Savaşa karşı olmak için illaki savaş koşullarını yaşamak gerekmez.

    Akıl, savaşı değil, barışı çağırır…

    Savaş, ölümdür, yıkımdır, acıdır, gözyaşıdır…

    Biz Kıbrıslı Türkler savaşın acısını bilen ve çeken bir toplumuz, nerede bir bomba patlasa, nerede bir siren sesi çalsa travmalarımız baş gösterir.

     O kötü günler gelir aklımıza, ne biz savaş isteriz ne de başkasının savaşmasını…

     İstemeyiz dünyanın hiçbir yerinde savaş çıkmasını…

     Rusya- Ukrayna savaşı, içinde insan sevgisi olan, barışa inanan herkesi üzüyor.

     Bu savaş, defalarca felakete neden olmasına rağmen hiç bitmeyen emperyalist devletlerin hesapları ve hesaplaşmasının bir sonucudur ama acısını da halklar çekmektedir.

     Ukrayna, batılı devletlerle Rusya arasında kaldı…

     Başta ABD olmak üzere batının, Sovyetlerden her kopan devleti NATO’ya alma sevdası, oralarda yaşayan özellikle de Rusya ile sınırı olan devletlerde yaşayan insanları felakete sürüklüyor.

     Ukrayna’ya “yürü de arkandayız” diyenler, silahlar patladığında ortadan kayboldu, Ukraynalılar arkalarına baktıklarında kimseyi bulamadı.

     Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, “yalnız bırakıldık” dedi, kimsenin kendileri için savaşmak istememesine sitem etti.

      Ukrayna lideri, ABD’nin NATO’yu da kullanarak Doğu Avrupa’da bazı hesaplar peşinde olduğunu, bu bölgeye silah ve asker yığma çabalarıyla Rusya’yı kışkırttığını görebilse bunlar başına gelmeyebilirdi.

      Ukrayna lideri, Rusya’nın Gürcistan’ı işgalinden ders çıkarabilirdi.

      Gürcistan’ın başına gelenler, tıpatıp Ukrayna’nın da başına geldi, hiç farkı yok.

      Gürcistan’ı da NATO’ya almak istediler, Rusya Gürcistan’ı istila etti, bugün Ukrayna’nın işgaline kimse karışmadığı gibi o zaman da kimse karışmamıştı.

      Rusya, Ukrayna’dan koparıp nasıl ki iki devletçik kurdurup sonra da tanıdı ya, Gürcistan’dan da kopartıp iki devletçik kurdurtmuştu…

      Tabii bunları Rusya’yı haklı çıkarmak için söylemiyorum.

      Rusya, ABD’nin Doğu Avrupa hesaplarından, NATO’nun buralarda konuşlanma çabalarından elbette ürkmektedir ama bir anlamda da bunu kullanmaktadır.

      Rus Lider Vladimir Putin, eski Sovyetler Birliği benzeri bir oluşumun hayalini kurmaktadır ve gözünü karartmıştır.

      Hiçbir ülkenin Rusya ile savaşmak istemediğini de bildiğinden, eski Sovyet ülkelerine yönelik baskıcı, despot, acımasız tavrını yükseltmektedir.

      Birçok uzman, Putin’in uzun konuşmasını, “bir tür imparatorluk” konuşması olarak nitelemiştir.

      Batılı devletler şimdi Rusya’ya çeşitli yaptırımlar uygulamaktadır, tabii ki bunlar Rusya’yı etkileyecektir ama kısa sürede caydıramayacaktır.

      Putin’in yayılmacı, saldırgan, despot tavrının bedelini ekonomik yaptırımlarla Rus halkı görecektir.

      Nasıl ki batılı devletlerle Rusya arasındaki hesaptan dolayı çıkan savaşta Ukrayna halkı hem savaşta ölüyor hem de sağ kalanlar yıllar sürecek bir yıkımın altından kalkmaya çalışacak, Rusya’ya uygulanacak yaptırımlardan da ülkede veya yurt dışında yaşayan birçok Rus mağdur olacak.

    Yani olan yine halklara oluyor, liderlerin hırsları, yanlış ülküleri, gereksiz güç gösterileri halkları vuruyor.

    Bu savaş da göstermiştir ki halklar ülkelerine yönetici seçerken çok dikkatli olmalıdır, birçok ülkede yöneticiler, liderler, halklarını felakete sürüklüyor. İşte Rusya- Ukrayna savaşı da bunun bir örneğidir. (Gerçi dünyanın birçok yerine halen halklar yönetici bile seçme şansına sahip değil.)

    Bir de emperyalist, yayılmacı da olsa, başka ülkelere acı da verse o ülkenin her ferdi suçlu değildir, ülke yöneticilerinin yaptığı hatalardan o ülkenin her ferdini sorumlu tutmak doğru değildir.

     Bakın Rusya’da birçok kişi savaşa karşı çıkmış, sokağa dökülmüş, eylemler yapmıştır, Putin’in Ukrayna’yı işgal girişimini yanlış bulmuştur hem de işkence göreceğini, tutuklanacağını, kodese sokulacağını bile bile…

     O eylemciler, bu savaşta hem Ukrayna halkının ölmesini istemiyor, hem kendi vatandaşlarının da savaşta öleceğini biliyor hem de bu savaşın o ya da bu nedenle kendi ülkelerine ekonomik bazı sıkıntılar yaşatacağını kavrayabiliyor. Yani savaşın kazananı olmadığını bilerek bu eylemleri yapıyorlar…

     ABD’nin Ortadoğu’ya asker gönderip, oralarda operasyonlar yapmasına, Afganistan’daki faaliyetlerine de birçok Amerikalı karşı çıkmıştı.

     Devletlerin yaptığı kötülüklerden o ülkenin tüm fertlerini sorumlu tutmamalı, genellememeliyiz. Bu durum, bizzat savaş yaptığımız ülke ya da ülkelerin halkları için de geçerlidir.