıkları uzmanları olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının en temel sorumluluklarından bir tanesidir.

Peki, bu süreçte halkın başlıca sorumluluğu nedir? Bence, test sonuçlarının negatif çıkmasına ya da pozitif çıktıktan sonra negatifleşmesine bakmaksızın, sosyal mesafeyi korumaktır. Hem COVID-19’un ilerleyen dönemlerdeki olası olumsuz etkilerinden hem de gelecekte yine salgın veya pandemi şeklinde gündeme gelme olasılığı yüksek olan diğer bulaşıcı hastalıklardan korunmak için sosyal mesafeyle yaşamaya alışmamız gerekiyor.

 

Yrd. Doç. Dr. Mehmet İlktaç, Mikrobiyoloji, PhD.

Doğu Akdeniz Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi.

05/05/2020 16:16
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Mehmet İlktaç, Covid-19, laboratuvar, tanı testleri
MANŞETLER

HK YAŞAM

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.