Akıncı yapacağını fazlası ile yaptı

ads ads ads ads
11/04/2018

ads

Mete Tümerkan Mete Tümerkan


Kıbrıs meselesinin bu kadar uzun süre gündemde kalmasının en büyük nedenlerinden biri müzakerelerin sonuç odaklı bir şekilde kurgulanamaması ve masadan bir sonuç çıkmaması halinde ne olacağı konusunda önceden net bir şekilde anlaşılmamasıdır.

Bu nedenden dolayı müzakereler uzun yıllardır yapıldı ama bunlardan hiçbir sonuç alınamadı.

Bu süreçlerde Rum Liderliği elinde tuttuğu Kıbrıs Cumhuriyeti ünvanı avantajını hep kullandı.

Rum tarafının her halükarda tanınmış bir devlet olarak yoluna devam edebileceği durumu ve bu nedenle sorunun çözümüne ihtiyaç duymamasından dolayı görüşmeler sırf yapılmak için yapıldı.

Böylece hep havanda su dövüldü.

İş karar aşamasına her geldiğinde masa bir şekilde bozuldu.

Bunun en son örneği Crans Montana’da yaşandı.

Kıbrıs Konferansı görüşmelerinde son aşamda Rum Lider “Ben yokum” diyerek işi bitirdi.

Şimdi 16 Nisan Pazartesi günü iki lider Crans Montana’da masanın devrilmesinden sonra ilk kez yüz yüze görüşecekleri bir ortamda bir araya gelecekler.

Bu görüşme elbette ki müzakerelerin yeniden başlaması anlamına gelmiyor.

Ama sonuç odaklı, bir takvime bağlı yeni bir müzakere şansı var mı, yok mu bunun işaretlerinin ortaya çıkabileceği bir yemek bizi bekliyor.

Crans Mpntana’da ve sonrasında yaşanan gelişmelere bakıldığı zaman, müzakerelerin yeniden ve sonuç odaklı bir anlayışla başlayabileceğini söylemek oldukça güç.

Gerçekçi olmak gerekirse, bu aşamada çok fazla iyimser olmaya ve ümitlenmeye gerek yok.

Rum Liderin neleri yapabileceği ve nelere ‘hayır’ diyeceğini kestirmek zor olmasa gerek.

Örneğin dönüşümlü başkanlık, etkin katılım, hidrokarbon yatakları konusunda her iki tarafın da birlikte söz söyleyip, karar üreterek paylaşacakları bir model, güvenlik ve garantiler meselesinde Cenevre’de masaya sürülen ön şartların geri çekilmesi gibi meselelerde Rum Lider ne kadar esneklik gösterebilir ki insan ümitli olsun!

Türk tarafı bir bütün olarak, Kıbrıs Konferansı’na giden süreçte ve İsviçre’deki Konferans boyunca sorunun çözümü için üzerine düşeni fazlası ile yaptı.

Müzakere sürecini sürekli zorlayıp ileriye taşıyarak Kıbrıs Konferansı’nın toplanmasını sağlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı oldu.

Rum Lider Nikos Anastasiades hep kaçmaya çalıştı, Cumhurbaşkanı Akıncı onu hep masaya dönmeye zorladı.

Akıncı, deyim yerindeyse ‘ite kaka’ konferansın toplanması noktasına kadar işi götürdü.

Şimdi Akıncı’nın vereceği ya da söyleyeceği bir şey kalmadı.

Müzakerelerin yeniden başlayabilmesi Rum Liderin söyleyip, yapacaklarına bağlı.

Atacağı çok somut adımlara…

Yemekte bu konuda bir niyet olup olmadığının eksersizi yapılacak. Niyetler ortaya konulacak.

Sorulara yanıtlar verilmek zorunda kalınacak.

Ve ortaya çıkacak sonuca göre de Kıbrıs meselesinin bundan sonraki seyri belli olacak.

Görünen o ki Cumhurbaşkanı, boşuna yol ayrımına gelindiğini söylemedi.

16 Nisan’da bu yol ayrımına bizi götürecek detaylar ya da bunların işaretleri  ortaya çıkacak.

11/04/2018 10:49
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Akıncı yapacağını fazlası ile yaptı, Mete Tümerkan
MANŞETLER

HK Mete Tümerkan

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.